Anıl'dan
Elimdeki poşetlerle mutfağa doğru ilerledim. Annem ile beraber alışveriş yapmıştık. Annem alışveriş yapmaya başlayınca kendini kaybeden bir kadındı. Bende onu daha fazla bir şey almasın diye engellemeye çalışan taraf olurdum. Bu yüzden onu yalnız bırakmıyordum. Zaten biz erkeklerin görevi de bu değil mi?
Alışverişten dönerken annem yol kenarında bağıra bağıra şarkı söyleyen palyaço'yu gördü. Kim olduğunu biliyorsunuz zaten, komşu kız'ı. İsmini tam olarak hatırlayamadığım için komşu kız'ı diyordum. Onu aldığımız için eve biraz geç gelmiştik. Şimdi ise marketten aldıklarımızı buzdolabına yerleştiriyordum. Annem de yemek hazırlıyordu.
Buraya daha alışamamıştım. Eskiden beri seyahat ediyorduk. Annem bir türlü oturduğumuz evleri beğenmediğini bahane ediyor ve taşınıyorduk. Babam yoktu. Bizi bir başımıza bıraktı. Anneme de bu konu hakkında bir şey soramıyordum. Çünkü sormaya kalktığım anda ağlamaya başlıyordu. Ve onu terk eden adam yüzünden ağlamasına göz yumamıyordum.
Elimde ki meyve suyunu kafama diktim. Meyve suyu boğazımdan aşağıya doğru inerken annem 'yarın için hazırlan Anıl, senin için bir fırsat. Hem belki arkadaş edinirsin ve o güzel manzaraları çekersin 'dedi.
Evet, fotoğraf çekmeyi çok seviyordum. Bu bana babam dediğim o adamdan kalmış bir özellikti. Bu yüzden taşınırken anneme zorluk çıkarmıyordum. Farklı yerler keşfetmek ve o anı fotoğraflamak çok mutlu hissettiriyordu.
"Pekâlâ, o zaman ben odama çıkıyorum "dedim.
"Yemek yemeyecek misin?"
"Hayır, aç değilim. Sen karnını doyur "dedim ve odama doğru çıkan merdivenlere yöneldim.Odama girdikten sonra kıyafet dolabına yöneldim. Şu üzerimdekilerden kurtulup, üstüme beyaz bir v yaka tişört ve altına da eşofman altını geçirdim. Rahat olmayı seviyordum. Dolabımın sağ rafında olan çantamı aldım ve içine birkaç tane tişört ve şort attım. Çantanın diğer gözüne benim için çok önemli olan siyah Canon fotoğraf makinesini ve gerekli olan bazı ekipmanları çantaya dikkatlice koyduktan sonra yatağıma uzandım. Yarın için artık hazırdım.
Uzandığım yatakta odamı incelemeye başladım. Yatağımın hemen yanında küçük bir komodin, çaprazında büyük beyaz çalışma masası ve üstünde sevdiğim birkaç tane kitap duruyordu, beyaz duvarda ise özenle çektiğim fotoğraflar asılıydı. Genelde evin her köşesinde benim çektiğim, annemin ise zevkle astığı fotoğraflar duvarda boy gösteriyordu. Annemi bu gün çok gergin görmüştüm. Şu komşu kızı ile ilgili bir şeyler biliyordu sanırım ve bunu neden gizlediğini anlamamıştım. Sonuçta annemi tanıyordum ben, bir şey biliyorsa kesin ağzından kaçırırdı ve bu gün o kaçamak bakışlarını fark etmiştim. Komşu kız'ından bir şey saklıyordu. Acaba komşu kızının dayısından mı hoşlanıyordu annem, ondan mı böyle afallamıştı. Sonuçta ' dayın öyle dedi 'demişti. Onun dayısıyla konuşuyordu o zaman. Kafamda ben gerçekliğinden emin olmadığım düşünceler ile ilgilenirken. Odamın kapısı açıldı. Annem açılan kapıdan kafasını içeri uzattı. 'Anıl uyuyor musun?'
'uyumaya çalışıyorum'
' yarın için heyecanlı mısın peki ?'
' sanırım' dedim. O kadar abartılacak bir şey yoktu alt tarafı bir gezi, ben yine yalnız takılıyor olacağım farklı olan ise objektifime yakalanan resim ve etrafımdaki o kalabalık.
' arkadaş edinirsin belki ha'
Yine bu soru. 'Hiç bıkmayacaksın demi?'
'Hayır, tabii ki seni yalnız görmek istemiyorum. Bu beni çok üzüyor hem o konferansta yanına oturan kız kimdi.'
'Selin, bana ders ile alakalı bir şeyler geveledi. Bende sorusunu yanıtlamayınca sustu oldu mu '?'
'kızlara biraz nazik olamaz mısın oğlum'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CURCUNA
ChickLitHira Aktan, hayatın gerçekleriyle yüzleşmesi gerektiğini o günden sonra anlar ve her şeyin aslında olması gerektiği gibi olmadığını sezer. Ve gerçeği bulması çok yakınındadır. Yeni insanlar bunun için bir köprü olabilir.