Bölüm 1

49 8 3
                                    

Hıçkırmaktan nefes alamaz hale gelmiştim. Ne kadardır annemin dizine yatmış vaziyette ağladığımı bilmiyorum ama annem başımı okşayıp

' Artık sakinleş güzel kızım. Babana diklenmemeyi öğrenmelisin. Nasıl kızdı görüyor musun ? ' dedi annem. Normal de annemin davranışlarını bilmesem cidden düşünüyor sanardım. Belki de düşünüyordu ama babama olan korkusunun buna ağır bastığını biliyordum. Babam daha fazla sinirlenip ona da patlamasın diye beni sakinleştirmeye çalışıyordu.

' Anne ben bir şey yapmadım! Sadece arkadaşlarımla akşam dışarı çıkmak istedim. Bu kadar büyütmesini gerektircek bir şey değil! ' dedim hıçkırıklarımın arasından bağırmaya çalışarak.

' Hadi yeter artık. Dakikalardır ağlıyorsun hasta olucaksın. ' dedi annem sinirlenerek. Yanağıma öpücük koyup dizindeki başımı yatağa bıraktı. Ağladığım için mayışmış bir halde uykuya daldım.

***

Rüyada orman gibi bir yerdeydim. Hani insanların ' cennet ' diye tanımladıkları bir yer vardır ya işte aynı oradaydım. Kuşlar melodik bir şekilde ötüyordu. Ağaçlar, güneş uzaktan bile gözüken masmavi bir göl. Her şey harikaydı. Neden böyle saçma sapan rüyalar görüyordum ki ?

Birden bir ses duydum. Etrafıma baktığımda kimse yoktu. Tekrar önüme döndüğümde hava birden karardı. Önümde bir çocuk belirdi. Arkası dönüktü yüzü gözükmüyordu ama ensesinde parlayan bir dövme vardı. Hızlı adımlarla benden uzaklaştı.

Nefes nefese uyanmıştım. Böyle saçma rüyalar görmeyi nasıl başarıyordum acaba ?

Terler içinde kalan yüzümü elimin tersiyle silip doğruldum. Gördüğüm rüyanın etkisiyle vücudum sırılsıklam olmuştu. Banyoya girip kısa bir duş aldıktan sonra üzerime temiz kıyafetler giyip odamdan çıktım.

Akşam yemeği için herkes aşşağıda toplanmıştı ve 10-15 dakika kadar gecikmiştim. Bir kaç keresinde akşam yemeklerine geç kalmıştım, annem ve babam olayı büyültmüşlerdi. Gereğinden fazla derecede disiplinli ve dakik oldukları için bu gibi şeyleri abartıyorlardı. Azar işiteceğimi bildiğimden kendimi hazırlayarak merdivenlerden inip mutfağa geçtim.

''Bu kaçıncı oluyor Elsa? Bu yaşına geldin ama hala sorumluluk sahibi olamıyorsun.'' Annemin iğneleyici ses tonu altında ezilip kalmıştım. Cevap verme gibi bir şansımda olmadığı için sadece susmakla yetiniyordum.

''Annen haklı, Elsa. Artık sorumluluk sahibi olmayı öğrenmen gerekiyor. Bu zamana kadar seni en iyi şekilde yetiştirmeye çalıştık ama sen hala çocuk gibi davranıyorsun! Ailemize yakışır bir tavır alman gerekiyor!'' Babamın olayı fazla abarttığının farkındaydım. Sadece duş aldığım için 10-15 dakikalığına gecikmiştim. Olayı bu kadar büyültmeleri sinirlerimi bozuyordu. Bana bu kadar çok baskı uygulamaları ve karışmaları canımı sıkmaya başlamıştı.

''Artık bir ailen ve hayatın olduğunu öğrenmelisin! Herşeye geç kalıyorsun, sorumluluğunu üstlenmiyorsun, çocuk gibi davranıyorsun, bizi dinlemiyorsun! Seninle ne yapacağız biz Elsa?!'' Sinirli bakışlarımı babama doğrulttuğumda öfkeyle güldü. ''Şimdide babanamı karşı geliyorsun? Ciddimisin? Seni bunun içinmi büyüttük? Kim bilir arkamızdan daha neler çeviriyorsundur sen be! Eve geç geldiğin günler erkek arkadaşınla falan takılıyorsun, değil mi? Sana çok yüz verdik! Bu evde bizim kurallarımızın geçtiğini unutma!''

Şaşkınlıkla babama bakarken söylediklerini idrak etmeye çalışıyordum. Sadece akşam yemeğine geç kalmıştım ve olayları konudan başka her türlü şeye çekmişti. Bir erkek arkadaşım bile yoktu! Öfkeme hakim olamayıp sertçe ayağa kalktım. ''Yeter! Siz bana çocukmuşum gibi davranıyorsunuz, ben değil! Artık üzerime uyguladığınız baskı canımı sıkmaya başladı! Kaç yıldır sustum, ama artık dayanamıyorum! Bir kez olsun ne istediğimi, kararlarımı, nasıl olduğumu sormadınız! Bana anne ve babalık dahi yapmamışken, bana karışmayada hakkınız yok! Önce kendi hatalarınızı düzeltin, kusurlarımın çaresine ben bakarım!''

' Elsa! Sakın birdaha bize sesini yükseltme! 17 yıldır yapmadığın haraketleri yapmaya başladın. Güvenimizi sarsıyorsun. Ve seninde bildiğin gibi güvenimin sarsılması senin için iyi bir şey olmaz! ' dedi babam öfkeyle. Tabi ben dururmuyum

' Sorunda bu zaten! 17 yıldır size hiç karşı gelmedim. Dediklerinizi yapmak sizi gururlandırmak için her şeyi yaptım. Sınıf birinciliklerim, okul birinciliklerim oldu. Herkes beni takdir ederken ben yine size yetemedim ki baba! ' dedim. Bu tartışma daha fazla büyürse cidden iyi şeyler olmayacaktı. Babam sinirliyken etrafında olmak istemeyeceğiniz tiplerdendi.

' Ben odama çıkıyorum. ' diye ekledim. Uzatmak istemiyordum. Odama çıkmak için haraket edeceğim sırada

' Bir şeyler ye Elsa. Biliyorsun ki bir düzenimiz var. Yemek saatinde yemek yenir ve biter. Akşam yemeğinden sonra yenilmesinden hoşlanmıyorum. ' dedi annem gerginliği dağıtmaya çalışarak. Babam sessiz kalmış düşünceli bir halde tabağına bakıyordu. Söylediklerimden etkilenmiş olmalıydı.

' İştahım yok. Yalnız kalmak istiyorum. Rahatsız etme olur mu ? ' dedim sakince. Anneme sinirle konuşmak istemiyordum. Dolaylı yoldanda olsa beni savunduğu çok zaman olmuştu.

Hızlıca mutfaktan çıktım. Odama gideceğim sırada annemin endişeli sesini duydum.

' David kız haklı çok fazla üstüne gidiyorsun. Şuana kadar bizi hep gururlandırmaya çalıştı ama sen yüz bulup boşlamasın diye ters tepkiler verdin. Ayrıca bu yaşlarda böyle çıkışmalara gayet doğal. Lütfen biraz ayrıcalıklı davran olurmu? Söz verdik sözümüzden dönemeyiz. ' dedi annem fısıldayarak. Kulaklarımın iyi duymasına şükrederek kapının kenarına saklandım. Kime söz vermişti ?

' Dikkat etmeye çalışırım. Ama her şeyin bir sınırı var. Eğer haddini gereğinden fazla aşarsa ona gereken cezayı veririm. ' dedi. Babamda fısıldamıştı.

Adım sesleri duyduğumda koşar adım odama çıktım. Neyden bahsediyordu bunlar ? Ne sözüydü bu ? Kime verilmişti ? Ayrıca neden duymamam için fısıldamışlardı. Kafamı hızla iki yana sallayıp düşünceleri kafamdan attım. Şuan bunları düşünmek istemiyordum. Yapıcak bir şeyler aramaya başladım.

Uykum yoktu. Epey uyumuştum ve şimdi yapıcak bir şey arıyordum. Uykuya düşkün olduğum için 1-2 saat sonra tekrar sanki günlerdir uyumamışım gibi uykumun gelceğini biliyordum. 1-2 saatliğine oyalanıcak bir şeyler bulmam yeterliydi.

Bilgisayarımı açıp sosyal medya hesaplarıma baktım. Okulda ki herkes bana inek yada asosyal gözüyle bakıyordu. Çok çalışmak ve dışarı çıkmaktan hoşlanmamak suçmuydu yani ?

Okulda bir çok arkadaşım vardı. Dışlanmıyordum fakat sevgili gibi olaylar bence bu yaşlarda çok erkendi. Belki de hiç aşık olmadığım için böyle düşünüyordum. Sevgilim olmayınca da öpüşme gibi şeyler yaşamamıştım. Kitaplardan filmlerden duyduğum kadarıyla güzel bir şeydi. Ve bende ileride özel çok özel birine vericektim ilk öpücüğümü.

Düşüncelerimden sıyrılıp gelen isteklere, mesajlara baktım. Önemli bir şey olmadığı için dakikalar içinde halletmiştim işimi. Ne yapacağımı düşünürken sanki arkamda biri var düşüncesiyle hızla arkama döndüm. Kimse yoktu. Arada bir psikolojik sorunlar yaşıyordum. Bu gayet normaldi değil mi ?

Sıkılıp çekmecemin üstündeki kitabımı aldım ve yatağa yattım. Ne zaman bu saatlerde kitap okusam uyuyakalıyordum. Sabahları yüzümde kitapla uyanmak çok güzel bir şeydi. En azından benim için öyleydi. Ve yine öyle oldu. Çok geçmeden kitap okumanın verdiği rahatlıkla uykuya daldım.

Cadı LanetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin