Medyada bölümden bir kesti. Kesinlikle şu an için kafamda River'a benzyen bir model yok. Sadece River'a benzeyen karakterlerle shoplar yapacağım.
İYİ OKUMALAR
~
Oturuyorduk. Ben, Tony Stark ve de onun kaltağı Tony'nin büyük ama bir o kadar da gösterişsiz salonunda oturuyorduk. Ev moderndi. Bir açıdan da güzeldi. Fakat benim zevkime pek uymuyordu. Ben daha çok eski şeyleri seviyordum. Çağdaşlığın modernde yaşadığını söyleyen adamlara bana miras kalan Stark Malikânesini bir göstermek isterim.
İçimde bir an için ev hasreti yanıp tutuştu. Sadece bir aydır evden uzaktım ve bu beni şimdiden beter bir hale sokmuştu. Özlemim ne sıcak yatağım ne de evin güzelliğinden kaynaklanıyordu. Evin duvarlarına sinmiş anılarımdı benim tek derdim. Kahkahalarımız ve mutlu anlarımız... Ne zaman göz kapaklarımı kapatsam ailemi orada görüyordum. Fakat evimizin içindeyken onları hayal ettiğimde çok daha farklı hissediyordum.
Fakat şu an çok daha mühim bir konum vardı...
"Yani sen babamın yanında büyüyen o kızsın?"diye sordu Tony etrafta gezinip dururken. Beni kabullenmek istemiyordu. Bunu bilerek yaşamıştım ben. Eğer beni kabulleneceğini, seveceğini bilse dedem niye beni ona vermemişti ki zaten? Oğlunu tanıyordu.
Düşüncemin bir hayli yükselen öfkesinin sesini sesime yansıtmamaya çalışarak "Bay Stark. Ben inanmayacağınızı biliyordum. Bu yüzden dedemin size bıraktığı bu videoyu getirdim. DNA testi yaptıracağınızı da biliyorum. Bütün bunlar benim için önemli şeyler değil. Ben sadece sizin sevginizi ve şefkatinizi istiyorum..."derin bir nefes aldım ve cümlemi "...bir evlat olarak."diyerek tamamladım.
Sesimde ki tını ve dediklerimi oldukça midemi bulandırıyordu. Fakat tek yol buydu. Dedem bir keresinde bana "Savaşta her şey serbesttir. Kimse seni ne yaptın diye yargılayamaz."demişti. Bu benim için bir savaştı. Hatta daha fazlası. Bende rolümü ustalık ile oynamaya çalışıyordum. Hakkım olanı aldıktan sonra bütün bu saçmalığa katlanmak zorunda kalmayacaktım. O zaman hepimiz rahat edecektik. Belki Pepper hariç...
Tony'e çantam çıkardığım kaseti uzattım. Defalarca kaseti izlemiştim. Benim Tony'nin kızı olduğumu ve bunu neden ondan sakladığını açıklıyordu dedem kasette. Tanrı'ya beni büyütenin Howard Stark olduğu için binlerce kez şükrediyordum.
Tony oturduğu yerden kalktı ve kaseti aldı. Daha sonra viski bardağını tek bir seferde başına dikledi. Pepper "Tony!"dedi. Fakat Bay Tony Stark'ın bakışları bendeydi. Dedeme benden çok benziyordu. Bu haksızlıktı. Ona tapan onun istediği yolu takip eden benken Tanrı beni değil de onu umursamayan oğlunu onun kopyası gibi yaratmıştı. Gerçi siyah saçlarım ve kahve gözlerim ile bir Stark gibi görünüyordum. Fakat yüz tipim annemi anımsatıyordu.
"Sen ona benziyorsun işte... şeye..." annemin adını hatırlamıyordu. Bunu umursamam gerekti. Fakat yinede bu bir şekilde canımı yakabilmeyi becermişti. Kendine gel Rioellet Jessica Stark. Bu adam canını yakacak kadar mühim bir insan değil senin için. Hatta senin gözünde bir insan bile olmak zorunda değil.
"Emma Ryman. Adı Emma Ryman."dedim. Bu sefer sesim planladığım gibi çıkmamıştı. Öfkem sesime gölge düşürmeyi becermişti. Fakat bu o kadar önemli değildi. Her insan babası tarafından annesinin adı hatırlanmadığında öfkelenirdi...
Tony annemin adını mırıldandı. Daha sonra yüzünü ellerini arasına alıp bekledi. Bir süre o vaziyette durunca Pepper tekrardan ona "Tony."diye seslendi ve yerinden kalkıp elini omzuna koydu. "Sanırım izlemen gereken bir videoya var. Videoyu izledikten sonra Rioellet ile tekrardan konuşursun."dedi. Tony önce bana daha sonra kaltağına baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Demir Adam'ın Kızı
FanfictionDC ve MARVEL Hayran kurgu. NOT: Howard ve Maria Stark çifti yazdığım kurguda 1991 de değil 1996'da ölmüşlerdir. Bunun nedenin de oyunca anlayacaksınız. Kurgunun başladığı tarih ise Iron Man 2'den sonra ki dönem. 2010 yılında başlıyor dersek daha doğ...