1

605 47 24
                                    

"Hey Cassie bir dilim turta daha yemek istemediğine emin misin?"

"Teşekkürler Dean ama doydum."

Dirseklerini masaya koyup ellerini çenesinde birleştirdi ve bana bakmaya başladı. Yeşil gözlerini gözlerime dikti. Bakışları beni delip geçiyor gibiydi. Ah, ne kadar utandığımı bir bilseydi!

"İtiraf etmeliyim ki gözlerin çok güzel. Yeterince bakarsam o maviliğin içinde boğulacakmış gibi hissediyorum. Ayrıca bana çok sevdiğim bir yakınımı hatırlatıyorlar. Yaklaşık 3 aydır ondan haber alamıyorum ve başına kötü bir şey gelmiş olma ihtimali çok yüksek. Keşke ona ulaşabilsem."

İç çekerek masaya bakmaya başladı. Yüzü asılmıştı.

"Bana biraz ondan bahsetmek ister misin Dean? İçini dök ve anlat iyi bir dinleyiciyimdir."

Başını kaldırıp bana baktı ve gülümsedi.

"Adı Castiel. Şimdi farkettim de bayağı bir ortak yönünüz varmış. Herneyse. Castiel ile 7 yıldır dostuz ve 3 ay önce durduk yere ortadan kayboldu. Ondan kimse haber alamamış. O benim en iyi dostumdu ve onu çok özlüyorum. Ama merak etme senle tanıştığım şu 2 aydan beri çok iyi vakit geçiriyorum. Umarım sen de böyle düşünüyorsundur."

Elini uzatıp yanağıma koydu. Koyduğu yer sanki yanıyor gibi hissediyordum.

"Seninle tanıştığım için çok mutluyum Cassie. Sen yanımdayken bütün sıkıntım ve üzüntüm kayboluyor. Sanki seni çok uzun süredir tanıyormuşum gibi hissediyorum."

Her yerim kızarmış gibi hissediyordum. Dışarıdan belli olmaması için dua ettim. Dean'in elini avuçlarımın içine aldım ve gözlerinin içine bakarak gülümsedim. Ona aşık olduğumu itiraf etmek istiyordum ama bir yandan da bu kadın hâlimi kıskanıyordum. Büyük olasılıkla gerçeği söylesem bir daha yüzüme bakmazdı. Beni olduğum hâlimle kabul etmeyeceğinden emindim. Ayrıca ona haber vermeden ortadan kaybolduğum için bana kızardı.

"Cassie lunaparka gitmeye nedersin? 2 kilometre uzaklıkta bir tane var ve Sam ile Jess'in dediğine göre şehrin en iyisiymiş."

"Bana uyar. Ama dönme dolapa binmeyelim olur mu? Yükseklik korkum var da."

Dean güldü.

5 dakika sonra lunaparka varmıştık. Çok büyük gözüküyordu ve her yerden çığlık sesleri geliyordu. Dean elimi tuttu. Mutluluktan uçuyordum resmen! Terlememeye çalışıyordum ama bu durumda çok zordu.

"Biliyor musun Cassie, aslında ben pek cana yakın biri değilimdir. Daha önce hiçbir kadınla bu kadar uzun süre birlikte olmamıştım. Ama sen farklısın. Seni uzun süredir tanıyor gibiyim. Tanıştığım en güzel kadınsın ve gözlerinden kendimi alamıyorum."

"Aynı hisler benim için de geçerli Dean. Sen tanıştığım diğer herkesten farklısın. Senin yanındayken kendimi kontrol bile edemiyorum."

Eğildi ve beni dudağımdan öptü. Sadece kısa bir saniyeliğine de olsa harika bir histi. Yıllardır bunun nasıl bir şey olduğunu merak ediyordum.

Dean ile el ele tutuşarak çarpışan arabaların olduğu yere gittik. Bilet satan adamdan 2 bilet aldıktan sonra sürenin dolmasını bekledik. Süre dolduktan sonra hemen yer kapma amacıyla Dean koştu ve kırmızı olan bir çarpışan arabaya oturdu. Ben de gidip yanına oturdum ve zilin çalmasıyla arabalar birbirine çarpmaya başladı. Dean çok sakin bir şekilde sürüyordu ve süre dolana kadar sadece 2 kişiye çarpmıştık.

Sonra çılgın dans adlı bir oyun için bilet aldık. Sadece izlerken bile kusabileceğimi düşündüm. 4 tane koltuk bir platforma bağlıydı ve hem platform hem de koltuklar dönüyordu. Dean midemin bulandığını anlamış gibiydi, bana bakıp sırıttı.

Koltukların dönmesi yavaşladığında sıranın bize geldiğini anladım. İnen kişilerin suratından her şey okunuyordu. Yan yana olan koltuklara bindik ve koltukar dönmeye başladı. O kadar kısa bir sürede hızlanmıştı ki yediğim turtayı sırasını bekleyen kişilere doğru kusmamak için zor duruyordum. Dean ile geçirdiğim güzel vakti düşünerek kendimi tuttum.

Dönmenin yavaşladığını fark ettiğimde artık kendimi tutamama derecesine gelmiştim. İndiğimizde Dean'e sert bir bakış attım. Dean gülmeye başladı.

"Dean, beni tekrar buna bindirmek için beni öldürmen gerekir."

"Tamam tamam, sakin ol. Ama suratının halini görmelisin!"

Omzuna vurdum.

"Hadi senin seçtiğin bir şeye binelim. Etrafına bak, istediğin birtane olursa söyle."

Etrafıma baktım. Karışımızda bir korku tüneli vardı. Şuan korkmayı kaldıramayacağım için sakin bir şey seçmeye karar verdim. Sağda bir dönme dolap, solda da aşk tüneli vardı. Elimle solu gösterdim.

Dean aşk tünelini görünce ciddi misin der gibi baktı. Elinden tutup aşk tüneline doğru sürükledim.

"Siz kadınlar neden hep böyle şeyleri seversiniz?"

"Kapa çeneni. Midemin bulanmasının intikamını alacağım."

Sırıttı. Bir ayağımın üstünde kalkıp yanağından öptüm.

Biletlerimizi alıp birtane kuğunun içine oturduk. Kuğu hareket etti ve tünelin içinde ilerlemeye başladık. Tünelin içerisi loştu. Etrafta küçük lambalarla süslenmiş kalpler vardı.

Yaklaşık bir dakika sonra kuğu tünelin içinde durdu. Sanırım arıza olduğunu Dean'e söyleyecekken Dean eğilip beni öptü. Ondan bunu beklemeyeceğim için şaşırmıştım ama ona karşılık verdim. Dudaklarımız birbirine kenetlenmişti ve bir daha ayrılmasını da istemiyordum. O kadar uzun zamandır ona hislerimi açıklamak istiyordum ki sonunda bunu yapamayacağımı anladığımda Dean'e haber vermeden kaçmıştım. Ona hergün bakıp da hislerimi açıklayamamak beni derinden etkiliyordu. Kaçtıktan bir ay sonra bir cadı ile karşılaşmıştım ve ondan beni 24 saatliğine kadın yapacak bir büyü almıştım. Bu büyüyü 2 aydır düzenli olarak kullanıyordum. Gerçek hâlimde olmasam da Dean'in mutlu olduğunu görmek beni de mutlu ediyordu.

Dudaklarımız ayrıldığında yaklaşık 5 dakikadır öpüşüyorduk sanırım. Birbirimizin gözlerine bakmaya başladık. Sonra Dean kulağıma eğildi ve "Seni seviyorum Castiel." dedi.

Geri çekildim. Donup kalmıştım. Ne diyeceğimi bilemiyordum. Elllerimle yüzümü ve saçlarımı ellemeye başladım.

Büyünün etkisi geçmişti.
Kekelemeye başlamıştım. Utancımdan yerin dibine girmek üzereydim.

"Ama-ama ddaha 12 saat ddayanması ggerekiyordu!"

Dean ellerimi tuttu

"Sakin ol Cas. Tünele girdiğimizden itibaren eski hâlinleydin zaten. Utanmana gerek yok. En başından beri şüpheleniyordum. Gözlerinin mavisini nerede görsem tanırım. İsim seçme konusunda da daha başarılı olabilirdin sanırım."

Uzandı ve dudağımı sertçe öptü. Kısa bir öpücüktü ama beni nasıl baştan çıkaracağını iyi biliyordu.

"Bir daha sakın benden ayrılayım deme."

~
Aslında ilk olarak AU şeklinde yazmak istemiştim ama oldu mu pek emin değilim. Neyse umarım beğenirsiniz (:

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 13, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Destiel One-ShotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin