Salona girdim bizden sonra eğitilen öğrenciler vardı. Bizden küçüklerdi. Denizin bandajını aramaya başladım. Heryere baktım yoktu sadece erkekler giyinme odasına bakmamıştım. Oraya giremezdim. Ama yapmak zorundaydım. Kapıyı tıklatım içeriden ses gelmedi. Aman banane içeride biri olsa ses çıkarırdı. Kapıyı yavaşça açtım. İçeride Halil vardı. İçeri girmek istemediğimi bana Deniz in bandajını vermesini istediğimi söyledim. Etrafına bakındı bandajı gözüne kestirince alıp bana verdi. Teşekkür ettim. Arkasını dönerken ona seslendim.
"Hey? Siz Göksuyla çıkıyor musunuz? Y-yani ben sizi kapıda şaparken gördüm hani bilirsin kızlar erkekleri boşuna öpmezler ya hani nebiliyim"
Sadece gülümsemekle yetindi. Cevap vermeyeceğini anladığım an arkamı döndüm. Denize bandajını vermem gerekiyordu. Evlerini bildiğim için gitmem zor olmadı. Deniz evlerinin önünde bekliyordu. Üzerindeki bol tişörte rağmen kaslarını görebiliyordum. Daha önce de böyle giyiniyordu ne değişti anlamadım. Yani değişikliğin bende olduğu kesindi. Deniz hala aynıydı.
Yanına yaklaştım. Gözleri elimde tuttuğum bandajdaydı. Ona uzattım.
"Senin yüzünden erkekler odasına girmek zorunda kaldım kıymetimi bil herkese yapmam. "
Güldü.
"Gerçekten içeri girdin mi?"
Hala gülüyordu.
"Çok kıymetli beynin yüzünden unutmak zorunda mıydın sanki?"
Bende güldüm.
Sessizlik olmuştu. Ona Göksu yu anlatmak istedim. İçimde kalmıştı. Dayanamadım.
"Biliyor musun? Bugün antreman çıkışında halil ve Göksuyu birlikte gördüm."
"Ee ve var bunda?"
"Öpüşüyorlardı."
Şaşırmıştı.
"Çıkıyorlar mı?"
"Bilmiyorum"
"Şey aslında ben sana birşey söyleyecektim"
"Sebep?"
"Ya o türden bişey değil farklı. "
"Ne gibi?
"Ya aslında nasıl söyl-"
Annesi sesleniyordu.
"Tatlım kaç defa daha söylemem gerek. Tuvaleti kullandıktan sonra sifonu çekmen gerek."
Deniz utançtan kızarmıştı. Kahkaha atmamak için kendimi zor tutuyordum. Annesinin yanına gitti. Bende eve döndüm.
