***Güneş'in ağzından***
- Hadi Güneş lütfeeeeeeen... Bak söz veriyorum bundan sonra ki 20 dakika boyunca senden bişey istemicem ve çenemi kapatıcam. Ama lütfeeeeeeen!
Melodi'nin attığı yavru kedi bakışlarına karşı gözlerimi devirirken elindeki siyah elbiseyi aldım ve kabine doğru yürümeye başladım. Tanrım! Bu kız bana kafayı yedirtiyordu! Ağır adımlarla kabine ilerlerken birine çarpmış ve çoktan kaslarımı çatmıştım bile. Boğuk sesi, sırıtan suratı,mavi gömleği ve ela gözleriyle bana bakarken aynen şöyle diyordu:
- Pardon Güzel Bayan. Umarım canınız yanmamıştır.
- Hayır. Ve şimdi bana yavşamayı kesip önümden çekilmen iyi olucak. Yoksa şurda oturan kız (bunu derken sağ tarafa doğru elimi açıp vücudumu 45° lik açıyla Melodi'ye döndürmüştüm.) önce beni sonra seni boğar. Ki o beni boğmadan seni öldürürüm o ayrı. Şimdi çekil önümden. Dedim ve beni açık ağzıyla izlemesine izin vermeden kendimi kabine attım.
***Melodi'nin ağzından***
Güneş'i kabine yollayıp şu her zaman oturunca bacaklarının daha çok uyuşmasını sağlayan mağaza koltuklarına oturdum. Birkaç dakika sonra Güneş kabinden çıktı. Tam anlamıyla üstüne oturan ve tüm hatlarını ortaya çıkaran siyah elbiseyle çok güzel olmuştu. Uğur ve Ayaz bizi Mat Bar'da bekliyordu.
- İşte benim bebeğim. Kimin kankası. Bu aksam partinin güneşi olup orayı parlatacaksın Güneş. Diyip göz kırptım.
-Abartma Melodi. Saçmalıyorsun. Bence almamıza bile gerek yok.
Güneş'i ters çevirip kabine ittim. Bu "o elbise ya alınacak ya alınacak bebeğim " demekti. Gidip eşyalarını aldı. Sonra bana ters ters bakarak kasaya yöneldi ve kasadaki adamla konuşmaya başladı.
- Pardon, biz bu elbiseyi alıyoruz da; üstümde kalmasının bi sakıncası var mı?
-Hayır Hanımefendi. Yanıma gelin, etiketleri çıkaralım.
Güneş adamın yanına gitti ve adama arkasını döndü. Adam kibarca etiketleri çıkarıp-işlemleri halletti.
Adam yakışıklıydı. Güneş'e göz kırptım.
-Yine iyisin.
Ve birlikte Güneş'in arabasına yol aldık..Merhaba. Bu yeni Hikayem umarım beğenirsiniz. :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
imkansız
Teen FictionBen karanlıktan korkardım. Şimdi ise en sevdiğim şey olmuştu. ben karanlık olmuştum. Hemde onun karanlığı benim aydınlığım olmuştu.