"Merhaba."
Emniyet kemerini taktıktan sonra bana dönüp hafifçe gülümsedi.
"Merhaba."
Çekimser tavırları beni güldürüyordu ama bazen sinirimi de bozmuyor değildi.
Hayatım boyunca bir erkekle bu kadar ilgilenmemiştim.Genelde hiçbirini umursamazdım.
"Nereye gideceğiz." dedim arabayı çalıştırırken.
Onu gelip arabayla benim almam apayrı bir olaydı.Evlerine ve giyiniş biçimine bakılırsa zengindi ama arabası yoktu ve bunu önemsemiyordu
Büyük ihtimalle Justin otobüse binip o insanlara para kazandırmanın çok iyi bir yardım olacağını düşünüyordu.
"Yemek yeriz diye düşünmüştüm." iki elini birleştirmiş onları izliyordu.
Arabayı o civarlardaki bir hamburgercinin önünde durdurana kadar ikimizde konuşmadık.
Justin arabadan indiğinde bende onun peşinden inip arabayı kilitledim.
Kolunu girdiğimde bana baktı ama bozuntuya vermeden yürümeye devam ettim.İçeri girip boş masalardan birine oturduk ve ben sandalyemi olabildiğince Justin'inkine yaklaştırdım.
Siparişleri alan adam gittikten sonra konuştu. "Burası çok sıcak."
Üzerindeki uzun kollu gömleğe baktım. "Tişört giysene."
"Biraz fazla yakın değil miyiz?" diye sordu.Yüzü ve kulakları pembeleşirken.
"Bilmem." dedim gülüp. "Öyle miyiz?"
Elleri ile yüzünü kapatıp konuştu. "Biraz öyleyiz."
Cevap vermek yerine kolumu masaya yasladım ve onu izlemeye başladım.Erkek olmasına rağmen güzeldi.Yüzü saçları burnu ve mükemmel dudakları her kızın ilgisi çekebilecek cinstendi ama onun utangaçlığı buna engel oluyordu.
Parmaklarımı çenesinin etrafındaki benlerin üzerinde gezdirmeye başladığımda Justin'in kaskatı kesildiğini hissedebiliyordum.Benimle öpüşmesi dışında bir kızla bu şekilde fiziksel bir temas kurmadığına emindim.
Hamburgerler geldiğinde pürüzsüz teninde gezinen parmağımı çektim ve yemeğime odaklandım.
Justin önündeki patates kızartmasından bir kaç tanesini ağzına atıp çiğnemeye başladığında bende hamburgeri tepsiden kaldırıp koca bir ısırık aldım ve geri yerine bıraktım.
"Gigi." Justin'in sesini duyduğumda ona döndüm. "Dudaklarında ketçap var."
Ağzımdaki hamburgeri sonunda yutup konuştum. "Temizler misin?"
Tepsisindeki peçeteyi alıp dudaklarıma doğru getirirken peçeteyi tutup yere attım. "Ah, üzgünüm."
Gözü benim tepsimdeki peçeteye kaymasın diye onu kola bardağının altına sakladım.
"Peçete isteyeceğim."
"Parmağınla silebilirsin." dedim gülümseyip.
"Ama-"
"Hadi Justin." baş parmağını ürkek hareketlere dudağıma değdirip oradaki tüm ketçabı aldı.
Elini çektikten sonra dudaklarımı ıslatıp ona baktım."Elimi yıkayıp geliyorum."
Gözlerimi devirip konuştum. "Yerinde olsam parmağımı yalardım."
Kafasını öne eğip sandalyesini geriye itti. "Hemen geliyorum."