Gitmesinin üzerinden iki yıl geçmiş ama ben hala o gün kaybettiğim "kendimi" bulamamıştım. O sokakta kalmıştı tüm iyi niyetlerim,tüm umutlarım. Adım başı yalnızlık kokuyordum artık. Korkunç bir yalnızlık.
Anlam veremediğim bir yorgunlukla açtım gözlerimi,tabir-i caiz ise yüksek bir binadan yere çakılmış gibiydim,ölmemiş; sakat kalmıştım sanki.
Yataktan kalkmak istemiyordum ama kalkıp yeniden acımla yüzleşmeliydim,yine o sokaktan geçmeliydim gökyüzüne bakarak,yine fren yapan araba sesinden irkilmeliydim. Tüm bunlar bana var olduğumu hatırlatıyordu, onunda bir gün çıkıp geleceğini. Giyindim ve şekersiz bir kahve yaptım kendime,bir de sarı filtreli olanından sigara yaktım. Dumanı içime çektikçe ciğerlerimin titrediğini hissediyordum,ona biraz daha yaklaşmaktı bu,solmuş tenine biraz daha konuşmak. Her zaman ki gibi dumanı altıncı kez içime çekişimde bir kaç damla yaş aktı gözümden,engel olamadım,yine o'na karışıyordum yavaş yavaş. Kahvenin her yudumunda yeni bir sigara yaktım,şimdi ise kutuda son bir sigaram kalmıştı. Son sigara onun hakkıydı,gitmeliydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Kadeh
Romanceİçi boş bir mezar,sonsuz bir umut. Kendinizi Gece'nin yerine koyup,Gece'yle kahrolacağınız bir hikaye. Sevdalar,yarım.