I can.

527 23 3
                                    

( Medyadaki şarkıyı sardırıp dinleyin duyguyu yakalayın arkadaşlar. Çiftte süpriz. )

Part1.

Her zaman onu bitiren kafasındaki ağrı ile hastanedeki bomboş olan odasında yatıyordu. Kafası kadar boş olan odada, yalnız başına. Dışarıya bakmak için yattığı yataktan doğruldu. Bahçeye bakıp iç çekti. Kendisi gibi olan hastalar, belkide kendi hastalığından daha kötü ve minik ellere sahip olan Lösemi hastaları, dışarıda oynaması gerekirken burada tedavi altında olan küçük çocuklar. Bakışlarını biraz yukarı kaldırdığında güneşin tam tepede olması, kuşların özgürlüğü gördü. Kafasını çevirerek boş olan yanındaki yatağa baktı. ''Tanrım tamam yalnızım biliyorum, ama bu iğrenç odada tek başıma kalmaktan sıkıldım. Lütfen artık şu odada yatacak biri girsin -kapıya bakarak- şu lanet kapıdan.'' diye söylenip iç çektiği anda kapıdan gürültü ile birileri girdi. 'Tanrının var olduğunu biliyordum, ondan merhamet dileyip ölmemeyi dilemeliydim.' diye düşündü.

''Tedavi olmak istemiyorum. Sonucunda her türlü öleceğim. Neden zorluyorsunuz?'' bağıran oğluna yaşlı gözlerle baktı kadın. 'Haklı eninde sonunda öleceğiz' diye düşündü bizimki.
''Oğlum lütfen böy----''
''Anne harcanacak çok paramız varmış gibi neden bunu yapıyorsun? Lanet olsun benim yüzümden uyuyamıyorsun bile.'' annesinin elini tuttu bağıran çocuk. ''Şu ellerine bak. Diğer her kadın gibi bakım yapılması gerekirken.. Senin! Senin ellerin harap olmuş.'' derince bir iç çekti. ''Ve tek sorumlusu benim!'' dedi sesi git gide kısılarak. 'Bu çocuk kesinlikle haklı!' diye içinden onlarla konuşuyordu bizimki ama sonra kafasını çevirdi. Şimdiden meraklı çocuk olduğunu belli etmemeliydi.
''Son bu kez.. Lütfen oğlum son bu defa.. eğer sonuç alamazsak...'' yaşlı bayan gözlerinden bir damla yaş süzülürken oğlunun yanaklarını okşadı. yüzünü avuçlarının arasına alıp ''Kaderimize boyun eğeceğim'' dedi. Ve ona cevap vermesine izin vermeden ''Şimdi gitmem gerek en kısa zamanda döneceğim bebeğim.'' diyerek odadan çıktı. Geride bırakılan oğlan arkasını yatağına uzanmak için döndüğünde tek olmadığını fark ederek şaşkınlığını gizleyemedi. Şaşkınlığını sesine de yansıdı.

''A-ahh b-ben özür dilerim. Fark.. fark etmedim.'' bizimki sesin yönüne döndü.
''Yok.. yani önemli değil.'' diyerek samimi bir gülümseme verdi.
''Bu arada ben Luhan. Çok ses yaptığım için özür dilerim.'' diyerek selamladı.
''Gerçekten önemli değil. Zaten çok sessizdi.'' gülümsedi bizimki. ''Renk kattınız.'' samimiyeti ile söyledi Luhana.
''Ah ismin?''
''Pardon gerçekten unuttum. Ben Kyungsoo.'' Kyungsoo'da eğilerek Luhanı selamladı. Daha sonra birbirleri ile tanışarak geçti vakitleri. Kyungsoo gerçekten çok mutluydu. Hiç bu kadar sevimli, cana yakın bir arkadaşı olmamıştı. Onunla vakit çok hızlı geçiyordu. Saatine baktığında çoktan gece 12 olduğunu görmüştü. İkisi de uyumanın güzel fikir olduğunu düşünerek yattılar.

Sabah erken kalkan Luhan olmuştu. Yemek yemesi gerektiğini düşünerek Kyungsoo'yu uyandırmaya karar verdi. Kyungsoo'nun yatağının kenarına oturarak Soo'nun omzunu sarstı.

''Soo?''
''Hmm?''
''Kalk hadi.''
''Neden.'' uykulu sesiyle sordu Kyungsoo.
''Yemek yiyelim kalk''
''Tamam.'' Kyungsoo yatağının içinde gerinerek, esnemeye başladı. Luhan bu tatlı görüntüye gülümsedi. Yattığı yataktan kalktı Kyungsoo, Luhanda oturduğu yerden kalkıp kapıya doğru yürüdü. ''Ben seni kafeteryada bekliyorum soo'' diyerek kapıdan çıktı. Kyungsoo banyoya yönelenirken beynine giren keskin acıyla sızlandı.. Acı gittikçe kesinleşirken iki büklüm olarak bağırdı. Kafasını ellerinin arasına alarak sıkmaya başladı. Sanki acıyı elleri çekip alırken, kafası hafifliyordu. Zihni bulanıklaşırken, başının dönmesi ile yere düştü. Bağırmamak için tek koluyla ağzını kapatıp ısırmaktan çürümüş olduğu kolunu tekrar ısırmaya başladı, bağırmalarını, çığlıklarını içeri atmak için. Ne zamandır yerde yattığını bilmiyordu. Ama uzun bir süreçti buna emindi. Acı tamamı ile kafasından yok olduğunda hiç birşey olmamış gibi yüzünü yıkadı, odaya dönerek üstünü giyindi, odadan çıkıp onu bekleyen Luhanın yanına yöneldi.

Begining of Everthing.(One Shot)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin