Bir: Fizik Ve Palyaçolar

672 54 51
                                    

Serena Davidson:

-Aman Tanrım! Gerçekten çok şişko!

-LOL! Adını ŞİŞKO-ENA olarak değiştirmeli!

-TAMAMIYLA ÖZENTİ BİR EZİK!

-ONU BERT'LE YİYİŞİRKEN YAKALIDIM. Ne kadar acıklı!

-Sınıfı geçebilmek için beden eğitimi öğretmeniyle yattığını duydum!

Tuvalet duvarını tararken zaferle gülümsedim. Willow Heigh'teki her tuvalette herkes hakkında bir tartışma duvarı vardı. Bu tuvalet birinci sınıflara aitti. Tuvalet duvarının yarısı da bana ayrılmıştı,Serena Davidson.

Yazılanlar tabii ki de yalandı. Tabii, iğrenç moda anlayışım ve kötü makyaj becerilerim hariç. Onlar %100 doğruydu. 

Sırıtmamı gizlemek için en iyisini yapıp tuvaletten ayrıldım. 

Abimin arabasına giderken her zamanki tiksinti ve nefret bakışlarını görmezden geldim.

"Hey, benim tatlı abim," derken bir yandan kendimi arabaya sıkıştırmaya çalıştırıyordum.

"Neden bunu yapıyorsun?" Ciddiydi.

"Bundan daha fazla belirli olman gerekecek." Konuyu değiştirmeye çalışırken aklıma ilk gelen ilk şeyi söyledim.

"Ben ciddiyim Rena. Hergün okula şişko kostümünle gidiyorsun, tanrı bilir kaç kişi seni sıkıştırıyor, dalga geçiyor ve aşağılyor ama sen hala giymeye devam ediyorsun."

"Sana söyledim-"

"Rena, bunun gelecekteki aktres kariyerinden daha fazlası olduğunu biliyorum. Sanki aşağılanmaktan hoşlanıyor gibisin."

"Sebeplerim var." Cevabı yapıştırdım. "Hem sen arabayı sürmeye bak."

Sessizce "Bunun annemizle bir ilgisi mi var?" diye sordu.

Uzun bir süre cevap vermedim, çam ağacı şeklindeki araba süsüne baktım. "Sadece sür." Bu sefer daha az serttim.

"Bak,Rena, hala üzgün olmanı anlıyorum ama-"

"Üzgün değilim. O öldü. Anlıyorum."

Kurt'un çekinerek göz ucuyla bana baktığını gördüm ama eve kadar ikimiz de sessiz kaldık ve yola baktık.

Olabildiğince hızlıca odama çıkıp şişko kostümümü çıkardım. Beni bunaltıyordu. Üstüme bol bir şorla rastgele sarı bir tişört geçirdim.

Bir yada iki saat boyunca ters şekilde ödevimi yaparak ve televizyon izleyerek zamanımı geçirdim.

"Clifford'a benziyorsun." Abim salona girerken bana yorum yaptı.

"Babana benziyorsun," soğukça cevap verdim.

"Ve be bütün bu yıllar boyunca evlatlık olduğumu düşünüyordum!" sahte bir şekilde şaşırdı.

Sinirlice "Ne istiyorsun?" diye sordum. Önümdeki televizyonu kapatıyordu.

"Babam yiyeceğimizin bittiğini söylüyor"

"Ve?" Kalktım ve ağabeyim arkasını görmeye çalışarak düzgün oturdum.

"Markete git."

"Neden sen gitmiyorsun?"

"Benimle dalga mı geçiyorsun? Ben bir erkeğim. Biz böyle işler yapmayız." Bana "geçen yüzyıl neredeydin?" bakışı attı. "Artı, eğer ben gidersem muhtemelen beş çeşit mısır gevreğinden başka bir şey almam."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 08, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Project Fat Suit/TürkçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin