Her sene olduğu gibi bu sene de Noel zamanı Seul sokakları dolup taşmıştı. Herkeste yeni yıla girme heyecanı ve mutluluğu vardı. Bir kişi hariç.
"Ne demek dilek fenerlerimiz bitti?"
"Noel nedeniyle dilek fenerlerimiz tükendi efendim. Ama isterseniz dilek tohumlarımız va-"
"Gerek yok, iyi noeller."
Jongin sokaktaki tüm dükkanlara sormuş, fakat bir dilek feneri bile bulamamıştı. Fener bulamamanın verdiği hüzün ve hayal kırıklığıyla evine döneceği sırada köşedeki seyyar satıcının bağırmasıyla kendini oraya yönlendirdi.
"Dilek feneri var mı acaba?" diye sordu Jongin. Önünde en az 50 tane bulunmasına rağmen.
"Tabi ki. Hangi renk istersiniz?"
Jongin tezgahtaki dilek fenerlerine baktı. Hepsinin rengi birbirinden güzeldi. Fakat arada kalmış küçük beyaz fener sanki Jongin'e 'beni al' diyordu. Genç adam satıcıya beyaz feneri göstererek onu istediğini söyledi.
"Güzel seçim. Umarım dileğiniz kabul olur efendim." dedi adam feneri verirken.
Jongin dilek fenerini alırken mırıldandı, "Umarım."
Fenerin parasını da ödedikten sonra yürümeye başladı, arkasındaki tezgahın birden bire yok olduğunu fark etmeden.
##########
"10,9,8....3,2,1. YENİ YIL!"
Sokaktaki bağrışmalardan nasibini alan Jongin bir an önce dilek fenerini yakıp yılın ilk gününü uyuyarak geçirmek istiyordu. Kafasını kaldırıp gökyüzüne baktığında birkaç dilek fenerinin çoktan yakılmış olduğunu gördü. Kendi de fenerini paketinden çıkarttıktan sonra açtı ve yakmadan önce bir dilek diledi.
"Bu sefer beni bırakmayacak, her zaman yanımda olacak birini istiyorum. Tıpkı...koruyucu bir melek gibi." dileğini diledikten sonra fenerinin gökyüzüne doğru uçmasını izledi.
##########
Eve geldiğinde Jongin daha önce hiç bu kadar yorulmadığını fark etmişti. Normalde 15 dakika süren ev yolculuğu kalabalık nedeniyle neredeyse bir saat sürmüştü. Arabanın anahtarlarını çıkardıktan sonra bir süre sürücü koltuğunda gözlerini kapatıp bekledi. Sessizliğin tadını çıkardı. Jongin maddi durum bakımından üst seviyede de olsa evi merkezden uzak ve kimsenin bilmediği bir yerdeydi.
Sessizliği çok sevdiği için evine kimseyi davet etmezdi, zaten yalnız yaşıyordu ve kimseyi de yanında istemediğine emindi.
Sadece iş yerinden arkadaşları Suho ve Chanyeol biliyordu genç adamın evini. Onlar da mecbur kalmadıkça gelmiyorlardı zaten.
Arabadan çıkıp evine doğru yürümeye başladı Jongin. Birden yüzüne çarpan soğuk hava titremesine neden olurken ayakları daha hızlı hareket etmeye başlamıştı. Kapının önüne geldiğinde cebindeki anahtarı çıkartarak kapıyı açtı. Tam içeri gireceği sırada kulağına gelen acı dolu inleme nedeniyle durmak zorunda kaldı. Arkasını dönüp baktığında iki büyük Pitbull'un minik bir Terrier'i hırpaladığını gördü. O tarafa doğru giderek iki köpeği kovdu ve diz çökerek minik Terrier'in yanına gitti. Minik köpeği kucağına alarak eve doğru yürümeye başladı. Köpek gerçekten çok ama çok sevimli gözüküyordu. Normalde köpeğin hırlaması veya tepki göstermesi gereken yerde minik Terrier hiç hareket etmemiş aksine Jongin'e sokulmuştu. Esmer genç onun bu sevimliliğine gülmüş ve eve girmişti.
##########
Köpeğin karnını doyurduktan sonra ona eski, kullanmadığı battaniyelerden yatak hazırlamış ve köpeği oraya yerleştirmişti. Fakat köpek birden Jongin'in üstüne atlayarak mırıldanmaya ve ona tekrar sokulmaya başladı. Jongin onun kendisiyle yatmak istediğini anlayınca minik köpeği kucağına aldı ve üst kata çıkardı. Köpeğin yatağın üstüne bıraktıktan sonra gardolabının önüne geçti ve pijamalarını çıkardı. Kazağını çıkartıp pijamasının üstünü giydikten sonra, pantolonunu çıkaracağı sırada arkasındaki köpeğe döndü.
"Arkanı dönsen iyi olacak." dedi, köpek ise karşılık olarak tatlı bir şekilde havladıktan sonra Jongin de gülerek önüne dönerek pijamasının altını da giydi. Arkasını dönerek yatağına gitti ve kendini yatağa attı Jongin.
"Sanırım sana bir isim bulmamız gerek değil mi?" Köpeğin başını okşarken söylediğinde köpek de iyice mayışarak uzandı yatağa.
"Hm, ne olsa acaba?"
Jongin biraz düşündükten sonra aklına gelen fikirle gözlerini kocaman açtı ve köpeğe dönerek "Buldum! Sana Bacon diyeceğim. Saçma oldu ama pastırma yemeyi çok severim o yüzden sana da bacon diyeceğim. Hem seni de çok sevdim."
Minik köpek ise adından memnun kalmış bir şekilde Jongin'in üstüne atlayıp onu yalamaya başladı. Sonrasında ise ikiside sarılarak uyuya kaldılar.