Hani söz vermiştin bana. Tamam demiştin. Gelicem demiştin İstanbula? Gelmemişsin. Gelseydin eğer;
Ben bu şehrin otogarını senle severdim.
Ben bu şehri senle severdim.
Şimdi ne otogarı seviyorum ne de bu şehri. Ben sadece seni severim. Kimseyi sevmediğim gibi.
O silinmez noktanın yanına iki tane daha nokta getirelim. Ama bir daha hiç nokta konulmasın cümlenin sonuna yıldız hiç kaymasın ay hiç ağlamasın arkasından güneş doğmasın bu gece. Benim güneşin aydınlığına ihtiyaç duymuyorum. Sen gel yeter ki;
Sen gel benim günüm güneşsiz de olur. Yeter ki sen gel. Hatırlar mısın bana "bu aşkın cenazesi bu gece kalksın" demiştin. Ben o geceden beri ölüyorum. Şarkımızı dinleyip ölüyorum. Konuşmalarımızı okuyup içiyorum. Benim ruhum o cenazeyle öldü. Ben öldüm. Biz öldük...