1.bölüm

79 5 1
                                    

   Merhaba sevgili wattpad halkı eğer şu an bu Yazıyı okuyorsanız bilin bu ilk kitabım ve çok heyecanlıyım o yüzden lütfen okuduktan sonra yorum yapın :) (umarım beğenirsiniz)



''Bitti''

''ne bitti''

''Biz... Artık biz yokuz unut ikimizin olduğu biz kelimesini. Birbirimiz de kapatamayacağımız yaralar açmadan aramızdakileri bitirelim.''

  Bu söylediği cümleler kalbimde kapanması zor yeterince yara açtığı için, kulaklarım konuşmasının devamını dinlememe izin vermedi. Artık onu dinlemediğim için beynim kalbimin bitti lafında dolayı hissettiği acının geçmesini istedi ama biliyordum ki o acı bir gün geçse bile o bu gün değildi. Geçmişimin bir yılının bitmiş olmasını ve geleceğimin yıllarının ikimizin olmadığı bir biz kelimesiyle şekilleneceğini kabullenmedi kalbim zaten kabullenmek için önce istemesi gerekirdi.

   Acımın yoğunluğunu azaltmak için yüzünü inceledim. Tamam kabul ediyorum belki şaka diyerek gülmeye başlar umuduyla yüzünü inceliyorum. Konuşurken çekindiğini fark ettim nasıl mı ? Çünkü ne zaman yanlış bir şey yapsa ya da paniklese elleri titrerdi. Ayrıca gözlerime bile bakamıyordu ya da bakmak istemiyordu. İlk olasılığın olmasını ikinciden çok istiyordum.

   Hala olanlara inanmak istemiyordum. Ömrümü tek erkeğe adamayı seçmiş bir insan olarak. Evet o kişi Egemen'di yani şu anda karşımda durmuş ayrılalım diyen çocuktu. Ben hala bir yılımızı ve ne hata yaptığımı bulmaya uğraşırken Egemen'in son cümlesini duyacak kadar şoku üstümden atmıştım.

''.... tamam mı ? lütfen zorlamayalım daha fazla bittiğini ne kadar çabuk kabul edersek zaman o kadar çabuk unutmamızı sağlamaya başlar''

Ne zorlamasından bahsediyorsun sen, bir hafta önce eyvah eyvah filminde benimle kahkaha atan sen değil miydin ? Ya da ondan bir hafta önce her sabah benim kendimi daha iyi hissetmem ve şişman olmadığımı kanıtlamak için sabahın üçünde benimle koşuya çıkan ? Ya da bir ay önce eve yürürken beni Meliha ablaların bahçe fıskiyelerinin altına sokup beni öpen sonra şu cümleyi kuran 'seni her yerde ve her zaman bu kadar mutlu ve yanımda görmek istiyorum' diyen.

  Tabi ama bunları ona söyleyecek cesareti kendimde asla bulamayacağımı biliyordum. O Yüzden kabullenmiş bir şekilde merak ettiğim son soruyu sordum. ''Tamam ama neden ?''

  Aklıma benim salak davranışlarımdan sıkılmış olduğu geldi ama söylediğini kırk yıl düşünsem aklıma getirmezdim." Seni aldattıyordum yaklaşık 2 aydır ve yeni bir yıla bu yaptığım iğrençlikle başlamak istemiyorum. Bir tercih yapıp birinizi hayatından çıkarmam gerekliydi ve onu bırakamazdım." Ne dedi o seni aldattıyordum mu dedi. Tamam son soru, demiştim biliyorum ama böyle bir cevap beklemiyordum.

  Bir yandan beni kimle aldattığını ölesiye merak ediyordum, diğer yandan da kim olduğundan ölesiye korkuyordum. Çünkü Egemen kalabalık bir kız arkadaş çevresi olan tip değildi. Hatta sadece ben, benim çocukluk arkadaşım ve en yakınım Şenay, geçen yıl arkadaş olduğum Sude ve Şenay'ın bizden bir yaş küçük kardeşi Gülay'dan başka kızla onu görmedim. Onlardan da böyle bir şey beklemeyeceğim için Facebook ya da başka bir sosyal medya aracılığı ile bir kızla tanıştığını düşündüm. Yine de belki okuldan biridir ve tanıyorumdur diye düşünüp sordum.

   "Kim ?"
   
   Herkesi beklerdim en kötü ihtimalle Sude'yi bile ama söylediği ismi hayal bile etmezdim, edemezdim. "Şenay"

     " Beni aldatmak için en yakın arkadaşımla aynı isimde olmayan birini seçseydin keşke Egemen !"

   Egemen'in gözleri büyüdü, ağzı aralandı. Niye bu kadar şaşırdı ki sanki Şenay'ı tanımıyormuş gibi. Eğer hep üçümüz birlikte takılmasak ve sürekli bir birleriyle atıştıklarını bilmesem belki o zaman en yakın arkadaşımın adının da Şenay olduğunun bir an için aklından çıktığını düşüne bilirdim ama o kadar düşük bir ihtimal ki.

  Hala şok olmuş ifadesi ile ve sakinleştirici bir ses tonuyla konuşmaya başladı. "Azra bahsettiğim kişi senin en yakın arkadaşın Şenay zaten."

   Bir yandan gülüp bir yandan da karnımı tutuyordum ama Egemen'in bana acıyan gözlerle baktığını görebiliyordum. Neden böyle aptalca bir şaka yapıyordu ki bu kadar ciddi bir konun ortasında.

  Ellerini beni sakinleştirmek ister gibi havaya kaldırıp konuşmaya başladı. " özür dilerim Azra böyle olsun istemedim. "

  Gülmeyi kesip beynimi yakan tüm öfkemle, ellerimi yumruk yapıp bağırmaya başladım. " YETER... YALAN SÖYLÜYORSUN SANA INANMIYORUM !" Sonra düşündüm son iki aydır ben Egemen'den bahsederken Şenay'ın konuyu hep değiştirmesi ve bunu yaparken ona hiç hakaret etmemesi, sınıfta ya da dışarı bir yere gezmeye gittiğimizde Egemen'e bakışları ve gülümsemesini. Doğruydu en yakın arkadaşım sevgilimle iki aydır beni aldatmıştı ve bu süre zarfında bana bakarken hiç pişmanlık içeren gözlerle bakmamış, üstelik sürekli benimle kavga edip beni bir çok konuda suçlamıştı.

   Ben olanları kavrayıp kabullenmeye çalışırken Egemen benim kişisel alanıma yaklaşıp elini omzuma doğru uzatma cüretini gösterdi. Kardeşim olarak büyüdüğüm insanı öperken yanağını defalarca tuttuğu o eliyle az önce bana dokunmaya çalışmıştı. Bu düşüncem aklıma Şenay'ın ve Egemen'in öpüştüğü görüntülerle işkence etmeye başladı. Artık beynim bile ne kadar aptal olduğumu ve iki aydır  bu olayı fark etmememin acısını benden çıkarmak istiyordu. Peki ya artık atmakta zorlanan kalbim, buna nasıl dayanacaktı. Egemeni itekleyip okulun girişinde, büyük ihtimalle benim az önceki bağrışım yüzünden durmuş olan Kalabalığın yanından koşarak geçtim.

  Annem, şu anda tek ihtiyacım olan kişinin yanına doğru koşmaya devam ettim sokaklarda okulun ilk günün verdiği endişe ve tatilin bitmesinin üzüntüsüyle yürüyen bir çok öğrenci vardı. Ben hep okulu çok sevmiştim annem gittiğinden beri okula başlamam en güzel şey olmuştu. Bir şeylerden sorumlu olmak, hep birlikte yaptığımız saçma bir espiriye gülmek, sınıfını ailen gibi sahiplenip korumak, aynı şekilde onlarında senin yanında olup seni korumaları ama biliyordum ki okul benim için bu saatten sonra ev değil kişisel cehennemim olacaktı.

   Mezarlığa varıp Nilgün Sarmaşık yazılı mezar taşının yanına oturmamla yol boyunca tutmayı başardığım göz yaşlarım annemin gömülü olduğu toprağa akmaya başladı. Bende daha fazla tutmadım. Beynimin aklımda döndürdüğü Egemen'in cümleleri ve tüm anılarımızda benim yerime Şenay'ın yüzünün olduğu görüntüler göstermesiyle, ağlamamın şiddetini iki katına çıkardı. Bir saate yakın sesiz ağlamama, yağmurun başlamasıyla hıçkırıklarım ve yakarışlarım da katıldı. 

    Gözlerimi açtığımda çok üşüyordum ve hava karmamıştı. Her ne kadar annemin yanından ayrılmak istemesemde babamın benim için çok endişeleneceğini bildiğim için ayağa kalkıp çamur olmuş okul kıyafetlerim ve sırılsıklam olan şaçlarımla eve doğru yürüdüm. Eve vardığımda babam polisten dönmüştü önce bana bağırdı sonra cevap vermediğimi ve üstümün halini görünce beni duşa sokup üstümü giydirdi. Sabah olduğunda hastalanmıştım ilk bir hafta okuldan hasta olduğum için kurtuldum. Sonrası ise Hatırlamak istemeyeceğim kadar eğlenceli...(!)


BAŞLANGIÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin