Nedense darılmıştım Michael'ın arkadaşça demesine. Ne sanıyordum ki kendimi? Onun sevgilisi mi? Tanışalı 1 hafta oldu ama sanki ne zaman ona baksam onu yıllardır tanıyormuş gibi hissediyorum. Yıllardır ona kavuşmak için can atan... Onu bekleyen... Beni bu düşüncelerden ayıran Michael'dı
"Hey,çantacı niye daldın?"
"Çantacı?"
"Hep çantanla beni tehdit ediyorsun ya"
"Hmm"
"..."
"..."
"Senin neyin var."
"Bir şeyim yok arkadaşım."
"Arkadaşım?"
"Kötü bir şey mi dedim Michael?"
"Yoo hayır. Vurgulamam tuhafıma gitti."
"Neden böyleyim bilmiyorum Michael sanki bir şeyi unutmuşum."
"Neyi?"
"Şeyi.."
"Neyi Rose delirtme beni!!"
"Ya bi sus hatırlamaya çalışıyorum."
"Hatırladın mı?"
"EVETTTT"
"Neymiş?"
"DOCTOR WHO"
"Ne?"
"İngiliz Bilim Kurgu Dizisi. Yeni bölümü başlayacak."
"Ne zaman?"
"Şimdi"
"Peki Doktor kim?"
"William Hartnell,Patrick Throughton,Jon Pertwee,Tom Baker,Peter Davison ve Colin Baker"
"Bunların hepsi Doktor mu? Hastane takımı mı?"
"Hayır şapsal. Doktor lakabı. Gerçek adı bilinmiyor. Doktor uzaylı. Rejenerasyonla 13 beden hakkına sahip. Şu an 6.dayız."
"Hiç duymadım."
"Ne? Nasıl bir cahil çıktın sen Michael ya?"
"Benimle düzgün konuş."
"Kusura bakma Michael ama öylesin"
"Hiçbir şey bilmeyen bir cahilim öyle mi?"
"Evet"
"Neye göre buna karar veriyorsun?"
"Diziyi bilmiyorsun." Michael çok sinirlenmişti. Bir anda kolumu kavradı.
"Cahilsem nasıl en sevdiğin rengin mavi olduğunu erkeklerden aslında korktuğunu en sevdiğin meyvenin muz olduğunu,benle ilgili tuhaf görüşlerinin olduğunu,aldığın ilk hediyenin fotoğraf makinesi olduğunu ve ilk fotoğrafında yanlışlıkla beni çektiğini ama sonradan fark ettiğini nerden biliyorum acaba."
"Michael ben kötü bir şey demedim diziyi tüm dünya konuşuyor."
"Benim meşgul olduğumu biliyorsun."
"Tamam da nazik olabilirdin."
"Ben sevdiğim birinden böyle laflar beklemem."
"Bir dakika öncelikle sen bunları nerden biliyorsun."
"Seni araştırdım."
"Bana sormadın."
"Senin de bana sormadıkların var."
"Bildiğimden sormuyorum."
"BEN DE SENİ SEVDİĞİMDEN KIZIYORUM"
"Ne?"
"Tanışalı 1 hafta oldu ama beni sana çeken bir şey var. Bana ne yaptın Rose? Ben niye seni..." cümlesini bitirmeden dudaklarına yapıştım. Evet resmen yapıştım. İlk öpücüğümdü ama resmen yapıştım ve şu an kendime saydırıyorum.
"Ben eve gideyim"
"Gitme"
"Sonra konuşuruz Michael"
"Ama ben şimdi konuşmak istiyorum."
"Ama benim uykum var."
"O senin problemin."
"Aynen öyle onun için eve gidiyorum. Yarın buluşuruz." Çıkmadan önce Michael kolumu tuttu
"Gitme"
"Michael bu hızlı oldu yani ben hislerimi kolayca dökmedim ve hiç aşık olmadım şu an kendime sövüp rahatlamam lazım"
"Ben seni rahatlatırım"
"What wut What?"
"İskoç gibi konuştun."
"Öyle tuhaflıklarım var benim."
"Neyse beraber film izleriz ama o diziyi unut."
"5 yaşından beri o diziyi izliyorum ben"
"5 yaşından beri müzik yapıyorum ben"
"Michael?"
"Efendim"
"Sence fazla saçma ve gereksiz konuşmuyor muyuz?"
"Hayır"
"Nasıl Hayır?"
"Bildiğin hayır. Bence normal konuşuyoruz. Ama istersen konuşmayabiliriz."
"Konuşmayıp da ne yapacağız acaba Bay Normal?" Michael sonra dudağıma nazik bir öpücük kondurdu
"Uyuyabiliriz,yemek yiyebiliriz,film izleyebilirz."
"Uyumak!!!!!"
"Bunu diyeceğini biliyodum."
İnanamamıştım. Michael beni öpmüştü ben de onu. Böyle şeylerden konuşmayı sevmem ama insanlar bunları anlatmadıkça bana inanmayacaklar. Belki yalan diye düşünecekler orasını bilemem.Peki biz sevgili mi olmuştuk yoksa flört müydü bu. Her ne olursa olsun Michael yanımda ya gerisi önemli değil diye düşünüyordum. BİR YERE KADAR.
OKUDUĞUNUZ İÇİN SAĞOLUN. #WHOWALKER SİZİ SEVİYORR... BELKİ FAZLA ANİ ÇABUK VE KARIŞIK GELMİŞ OLABİLİR AMA OLAYLARIN SPONTANE GELİŞMESİNİ İSTEDİM.SAĞOLUN...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can't Let Her Get Away(MJFF)
FanfictionBir süperstar ve fotoğrafçı. Dünyadaki her şeyi kare altına alan Rose Smith aşkın karesinde ne yapacak?