-1-

10.2K 586 983
                                    

Multiyi ben yaptım. :) bitirmeye uğraştığım için bölüm biraz geç geldi :D

Hala uykuda olduğumu bilmeme rağmen kendimi uyanık gibi hissediyordum. Galiba hayatımda gördüğüm en garip rüyaydı bu. Tam olarak neler döndüğünü çıkaramıyordum fakat tanıdık ve ürkütücü bir his beni sarmıştı.
"Hey.." Bulanık görüşüm asla netleşmeyecekti.
"Sana sesleniyorum.!" Sesi yankılanıyordu. Konuşamıyordum.
"Bu gerçek sen değilsi... Tam potansiyelini... Onlar sadece seni meşgul etmeye..." Ses gidip geliyordu. Sanki televizyondaki o karıncalı kanallar gibiydi.

" Hey kardeş !! Uyanma zamanı!! Baya acıktım ve Stan Amca sen gelmeden kahvaltıya başlamamı istemiyor. "

Mabel üstümde tepiniyordu. Her zamanki sabahlarımdan biri.

"Mabel hemen üstümden kalkmazsan kötü şeyler olacak. " ciddi suratımı ona diktim. Kafası karışmıştı ve üzgün duruyordu.

"Gıdıklama savaşlarını başlatmak istemezsin herhalde ?" Gülerek tek kaşımı kaldırdım.
Gülmeye başladı ve üstüme sıçradı. Böyle bir ağırlık altında ezilmeyi beklemiyordum.
Poflamama kıkırdadı ve bana sarıldıktan hemen sonra beni hunharca gıdıklamaya başladı.

"Bunu sen istedin kardeşim !" Zar zor konuşabilmiştim. 

"Gıdıklama savaşı başlasııııın !!" Mabel'ın tatlı sesiyle biz de eğlenceye başlamış olduk.

"Çocuklar hemen gelmezseniz kreplerin hepsini ben yerim ve siz çatlayana kadar sizi gıdıklarım. Hemen gelin buraya !!"

Emir büyük yerden gelmişti. Bu harika Amca Stan'di. Yapar mıydı? Tabiki yapardı!!  Tehditlerini ciddiye alarak Mabel'la  aşağı indik.

Bir güzel tıkındıktan sonra üstümüzü değiştirmek üzere yukarı çıktık.

Biraz amcama yardım ettikten sonra ormanda dolaşmaya karar verdim. Zihnimi toplamam gerekiyordu. Bir sürü bağlantılı olay vardı fakat sanki ufak bir şeyi kaçırıyordum. Burasını farklı yapan neydi ? Neden bütün tuhaflıklar burada ortaya çıkıyordu ?

Aklımdaki teorileri düşünürken önümdeki ağacın köklerinden birine takıldım. Her zaman düşerdim o yüzden pek dert etmedim. Fakat yorulup bir yere oturduğumda hafife almamam gerektiğini gördüm.

Dizim yarılmıştı ve baya kanıyordu. Taşa falan düşmüştüm sanırım. Kıyafetimden kopardığım küçük bir parça kumaşla temizlemeye çalıştım ve yarayı sardım. Sanırım şimdilik idare ederdi. Bacaklarımı incelemeye devam ettim. Bir sürü sıyrık ve yara iziyle doluydu. Bunlar yeni olmamıştı. Her zaman yara izleri olurdu zaten. Aynı ellerimdeki ve kollarımdaki gibi...

Bilgi için bir şeyleri feda etmek zorundaydınız.

Ve ben bu gizemleri araştırmak için bir sürü yara izi almıştım.

Bir süre oturup düşündükten sonra başıma birşeyler gelmeden kulübeye dönmeye karar verdim. Yara nedense fazla acıtmıyordu. Yani kız gibi çığlıklarımı saymazsak yürüyebiliyordum.

Bazen yürüyerek bazen sürünerek sonunda kulübeye varmayı başardım. Stan Amca yine turist avındaydı. Beni farketmeyeceğini bildiğim için Mabel'ı bulmaya karar verdim.

"Ahh noldu sana kardiş ?!! Çok acıyor mu ? Tabiki acıyor. Of ne yapsam ne yapsam. Wenndyyy !! Sooooss !! "

Soos hemen geldi ve o da Mabel'la aynı tepkileri verdi. Şaşırtıcı şey onları benim sakinleştirmemdi. Beni hastaneye götürdüler.

Yaramı temizliyorlardı. Dürüst olayım ; yarama döktükleri o ilaç acayip derecede yakmış ve bende ağlamış olabilirim. Oraları geçelim.

Pain (Billdip)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin