İlk İzlenim

29 3 0
                                    

Sabah telefonumun çalması üzerine uyandım.Bu saatte,bu kadar önemli olan şey neydi? Araya kişinin,Ethan olmasını görmem gözlerimi devirdim.
Onun aramasına hiç şaşırmamıştım.

"Alo beni iyi dinle."

Ne dediğini tam anlayamıyordum. Etrafta bir sürü ses olduğuna göre dışarıda bir yerlerdeydi.

"Neredesin sen?"

"Havaalanındayım.Yurtdışında işim olduğundan katılayamayacağım ama bu,seni takip etmeyeceğim anlamına gelmiyor.Paul'a ulaşamıyorum.Ona ulaştığında..." demişti ki sözünü kestim.

"Beni niçin aradın?"

Kuralları esnetiyor olabilirdim ama beni sürekli araması,bir süre sonra bıkkınlık hissi veriyordu.Telefonun ucundan sıkıntılı bir ses yükseldiğini işittim.Sorularımla onu bunalttığımı söyler,çoğu zaman cevap vermezdi ama bazen cevaplara ihtiyacım olduğunu düşünürdüm ki bu da o anlardan biriydi.

"Seninle o ilgilenecek.İlk izlenim için, o çocukla buluşacaksın."dediğinde boğazımda bir yumru oluşmuştu.
Soğukkanlı olup bu duruma uyum sağlamak varken,sızlayan yüreğimin acısı,iliklerime kadar bir bir işliyordu.
Hiç tanımadığım biri hakkından kirli oyunlar kurmak,benim karakterimin çöküş noktasıydı.Hiçbir zaman tam masum olamamıştım ama hayatımda hiç bu kadar kirli de hissetmemiştim.

"Tamam peki onunla nasıl?"

Dıt...dıt....dıt...dıt..

Harika,hiçbir şey söylemeden telefon yüzüme kapandı.En azından Ethanın bu süreçte yanımda olmayacak oluşu benim için büyük bir artıydı.Benim asıl merak ettiğim neden beni kadın liderlere bırakmıyor, erkek liderlerin gözetimi altıma girmemi istiyordu ki?

Kendimi şımarık bir kız çocuğu gibi hissetmemi sağlıyordu.Haylazlık yapan,büyüklerinin gözetiminden ayrılmayan bir kız çocuğu... Keşke küçüklüğüm kadar masum olabilsem şimdş de... Zorlanmıştım ben,hayatım boyunca zorlanmıştım.Hiçbir zaman karşı çıkamamış,kenara sıkıştırılmış,
yolun sonuna geldiğini hissettiğinde, o küçük umut ışığına tutuncak kadar saflaşmıştım.Kendimi toparlayıp saçma düşüncelerimden sıyrılmaya çalıştım.Hayatımın sonuna kadar o ucube yerde kalamazdım.İş yaramaz hale geldiğimde gönderirlerdi beni. Tecrübeye dair bir şey bilmiyorken o zamanki hayatım.şimdiden iyi değilse risk almamamın ne anlamı kalırdı ki?
Belki seneler sonra buradan ayrılıp kendime yeni bir yaşam kurabilirdim.
Başından beri yaşamak istediğim hayatı elde edebilmek için,onlara ihtiyacım olmam,acizliğimi büsbütün ortaya sererken,hayatın peri masalı gibi olmadığıyla çok erken tanıştığım gerçeği geldi aklıma.

Uykum vardı ama uykuya ihtiyacım yoktu.Normal insanlar gibi,bir hayat yaşamaya şimdi duyduğum kadar hiç bir zaman ihtiyaç duymamıştım.Saat 6.00 ve hayatımın planını yapıyorum. Kendimi yataktan kalkmaya zorlarken
aşk hakkındaki romanları düşündüm.
Kitap okumayı sevmezdim ama bunu yapmaya mecbur gibi hissediyordum.
Romanlar gerçeği yansıtmayan,aptal kurgusal şeylerdi.

(Yazar kitap okumayı seviyor,karakter
böyle düşünüyor,yanlış anlaşılmasın)

Üst üste dizilmiş üç kitabın içinden John Green'in"İlk Aşk."kitabını aldım. İlk altı sayfayı okuyup ilerletip göz gezdirdim.Şimdiden sıkılmıştım.

Dışarı çıkıp,hava almak iyi gelebilirdi.
Askılıktan lacivert küçük çantamı alıp para,lazım olursa diye telefonumu koydum.Sonbaharlığımı da üzerime geçirip kendini açık havaya bıraktım. Sokaklar yanlızlığımı damgalarcasına boştu Tek tük,işe gidenler haricinde sokakta benden başka kimse yoktu.
Yürümek bana en iyi gelen ve sık sık kullandığım kaçış yoluydu.Bir şeye sinir olduğumda,kurıldığımda,hayal kırıklığına uğradığımda insanlardan uzaklaşır,saatlerceyürürdüm.O zamanlar insanlardan uzaklaşmak için yaparken,şimdiyse o zamanları özlüyordum.Tekrar etrafımda ailem, arkadaşlarım,bana değer verenler olsaonlardan kaçmaya çalışmazdım. Tek tek her şeyi kaybederken kişiliğin de bunlardan olacağını bilemezdim.
Bu kadar dibe çekileceğimi hayal edemezdim.

Bileğimden kavrandığımı hissetmem ile önümden hızla bir araba geçmesi, bir oldu.Şaşkınlıkla donakalmıştım.
Çocuğa yaslandığımı farkettiğimde hemen kendimi toparladım.

"Daha dikkatli olmalısın."

Sesimi çıkarabilsem haklı olduğunu söyleyebilirdim.Konuşmak isterken, tek yaptığım hava yutmak oluyordu.

"Sen iyi misin?"

Endişeli çıkan sesine karşın,başımla onu onayladım.İyi birine benziyordu.
Her şeyden önce,beni kurtarmıştı. Yüzüne baktığımda,ağzım şaşkınlıkla açıldı.Bu o olamazdı değil mi?

"Hey,seni korkutmak istememiştim."

Gamzeli gülücük attığında,zorlukla da olsa gülümsedim.Gülümsemesi daha da kötü hissetmeme neden olurken,
içimden buraya geldiğim için kendime kızıyordum.

"Teşekkür ederim."dedim kibar olmaya çalışıp

"Önemli değil.Çok dalgınsın."

"Şey biraz öyle."dedim bakışlarımı kaçırırken

"Daha dikkatli olmalısın."

Başımı sallayıp bir an önce buradan uzaklaşmak istedim.Arkamdan iyi olup olmadığını sorduğunu duysam da durmadım.Kolumu kavradığında ona atacağım sinirli bakış bir anda sönüverdi.Çok masum bakıyordu.
O an ondan oldukça uzaklaşmak istedim.

"Soruma cevap vermedin."

"Ben iyiyim."

"Nereye?"

Niye bu kadar meraklıydı ki?

"Ben sadece konuşmak istemiştim."

Aklıma yaptığım anlaşma gelince
"Sen de benimle yürü."çıktı ağzımdan

Gülümsedi.Nereye gidiyoruz diye sorduğunda bir cevap veremedim.
Sırf,kafamı dağıtmak için, çıktığım yolculukta ben de bilmiyordum ki.

"Bilmiyorum açıkcası fark etmez de."

"Tamam.O zaman bildiğim iyi bir kafe var,Gidelim mi?"

"Olur." dedi

Kibar biriydi.Tanrı aşkına,ne yapmış olabilirdi ki? Aklıma eski günlerimi getirip,içindeki kötüyü çıkardığını hayal ettim.Erkeklerden kolayca nefret edebilirdim ki bunu yapmak için yeterince sebebim vardı.

"İyi olduğuna emin misin?"

Aynı soruyu kaç kere sormuştu?
Eskiyi hatırlamanın iyi gelmediğini varsayarsam,şu anki sorusu oldukça mantıklıydı.

"Evet,lütfen daha fazla bunu sorma."

"Tamam."deyip gülümsediğinde gerçek amacını bilsem yine gülümseyebilir miydin?" diye geçirdim içimden.

Kafeye gitmemiz iyi olmuştu çünkü gerçekten acıkmıştım.Ben kendime tost söylerken o sadece çay almakla yetinmişti.Onunla fazla erken tanışmıştık.İkimiz de sessiz bir şekilde oturuyorken sessizliği bozdu.

"Ee kendinden biraz bahsetsene."

"Ben Larissa,20 yaşındayım."

Devam etmeden önce duvardaki saate yönelttim bakışlarımı.Panik olmuş bir yüz ifadesiyle,yalancıktan bir konuşma yapmadan önce derin bir nefes aldım.Ona geç kaldığımı söyleyip kalkmıştım.Oysaki daha gitmeme yaklaşık yarım saat vardı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 02, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AnlaşmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin