✦2✦

232 17 4
                                    

Ekin'in gözünden 

  Koltukta ters dönerek telefonumun ekranına bilmem kaçıncı kez baktım. Seçmelerin üzerinden on gün geçmesine rağmen haber alamamıştık. Umutlarımız yavaş yavaş tükenmeye başlarken koltuktan atlayıp Bike'nin yanına gittim. "Kafayı yemek üzereyim." Dedim ağlamaklı ses tonumla. Bike ayağa kalktı ve ellerimden tutarak beni de kaldırdı. "Dışarı çıkalım. Kore'ye gelmek en büyük hayalimizdi. Bizse geldiğimizden beri telefonlarımızla otel odamızda uyuyoruz." Başımla onayladım. "Dışarı çıkalım ve kafamızı dağıtalım."

*

   Bike üstündeki kırmızı elbiseyi dönerek bana gösterirken telefonumun çalacağı anı bekliyordum. Kafamızı dağıtmak için çıkmış olabilirdik fakat Bike bana söylemese de onunda seçmeleri aklından atamadığını biliyordum. Ani psikopatlıkla ayağa fırladım. "Bike üstündekini çıkar." Bike kaşlarını çatarak bana baktı. "Neden? Yakıştığını söylemiştin. Yoksa bir küçük bed-"

Elimi havaya kaldırarak sözünü kestim. "Bunun için gerçekten çok uğraştık ve şimdi telefonun başında bekliyoruz. Çabalarımız bu kadar çabuk çöpe atılmamalı."

Bike heyecanla yerinde zıplayarak ellerini çırptı. "SM binasını mı basıyoruz?" 

"SM binasını basıyoruz." Dedim sırıtarak. 

*

SM binasına girmek sandığımdan daha kolay olmuştu. Ben korumalardan dayak yiyeceğimizi düşünürken seçmelere girerken kullandığımız isim kartını gösterince içeri alınmıştık ve stajyer kızlardan birinin yardımıyla jürilerin bulunduğu odaya gelmiştik. İçeride sadece seslerden oluşan bir hareketlenme vardı. Öylesine meşgullerdi ki orada olduğumuzu farketmemişlerdi bile.  Bike dikkatleri üzerine çekmek için boğazını temizledi fakat işe yaramadı. İkimiz de çekingen adımlarla oturdukları masaya ilerledik. Bike'yle hangimiz konuşmaya başlasak diye birbirimize bakarken en sonunda gergin ortamdan kurtulmak için aceleyle konuşan ben oldum. Elimi masaya koyarken seslerini aşmak için yüksek sesle konuştum. "Bizi arayacağınızdan oldukça emindik fakat bizi geri çevirdiğinizi söylemek için bile aramadınız." Büyük ihtimalle şansımızı zorluyorduk.

Kısa süren bir sessizlikten sonra jürilerden biri bir başkasına döndü. "Seçmelere katılanları içeri almamaları için o kadar tembihlemiştik." 

Bir başka jüri kafasını salladı. "Seçmelerdeki herkesi arasaydık dünyanın istemeyeceği kadar kız grubumuz olurdu." 

"Ama biz çok iyiydik!" Diye bağırdı Bike. Kesinlikle şansımızı zorluyorduk. "Hepsi iyi olduğunu düşünüyor." Dedi gözlüklü bir başka jüri.

"Biz farklıyız çünkü bir grup olarak geldik, size cesaretimizi ve azmimizi kanıtladık. Üstelik Koreli bile değiliz." Dedim Bike'ye arka çıkarak.

Bike konuşmaya hazırlanan iki jüriyi hiçe sayarak devam etti. "Karma bir grup olduğunu düşünsenize. Ne kadar da ilgi çekerdi." 

Tekrar kısa süren bir sessizlikten sonra otoriter görünümlü bir jüri burnunun ucundaki gözlüğü düzeltti. "Lobide bekleyin. Size yarım saat içinde haber vereceğiz." 

İçimde patlayan heyecana rağmen normal davranmaya çalışarak odadan çıktım.

Lobide geçirdiğimiz dakikalar saatlere dönüşürken rahat koltukta aşağı doğru kayarak koltuğa gömüldüm. "Çişim geldi ama bizi çağırırlar diye gitmeye korkuyorum." Dedim oflayarak. 

Bike kollarını birbirine kavuştururken benim gibi koltuğa gömüldü. "Bizi yakın zamanda çağıracaklarını sanmıyorum." Dedi git mesajı vererek. 

İki Beden, Bir Ses (EXO)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin