Şanssızlık

24 6 3
                                    


...Gece yarısıydı. Etrafım tamamen karanlıktı ve bunu alışmış olmam gerekirken yine de ürkmüştüm hafifce. Dişlerimi sıkmış etrafı gözetleyerek adımlıyordum. Kimse yoktu. Bazen çok da yakında olmadığı belli olan köpeklerin korkunç ulamaları kulağımdan geçerek içime yayılıyor, sanki tüm vücudumda sesi yankılanıyordu.

Bu sesler tüylerimi diken diken ederken kaldırımın tanıdık havasını soluduğumu hissettim. Derin nefes alışlarımın hemen ardından sevdiğim ve artık "sadece bana özel" olduğunu düşündüğüm köşemde oturdum.

Suratımı ellerimin arasına yerleştirdim.

Gözlerim sanki gecenin derin karanlığında boğulup kayboluyordu. Kendi gözlerimi göremesem de, alevler çıktığını hissedebiliyordum.

Derinlik kanıma işliyordu.

Sanki her buraya geldiğimde evrim geçiriyordum, daha mantıklı düşünebiliyordum. Kaç gündür bir türlü yaşadıklarımı "analiz" edemiyordum ve bundan cidden rahatsız olmaya başlamıştım. Bir karar vermen gerekiyordu birçok konularda...

10 dakika sonra

"Gerçekten afedersin korkuttuğum için. Bu saatte burda ne işin var kızım? Her taraf serseri kaynıyor. Öff... Su iç bari. Bir yere ayrılma hemen su alıp geleyim."

Onay olarak başımı salladım.

Ben şanssızım kardeş! Buna şu dakika emin oldum. Ercan buraya gelecek son kişidir normalde. Ya da ben öyle sanıyordum. Neymiş?! Her yer serseri kaynıyormuş! Bu kadar korkak olmamalılar. İnsanın yalnız kalmaya da ihtiyacı oluyor. Şimdi serseri var diye insanlar manevi açlık mı geçirmeliler? Rahtlamak suç mu? Burda kendimi güvende ve rahat hissediyorum. En önemlisi de düşünebiliyorum.

Bunları geçtim ama beni gerçek anlamda korkutmuştu. Ayağını üzerime bile basabilirdi. Çok karanlıktı ve göz gözü görmüyordu, üstelik ben de dalmıştım ve bir tık daha fazla dalmış olsaydım fark etmeyecektim.

"Buyur." Samimi bir şekilde gülümsedi suratıma, kızgınlığı geçmiş gibi gözüküyordu.

"Çok teşekkür ederim. Nerdeyse ödüm patlayacaktı, ne işin vardı ki burda?"

"Asıl senin ne işin vardı?" İmalı bir şekilde suratıma baktı.

Biraz duraksadım ama hemen kendimi toparlayıp kendimden emin bir ses tonuyla söyledim "Burası benim alanım. Her gece geliyorum. Burda kendimi rahat hissediyorum ve şimdiye kadar "özel" anımı bozan tek kişisin. Serseri filan da yok!"

"Ailenden gizlin mi geliyorsun?" Her şeye karışmasa ölür sanki.

"Tabii. Nasıl olacaktı ki? Ablamı biliyorsun, kardeşimi de. Annem babam da malum." Bir şey söylemeden başını çevirip kısa bir gülüş attı. Korktum açıkçası ve hemen sordum "Söylemeyeceksin, değil mi?"

"Buralar tehlikeli kızım. Bak benim tek arkadaşımsın ve senin iyiliğini istiyorum. Gerçi senin gibi uyuz birisini ne yapsınlar, ama yine de... Arkadaş işte, atsan atılmaz, satsan satılmaz." Diye güldü.

Ben de bunların şaka olduğunu bildiğimden ona katılarak güldüm. Ama tek kelimenin onun için yeterli olduğunu bildiğimden "Söyleme" dedim. Kafasını öne doğru salladı.

Yanıma oturdu ve bir şey konuşmadan elini sırtıma attı ve uzaklara doğru baktı. Sessizliği bozarak sordum. "Buraya daha önce de gelir miydin? Burda hiç karşılaşmamıştık da. Yani senin bura geldiğinden haberim yoktu."

Gözlerini zihri karanlıktan ayırmayarak konuşuyordu. "Evet, bazen geliyorum. Bana iyi geliyor, kafamı toparlıyorum burda." İç geçirdi. "Sen niye burdasın küçük kız?" Diye uyuz bir bakış atıp saçımı karıştırdı.

"Ben de" dedim. Alaycı bir bakışla suratıma bakıp kendini bir şey sanan ifade simgesine benzer bir şekil aldı. "Senin kafan niye dağılsın lan? Daha çok küçüksün ve benim bildiğim kadarıyla bir derdin yok. Aşk acısı çekmek için de çok küçüksün. Başka bir derdin mi var bilmediğim?" Beni sorgulamasa iyiydi aslında. Sanki yer üzerindeki tek dert aşk acısı veya herhangi bir problemmiş gibi konuşuyor ve sinirlerimi bozuyor.

"Sen anlamazsın, bu başka bir şey. Gerçek acı, ama bir taraftan da kendisini sevdiren bir acı."

"Kızım kitaplar senin kafanı yerse şaşırmam. Gizemli gizemli konuşma yapıp asabımı bozma. Her soruya özlü sözlerle filan cevap vermeli değilsin. Akıllı olduğunu kanıtlamaya gerek yok. Ne oldu da üzüldün?"

"Hiçbir şey" yanımda durmasını istemiyordum. O da düşüncelerimi okumuş gibi ayaklandı

"Bak kızım, ne halin varsa gör de. Ne olur üzülme. Hiçbir şey senden daha kıymetli değil. Şimdilik hoşçakal. Konu burda kapanmadı."

Gülümsedim ve uzaklaşınca arkasından el salladım.

Offf... Kafam allak bullak. Aslında bana ne olduğunu bilmiyorum. Asla bir derdim yok. Sadece geçirdiğim hisler, olaylar...

Acaba her kes yaşıyor mu bunları? Bana büyüdükce aşk acısı çekeceğimi, sinirden çikolata krizlerine gireceğimi çok söylemiştiler. Ama bu? Bunu bana anlatmışlar mıydı? Anlatabilinir mi laflarla bu his?

Belki de ben anlamadım. Ben bir gün o sır perdesini aralamayı başardığımda ablamın üniversiteye girdikte yaşadıkları sevinci mi yaşayacaklar yoksa beni tımaraneye mi kapatacaklar? Bana avukat mı, doktor mu, öğretmen mi olmayı seçme konusunda yardım etmeye çalışıyordular. Hayatım boyunca beni bir kalıba salmak ve yönlendirmek istediler. Şimdi neden bir ses vermiyorlar?

Acaba onlarla böyle konuları konuşursa  tepkileri ne olur? Offf... Bıktım bu oyundan.

Neyse ben size Ercan'ı anlatayım.

Biz aslında aynı mahallede oturuyorduk ama ona daha önce hiç dikkat etmemiştim.

Bir gün annem gelip onun bir deli olduğunu söyleyince iyi anlaşabileceğimizi düşündüm ve dikkat etmeye başladım. Kumral saçlı bir çocuktu. Gözleri de açık kahverengiydi. Fena değildi görünüş olarak. Ama yakışıklı da sayılmazdı. Yine de "cool" bir görüntü yaratıyordu.

Bir gün öyle ortak arkadaşlar sayesinde tüm mahalle çocukları birlikte eğleniyorduk. Konu lise olunca ben de bu sene başlayacağımı söyledim.
Öyle konuştuk işte, bu sene onun son yılıydı lisede ve bana biraz anlattı, öyle anlaştık işte.

Şimdi de hayatımın ayrılmaz bir parçası ve en kötü anımda yanımda olacak bir ARKADAŞ. Ama yine de eksikliği var ve bu eksiklik de perdeyi aralamak için destek olacağına, köstek olması.

DİĞER HER KES GİBİ...



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 30, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KALDIRIM KENARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin