-8-

24 8 0
                                    

İnsan denilen varlık bir duyguyu bambaşka duyguya çevirmeyi en iyi şekilde beceriyle yapıyor. Bende Serdar'a olan özlemim önce sıkıntıya daha sonra ise sinire çevirdim. Şuan sekreter masasına yapışmış gibi öfkeyle onun yüzüne bakıyorum. O ise bana ukala ukala sırıtıyordu.

- Yeni sekreterim sen misin?

Dediğinde kaşlarımı iyice çatıp

- Senin burda ne işin var?

- Unutma bu şirketin %50'si bana ait.

Lanet olsun bunu biliyordum ama bu kadar büyük bir hisse sahibi olacağını düşünmemiştim.

- Her neyse bu günkü programı okumama gerek var mı? Yoksa kendiniz okur musunuz?

- Gerek yok benimle mümkün olduğun kadar az konuş, yeterli.

- Ben çok konuşsam bile siz beni dinlemezsiniz. Merak etmeyin size geçmişteki olaylar için açıklama yapmaya hiç niyetim yok. İsteğinizi yapıp mümkün olduğu kadar az konuşurum iyi günler.

Sanki ben duvara konuşuyormuşum gibi hissettim. Arkasını döndü ve odasına gitti. Uyuz ya beni dinlemedi ve üstüne üstlük bana inanmadı. O sırada telefonum çaldı. Sercan arıyordu.

- Alo?

- Alo? İlk iş günün nasıl geçiyor?

-Aslında az önceye kadar müthişti.

-Ne oldu ki?

- Serdar geldi.

- Ne? Nasıl burası benim şirketim. Evet onunda hissesi var ama... her neyse sen takma kafana benim sekreterim senin yerine geçer sen benim sekreterim olursun olur mu?

- Aslında çok iyi olurdu ama ben kıyak falan istemiyorum. Yani başa gelen çekilir.

- Bak kıyak falan değil bu, hem senin üzülmemen lazım.

-Neden?

- Yani çok üzüldün falan işte o yüzden üzülmeni istemem.

- Sercan sana bir şey sorabilir miyim?

- Tabi

- Dün sabah beni uyandırmaya geldiğinde bana "ah parkın perisi, yaptığımı öğrendiğinde bana kızma olur mu? " demiştin. Ne yaptın?

- Aaa Derya gel gel . Üzgünüm kapatmalıyım.

Ve hat kesilir. Burnuma çokta hoş kokular gelmiyor. O sırada telefon çaldı.

- Alo Ulaşoğlu holding buyrun.

- Merhaba ben Serdar Ulaşoğlu ile görüşmek istiyordum.

- Kim diyim?

- Cansu. Kara.

- Tabi , bir dakika.

Elim titremeye başladı ama işimi yapmalıyım.

- Alo sizi Cansu Kara adında bir bayan aradı . Bağlıyım mı?

-Çabuk ol!

Diye bana bağırdı. Hemen telefonu kulağımdan çekip bağladım. Sinirden tırnaklarımı kemirirken içeriye kalçalarının bir kısmını açıkta bırakmış beyaz bir şort ve göğüslerini zor kapatan siyah bir büstiyer giymiş beyaz tenli kızıl bir kadın bana baktı. Üşümüyor mu ki? Diye düşündüm sonuçta ben kat kat giyindim anca ısındım. O ise bu kılıkta üşümekten ölüyordur. Topuklu çizmelerini yere vura vura yanıma geldi. Elindeki gerçek diye düşündüğüm kürkü masama koydu ve

- Serdoş içeride mi?

Diye ağzını yayarak konuştuktan sonra kırmızıya boyalı dudaklarını büzdü. Şeytan yanıma yaklaşıp
"O dudaklarını kes pişir ve ona yedir" dedi.

Bağlı KalplerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin