Yine sıradan ve erkeklerle dolu bir güne daha uyanmış bulunmaktayım derken mutfaktan gelen sesle elime aldığım levyeyle birlikte kendimi salonda buldum." Kim var orda ?" gibi saçma sorular sormak yerine ses çıkarmamaya dikkat ediyordum.Mutfağa girdiğimde arkası bana dönük kapşonlu bir erkek elindeki salatalıkları doğruyordu.
" Kimsin ve ne işin var burda ?"
Yüzünü bana döndüğünde dünkü basketbol sahasındaki çocuklardan biri olduğunu hatırladım.
" Öncelikle elindeki levyeyi yere bırak sadece salatalık doğruyorum özür için."
" Evime nasıl girdin seni pislik ?"
" Mutfağın kapısı açıktı ve sana söylemem gereken şeyler var."
" Özür falan istemiyorum defol git evimden yoksa sana beddualarımı sıralayıp levyeyle kovalarım."
" Hey sakin ol sert kız peki ama konuşmamız gerek."
" Adını bile bilmiyorum şaka mısın sen ?"
Kapşonlu maviş uzunca baktı ve elindeki salatalıkları tezgaha bırakıp koltuğa yayıldı.
" Cidden beni tanımıyor musun ?"
" Yüzün çok tanıdık ama çıkaramıyorum."
" Gerçekten balık hafızalı olmalısın bu gözleri kim unutur ki neyse ben Nash Grier memnun oldum."
Demek bu ukalanın adı Nash'ti. Gruptaki kendini en yakışıklı sanan ve hastalıklı mavi gözlerine güvenen götü kalkık Nash hatırladım.
" Mein demen yeterli evet dökül bakalım Nash Grier."
" Dün seni gizlice takip ettim ve evini buldum."
" Demek hastanedeki sendin."
" Ne hastanesi ?"
" Hastaneye gelmedin mi ?"
" Ha o mu ? O Matt'di. Şey sanırım seni merak ediyor ve peşine bizi taktı.Vee ben bunu ağzımdan kaçırdım."
Sessiz bir küfür mırıldandı.Ama ben duydum hehe
" Ben ona yapacağımı biliyorum."
Elimdeki levyeyle ve üstümdeki domuzlu pijamama rağmen caddeye çıktım.Nash hiçbirşey anlamamıştı sanırım.Ama arkamdan geldiğini fark edebiliyordum.
" Mein bekle nereye ?"
Aniden durup arkama döndüm ve levyeyi önünde sallayarak konuşmaya başladım.
" Bak Nash eğer beni Matt'in evine götürmessen poponu kesip piranalara atarım.Çabuk beni Matt'in evine götür.
" Hey tamam aklındaki kötü fikirleri uzaklaştır."
" Beni Matt'in evine götür dedim Nash !!!"
" Peki peki sakin ol gidelim ama böyle gitmeyeceksin herhalde domuzcuklu pijama ve levye ?"
" Sanane istediğim gibi giderim.Hemen şimdi arabanı gösteriyorsun ve Matt'in evine sürüyorsun."
" Peki."
Araba görüş açıma girince hemen atladım.Nash direksiyona geçti.Az sonra baya bir lüks olan evin önünde durduk.Nash kapıyı açıp inmemi söyledi.Arabadan indim ve levyeyi sallayarak zile bastım.Bir taraftan da kapıya vurmayı ihmal etmiyordum.Nash arkamdan yaklaştığında son duyduğum sözcükler şunlardı.
" Üzgünüm hırçın kız arkadaşımı satamam."
Evet umarım hikayemi beğenmişsinizdir.Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin.OPULDUNUZ :* :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Only Heart
Teen FictionBir zamanlar deli gibi aşık olan Mein.Platonik aşkının onu fark etmemesine kızar ve hayatındaki bütün erkekleri siler.Herşeyin yeniden başlamasına yol açacak basketbol topu artık onun laneti olmuştur. not: Magcon FanFiction'dır.