Medyada elbet ki babaların babası Howard Stark... Kedilerine bir başka hayranımdır da.
Selam ile MARVEL-DC kurgumun ilk bölümüne hoş geldiniz. Öncelikle kurgunun başlarında DC evreninde ki süper kahramanlardan sadece bahsedeceğim. Zaten onların da olaya girmesi pek uzun sürmez.
Ayrıca şunu da söylemekte fayda var: River da Avengers ekibinden biri olacak ve elbet ki bir kostümü olacak. Ayrıca sevgilisi de. Biraz düşünüce kim olacağı konusunda zorlanmazsınız? Burada asıl demek istediğim kurgu filmlerde ki olayları takip edecek ama asıl odakta River olacak. Mesela Loki ile bir bağlantısı olacak diyerek siz bir ipucu vereyim. Ya da filmlerde gözükmeyen bir süper kahramanda olaylarda olur ya da Loki ile savaşırken Batman ve Süperman'de olur. Sonuç olarak bu bir hayran kurgu. Eğer bundan rahatsız olacaklarınız varsa okumamalarını tavsiye ederim.
Bölüm kısa oldu. İlk bölümün günahı olmaz diyerek affınızı diliyorum.
İYİ OKUMALAR.
~
Adım River Stark... Stark ismine takıldınız değil mi? Evet, Tony Stark'ın nam-ı diğer Demir Adam'ın kimsenin bilmediği kızıyım. Aslına bakarsan ona baba diye hitap etmek istemiyorum. Fakat malzemem ondandı. Ne yapabilirim ki?... Her ne kadar babam olsa da ondan bahsederken baba kelimesini biyolojik sıfatı ile büyük bir zevkle niteliyordum. Çünkü benim babam Howard Stark'tı... Her ne kadar dedem olsa bile ölene kadar yanımda o vardı. O ve Maria Stark.
Biyolojik babam beni hiçbir zaman bırakmamıştı diğerlerinin aksine. Çünkü yine diğerlerin aksine hiç bir zaman yanımda olmamıştı. İlk önce annem gitmişti. Hatırlamıyordum bile onu. Yalnızca birkaç parça fotoğrafımız vardı. Ona beni bıraktığı için kızmıyordum. Çünkü aramıza ölüm girmişti. Fakat yinede biyolojik babam gibi sorumsuzluk abidesi bir insanı nasıl sevebilmişti ki? Ona kızabildiğim tek konu sadece bu olabilirdi.
İlk anlarımdan beri yanımda olan dedemle babaannemdi. Onlara asla dede, babaanne dememiştim. Ta ki onlar ölene kadar. Onlar benim annemdi, babamdı. Hele ki Howard Stark... Her şeyimdi her şeyim... Ne öz annemin ölüm haberi ne de aslında babamın beni hiç bilmediği gerçeği canımı onların öldüğü gerçeği kadar yakmamıştı.
Annemle babama sahip olmamıştım. Fakat Stark çifti onlar benim tek anımdılar, tek yaşanmışlığımdılar... Dedemin isteği üzerine evde ki çalışanlar bu kişilere Jarvis çifti de dahil, Obadiah Stane ve de Peggy Carter dışında benim Tony Stark'ın öz kızı olduğumu bilen yoktu. Sadece Stark çiftinin evlerinde büyüttükleri bir kız çocuğuydum dışarıda ki insanlar için...
Dedemler gittikten sonra-hala onlar için öldü kelimesini kullanamıyorum- tek başıma kaldım. Gerçi asla yalnız değildim Jarvis ve karısı her daim yanımda oldular. Fakat asla içimde dedemin bıraktığı boşluğu dolduramadılar... Bir şekilde büyüdüm ve şimdi babamın evinin kapısındaydım.
Derin bir nefes alarak kapıyı çalmak için elimi zile götürdüm. Fakat zile basmadım. Ne olabilirdi ki? Sadece bu zamana kadar hiç var olmamış bir kızı olduğunu söyleyecektim ve sonrası... Neyse önce şu kapıyı çalalım da.
Bugüne kadar Tony'siz yaşamıştım. Bundan sonrada hayatımda onun olup olmaması çok bir şeyi değiştirmezdi. Ben sadece hakkım olanı başkasına verdiği için bugün bu kapının önündeydim.
Stark Endüstrileri şu an bir zamanlar babamın kirli çamaşırlarını yıkayan basit bir sekreterindi. Beş yaşından beri bu şirket için eğitiyordum ve dedemin şirketini asla üç kuruşluk bir sekretere bırakamazdım. Tony'i sorumsuzlukları ve zamparalığı dışında pek tanımıyordum. Fakat bu şirket ona dedemden emanetti. Dedemin bu şirketi sıfırdan kurduğunu göz ardı ederek nasıl böyle bir işe kalkışmıştı. Aslında düşününce çok basitti cevap. Fakat sadece "Bu kadar olamaz." Diye düşünüyordum. O sekreter parçasını tavlamak. Tek derdi buydu.
Benim ise tek derdim bir zamanlar Howard Stark'a ait olanı o kaltaktan almaktı. Bunu yasal yollar ile yapmam biraz zordu. Her ne kadar resmi belgelerde Howard Stark'ın kızı olarak gözüksem de dedem şirket CEO'luğunu biyolojik babama bıraktığı için mahkeme bana bir kapı açmazdı. Yapmam gereken tatlı dille yılanı deliğinden çıkartmaktı.
Zile bastım... Birkaç saniye sonra kapıyı Pepper Potts oldu. Demek hala biyolojik babamın işlerini de yapıyordu. Şahsen şirketi Tony'den aldıktan fazla pek kalmaz diye düşünmüştüm. Fakat derdi sadece şirket değilmiş demek. Howard Stark'ın Tony'e bıraktığı her şeyi istiyormuş kaltak.
Yüzüme sevecen bir o kadar da heyecanlı bir ifade takınarak "Merhaba Tony Stark işe görüşmek istiyordum da."dedim. Kaşlarını çatarak beni süzdü. Bu kadını bir kaşık suda boğabilirim şu an. Gerçekten bunu yapabilirdim. Peggy, dedemler gittikten sonra benim dövüş sanatlarında eğitilmem gerektiği hakkında Jarvis'in başının etini yemişti. Yasal vasim Jarvis olduğu için eh dedemin de vasiyetinde ki aşırı korumacılığından şuracıkta bayılsam Jarvis'den başka bana kimse dokunamazdı.
"Hayranı falan mısınız?"diye sorunca yumruğumu sıktım. Kelimenin tam manasıyla onun kafasını duvara sürtük kıvılcım çıkartmak istiyordum.
"Bayan Potts konu gerçekten mühim."dedim. Yüzüme gerçekten de heyecandan ölecek olan kız ifadesini yerleştirip gülümsedim.
Kadın iyice kaşlarını çattı. "Kim geldi diyeyim?"diye sorunca gülümsedim. Her ihtimale karşı evde hazırlanmıştım. Kim onun ilgisini çekebilirdi? Kim onu beni görmek adına zorlayabilirdi ki? Elbet ki Jarvis. Onun Jarvis adında bir yazılımı olduğunu biliyordum. Bu onun zayıf noktası gibi bir şeydi.
"Bay Edwin Jarvis'in gönderdiği bir dostu derseniz kendileri beni görmek için buraya geleceklerdir."dedim pis pis sırıtarak.
Kadının kaşlarını çatmasından Jarvis'in manasını bilmediğini anlayabiliyordum. Demek işleri o kadar iyi değildi. Bu benim için oldukça iyiydi.
"Yalnız başta size söyleyeyim Bay Stark gelmeyebilir."diyince avuç içlerimi kot pantolonuma sildim.
"Siz lütfen çağırın Bay Stark elbet ki gelir."dedim. Sabrım gerçekten de tükeniyordu. Bu kadını fotoğraflardan tanıyordum. Hayatı hakkında ki her şeyi de öğrenmiştim. Fakat gerçekten yakından bakılınca daha sinir bozucuydu. Hem o çilleri neden fondöten ile örtmüyordu ki? Acaba kafayı o kadar Stark mirası ile bozmuş muyduda böyle bir kozmetik malzemesinin olduğundan haberi yoktu?
İçeriden kapının yanında bir şeylere bastı "Tony tatlım. Kapıda bir ziyaretçin var."dedi. Gözleri hala bendeydi yılanın.
"Meşgul olduğumu söyleyip imzalanmış posterlerden birini verip gönder."dedi Tony. Sesini daha önce binlerce kez duymuştum. Fakat şu an kalbim sanki bir başka atıyordu. Ona hayatımda ilk kez de bu kadar yakında değildim. Benim kim olduğumu bilmeden sevmişti bir seferinde.* Fakat kim olduğumu öğrenecek olması beni ister istemez heyecanlandırıyordu.
Kendine gel Rioellet Jessica Stark. O adam senin sadece madde bağışçın sadece o...
Pepper yüzüne bir gülümseme yayarken memnun olduğu her halinden belliydi. "Fakat kendisini Bay Edwin Jarvis'in gönderdiği bir dostuymuş."dedi.
Karşı taraftan birkaç saniye cevap gelmedi. Kaltak tekrardan "Tony!"dedi.
"Yukarı geliyorum."dedi Tony.
Birkaç saniye sonra yukarıdaydı. Beni görünce kaşlarını çatarak baktı. Kim olduğumu çıkarmaya çalışıyordu. Bu beni hatırladığı anlamına geliyordu bu. Fakat aradan çok uzun zaman geçince eh bir de ben büyünce kim olduğumu unutmuştu. Zaten normal şartlarda da hatırlamazdı.
"Evet?"dedi. Kim olduğumu ve neden burada olduğumu merak ediyordu. En önemlisi Jarvis'i nereden tanıdığımı merak ediyordu.
Bu zamana kadar ki en orijinal oyunculuğumu konuşturarak gülümsedim. Sesime heyecanın ve mutluluğun yansımasına özen göstererek "Selam. Ben senin kızınım içeriye girebilir miyim?" diye sordum.
~
Yukarı da kalın harflerle yazılmış ve sonu yıldız kondurulmuş Benim kim olduğumu bilmeden sevmişti bir seferinde.* cümlesini orada ayrıntılı bir şekilde anlatmak istemedim. Çünkü o cümle benim için bu kurgunun kilit konularında biri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Demir Adam'ın Kızı
FanfictionDC ve MARVEL Hayran kurgu. NOT: Howard ve Maria Stark çifti yazdığım kurguda 1991 de değil 1996'da ölmüşlerdir. Bunun nedenin de oyunca anlayacaksınız. Kurgunun başladığı tarih ise Iron Man 2'den sonra ki dönem. 2010 yılında başlıyor dersek daha doğ...