-Daisy-
İçeri girdiğimizde birsürü kılıç ve kalkan sesleri kulağıma geldi. Ok atanlar da ayrıydı tabi. Yanımıza at adam geldi.Adı kherion muş percy söyledi.
-merhaba percy onu bulmuşsunuz.
-evet kherion
-nasılsın daisy?
-i-iyiyim
-percy sana kampı tanıtır sonra takım seçersin
-peki
percy:-hadi daisy
-tamam
percy ile gezerken kulübeleri tanıtıyordu. poseidon kulübesine gelince bana odamı gösterdi. içerisi iki kişilikti sanki babam geleceğimi biliyordu.Tabiki bilir o bir tanrı sonuçta. kulübe çok ferahtı. annabeth ile eşyalarımı yerleştirdik. içeride iki gitar ve 1 piyano vardı(ben uydurdum)
muhteşem en azından müziği seven bir abim var. iki tane kayık da vardı bu demek oluyordu ki denizden gelmeyeceğim. ben mavi takıma girdim. bayrak yakalamacadan önce percy bana kılıç kullanmayı falan öğretti ama ben yay da kullanıyordum. ok çantamı sırtıma taktım yayımı da yanına. kılıcımı aldım ve percy ile savaşa atladık. kılıcı kullanırken elimden düştü ve nico denen çocuk boğazıma doğru kılıcını tuttu. soğukkanlılığımı koruyarak yayı alarak bacağına bir ok attım. sonrada koluna. bunun onu durduracağından emin olunca bayrağın yanına gittim. nehirden geçerken de yaralarım iyileşiyordu. bayrağı alacakken iki apollon melezi önümü kesti percy ise arkada kalmıştı. yay kullanamazdım ama kılıç işimi görürdü. kafama gelen darbeye karşı eğildim. birinin bacağını diğerinin ise bileğini yaraladım. ikisi yere düşerken son kez kontrol ettim.
bayrağı kaldırdığımda mavi takımdan sevinç çığlıkları geldi. tanrılarım! ayaklarımdan tutup omuzlarına aldılar yemek masasına kadar götürdüler. gerçekten çok eğlenceliydi.annabeth gelip tebrik etti. nede olsa arkadaştık.percy ile masaya oturduğumuzda çoğu kişi bana ve percy ile benzerliğimize bakıyorlardı. utanmayan ben utandım. percy beni görünce herkeze seslendi:
-millet yemekten sonra kamp ateşinin orda yeterince bakıp sohbet edersiniz. benden çok dikkat çekti şimdiden ya
diyince bir kahkaha koptu.Yemek bitince kamp ateşinin oralara gittim ve direk afrodit melezleri etrafımı sardılar.-saçların boya mı -nasıl bu kadar güzelsin -partiye gelicek misin?
bir dakika ne partimi?
evet meydanda parti var tatil yaklaştığı için her tatilde evimize gideriz
-iyiymiş bugün mü?
-yarın akşam ne giyeceksin?
-bilmem gidince bakarım.
-görüşürüz
-bay
dedim ve kulübeye girdim. percy horluyordu(o horlamayı keşke biz de duysağğkk:) ) ayı gibiydi yarın için elbise seçmeyi boşverdim ve uyudum.
Sabah
uyandığımda nerede olduğumu ilk anlamadım sonra olanlar aklıma gelince hatırladım ve yemek borusu çalana kadar üstümü giyindim. en çok merak ettiğim 3 gün sonra tatil vardı ve percy e sorduğumda annemizin yanına gidecek mişiz. hazır mıyım bilmiyordum. kapıyı açınca bir kutu gördüm. alıp açınca içinde not ve takım elbise ile elbise vardı. annem yollamış percy kalkmıştı yüzünü yıkayıp gelince bakıp akşamki baloda giyeriz. dedi. o annabeth ile giderken ben sanırım sap gibi kalıcaktım. tabi biri bana teklif etmesse. yemek yiyip çalıştık duş alıp kulübeden çıktım. karşımda ise...
yeahhhhh en heyecanlı yerde bıraktım acaba onu nico mu yoksa başkası mı davet etse genellikle nico kullanılmış ve klişe yapmak istemiyorum sizce kim olsun?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Poseidon Kızı
FantasyPercy kamptan annabeth ve kıvırcık ile kız kardeşi daisy 'yi bulmaya giderler. Acaba daisy ölmeden onu bulabilecekler mi? Percy kız kardeşini kabul edebilecek mi? peki Kız kardeşi onu ve annesini kabul edebilecek mi? hikaye benim kurgumdur. çalınama...