(Fırtına, şimşek çarpıyor)
Max:Nerdeyim,neler oluyor?
Fırtınada mahsur mu kaldım?Ben buraya nasıl geldim?
...Ve burası neresi?
Bekle... Orada bir deniz feneri var... Eğer oraya gidebilirsem güvende olabilirim... Umarım... Lütfen oraya ulaşabiliyim.
(Max deniz feneri ne doğru gitmeye başlar.Ve fırtınayı görür.)
Noluyor?
(Fırtınaya bakmaya başlar ve fırtınadan bir gemi firlayıp deniz fenerini yıkar döküntü Max'in üstüne düşer.)
Vov! Hayır.
(Daha sonra sınıfta uyanır.)
Vov!
Bu gerçek dışıydı.
*Max bir fotoğrafçı bilmeyen varsa*
(Max'in öğretmeni Bay Jefferson ders anlatır.)
Max içinden: Tamam sınıftayım... Herşey normal... Ben iyiyim.
(Bay Jefferson dersi anlatırken Taylor Kate'i rahatsız eder.Ve Victoria'nın telefonu çalar.)
Max içinden:Uykuya dalmadım ve... bu bana rüya gibi gelmedi... Çok tuhaf...ve
(Bay Jefferson Victoria ile ders işliyordu ve Max yarışma için çektiği fotoğrafa bakar.)
Max içinden: Şu saçmalığa bak!Bunu bay Jefferson'a nasıl göstericem? Sınıfın güldüğünü duyabiliyorum.
(Max masasındaki eşyalara bakar,daha sonra Polarid kamera ile selfie çeker ve Bay Jefferson fark eder.)
Bay Jefferson:Shh Max'in çektiği şeye siz "selfie" diyorsunuz.Harika fotoğraf geleneği için ne aptal bir söz.Ve... Max'in bu konuda yeteneği var.Tabii ki hepinizin bildiği üzere portre fotoğrafçılığı 1800'lerden bile popüler.Sizin neslimiz selfie ile fotoğraf çeken ilk nesil değil. Üzgünüm. Dayanamadım.Demek istediğim portre her zaman sanatın önemli bir noktası olmustur,tabi fotoğrafçılığın da,etrafta olduğu sürece.
Pekala Max,ilgimi çekmeyi başardın ve sohbetimize katılmanı istiyorum,bize ilk otopotreyi doğuran sürecin adını söyleyebilirmisin?
Max:Bana mı sordunuz?Bir düşüneyim...Um...
Bay Jefferson:Ya biliyorsun,yada bilmiyorsundur,Max.Burada bu tür şeyleri bilen var mı?
Victoria:Louis Daguerre portrelere "daguerreotypes" adında keskin bir yansıtıcı tarz veren Fransız bir ressamdı,bir ayna gibi.Şimdi tamamen retro bölgede sıkışmış durumdasın.Üzgün surat.
Bay Jefferson:Çok iyi Victoria.
(Ders sonunda Bay Jefferson yarışma hakkında konuşma yapar ve herkese bir haber verir.Sonra Max sınıftan kaçmaya çalışır.)
Bay Jefferson: Seni görüyorum Max Caulfield.Girişin hakkında konuşmadan buradan ayrılmayı düşünme bile.
(Max Bay Jefferson'ın yanına gider.)
Bay Jefferson:Fotoğrafçılığın gelecek yıldızlarından birinin resim konusunda bilgi edinmesine mani olamam.
Max:Hiç zamanım yok... Çok fazla ödevim var.
Bay Jefferson: Max,fotoğrafçılıkta yalan söylemekten daha iyisin...Bazı derslerde takıldığını eski dostlarımdan dolayı biliyorum...
Ama hayat oyuna yetişmeyi beklemez.
Daha gençsin dünya senin blah blah dimi?Ama senin bir yeteneğin var,resim ateşini yakalayabiliyorsun,bunu canlandırmanın tek yolu onu çerçeve içine almaktır.
Şimdi ihtiyacın olan tek şey bu yeteneğini başkalarıyla paylaşma cesareti.Amatörler ve sanatçıyı ayıran budur.
(Daha sonra Max sınıftan dışarı çıkar ve tuvalete doğru gider.)Arkadaşlar çok uykum geldi yazamadım bu bölümlük bu kadar ^ ^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zaman
Science FictionLife is Strange oyunundan esinlenmiştir. Umarım beğenirsiniz.Karakterler life is Strange ile aynı.