Faith'i uçuruma götürdüğüm zamandan beri 2 saat geçmişti. Artık onu almanın vakti geldiğini düsünüp arabaya binip uçuruma doğru yol aldım. Arabadan indiğimden uçuruma bir adım kala yerde Faith'in hırkası ve onun altında dışı siyah ve beyaz kalemle Sammy&Faith yazan bir defter buldum. Defteri ve hırkayı aldım. Faith'i bulamıyordum, ağaçların arasına baktığımda yine yoktu. Uçurumdan atlamış olabileceğini düşündüm. Ama beni bırakıp gidemezdi bu yüzden bu fikri aklımdan çıkarıp polisleri aradım. 10 dakika sonra polis ve arama kurtarma ekibi geldi. Olanları polise anlattım. Arama ekibi uçuruma inecekti. Gercekten gereğinden fazla yüksekti. 1 saat bekleyişin ardından görevli adamın kucağında Faith'in cansız bedenini gördüm. O an ne yapacağımı şaşırıp ağlamaya başladım. Polisler zorla beni tekrar hastaneye götürdüler. Şuan hastanede Faith'in odasında yatağında oturuyorum. Bu deftere yazmıs olduğu herşeyi okudum. Sammy adında bir çocuktan bahsetmis, sevgili olduklarından, o çocuğunun öldüğünden, uçurumdan atladığından. Ah, bunların gerçek olmasını o kadar çok isterdim ki.. Malesef bunların hepsi Faith'in uydurması. Kızım şizofreni hastasıydı yani olmayan şeyleri olmuş gibi hayal ediyor onların gerçekten olduğunu sanıyordu. Bunun için düzenli ilaçlarını kullanması gerekiyordu. Ben kullandığını zannederken o hiçbirini kullanmamış ve hastalığı ilerlemiş. Ne yazık kı bunun farkına yeni varıyorum. Benim yanım da gayet normal davranıyordu çünkü. Kısacası olmayan sevgilisi yüzünden uçurumdan atlamıştı. Ah benim tatlı Faith'im, en çok olmayan şeyler için kendini üzmesine dayanamıyorum. Bir hiç uğruna ölmüş olması beni yiyip bitiriyor. Benim biricik kızım bir hiç uğruna intihar etti ve benim yapabildiğim tek şey onun yazdıklarını okumak. Onunda dediği gibi "limanına dahi yanaşmayan geminin gittiğine üzülüyordu."
-MARY PARKER-