Chance · Niall Horan | one-shot

3.5K 121 22
                                    

"Hayır, Skyler. Oraya atlamayacağım." dedim, endişe dolu sesimle. Korkuyordum. Keşke şu lanet olası bahis içerisine girmeseydim diye düşündüm.

"Atlamak zorundasın, bahisi kaybettin, Melanie. Söz verdin. Hem de tükürük sözü. Bu ne demektir biliyor musun, gurur demektir. Sen gururunu hiçe sayıp sadece yüzme bilmiyorsun diye o küçük göle atlamayacak mısın? Bu kadar düştüğünü hatırlamıyorum." dedi, göz kapaklarını büyük bir hırsla açıp, kaparken. Bariz, beni kışkırtmaya çalışıyordu. Ama yenilmeyecektim. O göle atlamak istemiyordum. En son 4 yaşındayken babam tarafından büyük bir gemiden, denize atıldığım zaman boğulma tehlikesi geçirmiştim. O zamandan beri benim en büyük fobilerimden birisiydi, deniz. Gerçekten korkuyordum. Atlarsam büyük bir ihtimalle yine boğulacaktım. Ve -canım- arkadaşım Skyler'da girdiğimiz bahisi kaybedersem benden köprü altındaki göle atlamamı istemişti. Bunun benim için en zor ceza olduğunu biliyordu. Bahis konumuz ise bir hayli karışıktı. Yani bana göre. Biraz da aptallıktı sanırım. Kim bir insanın sınıfını öğrenmek için bu kadar debelenir ki?

Sanırım benim gibi bir aptal. Evet, tam anlamıyla bir aptaldım. Bunu kabul ediyordum, ama sonuçlarını bu şekilde ödemek istemezdim. Bir göle atlamak, benim için ölüm demekti. Hem okuldakilere rezil olacak, hem de ölüm tehlikesi geçirecektim. Bu benim için kaldıralamayacak kadar kötüydü, hem de çok kötü. Skyler en iyi arkadaşım olduğu için bana verilebilecek en doğru cezayı çok iyi seçmişti, şu an onu kutlayabilirdim ama korkumla yüzleşmekten kaçmakla meşguldum. Skyler çok kötüydü, düşmanından değil dostundan kork sözüne inanmalıydım. Şu an benim yerimde başka birisi olsa Skyler ile gülmekten ölebilirdik, ama lanet olası kaderime küfür etmeliyim ki o kişi bendim. Tamam, konuyu en başından anlatmamda bir sakınca yok sanırım.

1 Gün Önce

Sabah, her zaman -lanet olası- olarak bahsettiğim çalar saatimi bu gün büyük bir mutluluk ile açmıştım. Çünkü okulun en güzel etkinliklerinden birisi, bu gün yapılacaktı. Turistik gezi! Her yıl değerli gezi klübümüz bir gezi yeri belirler, ve oraya giderdik. Bu yıl gideceğimiz yer ise İrlanda'nın en güzel yerlerinden biri olan, Galway idi. İşte asıl heycanımın nedeni buydu. Kalktığım gibi annemin zorla maviye boyattırdığı dolaba doğru adım adım ilerledim. Mavi insanın içini açar, ve ferahlamamı sağlarmış, ayrıca mutluluk sağlarmış ve göz zevkim yerine gelirmiş, vs..vs.. Annemden bu sözleri çok duymuştum. Oysa ki dolabın ilk hali, yani siyah olan hali çok daha iyi gelmişti. Dolabın kapağını yavaşça açtım ve elime ne gelirse giymek için kendime söz verdim. Çünkü kıymetli zamanlarımı hiç bir şekilde ifla olmayacak vücuduma harcamak istemiyordum. Dolabıma elimi attığım gibi bir t-shirt ve bir kot pantolon kaptım ve hızlı bir biçimde giyindim. Sonra dün ağır bir şekilde uyku bastırdığı için hazırlayamadığım çantamı yatağımın altında aramaya başladım. Galwayde 1 hafta boyunca kalacaktık. Bu yüzden hazırlıklı olmam lazımdı, orda zor durumda kalmak istemiyordum. Çantayı bulduğumda kaptığım gibi kitaplığıma koştum. 1 hafta önce gezi planını duyduktan sonra Skyler ile birlikte aldığımız "Galway'de yaşam" adlı kitabı çantama tıkıştırırken telefonum çaldı.

"Alo, skyler?" daha adına bile bakmadan açtığım anda o olduğunu tahmin ettim, çünkü başka arayıp soranım olmazdı. Hele de böyle bir günde. Kimsenin gelip ödevleri soracağı da yoktu. Okulun tamamı neredeyse gezi için hazırlanıyordu.

"Yarım saat sonra annemle gelip seni alacağız. Sonra bizi okula bırakacak. Hazırlanıyor musun?" dedi, oldukça mutluydu. Benim gibi.

"Evet, hazırlanıyorum. Yarım saat sonra aşağıda olurum." dediğimde kıkırdayarak cevap verdi.

"Tamam, kitabını unutma!"

"Tamam." demeye kalmadan, telefonu kapattı. Bu işi fazla ciddiye alıyormuş gibi bir hali vardı. Benim için ise, eğlenceli bir geziydi sadece. Önemli pek bir şey yapmayacaktık. Sadece farklı yerler görecektik. Tek istediğim farklı bir faaliyete katılmaktı. Skyler gibi orada büyük sınıflardaki çocukları kesmeyi falan planladığım yoktu. Bunu dile getirmemişti ama her fırsatta ağzından laf çıkarıyormuş gibi duruyordu,

Chance · Niall Horan | one-shotHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin