3.Bölüm:"Pişmanlık"

58 13 15
                                    

Çırpınışlarım hiç bir işe yaramıyordu,fakat bu adama pes edip peşinden gidecekte değildim.

Ne yalmalıyım,nasıl kurtulabilirim diye düşünmeye başladım bu ellerden kurtulmak için çırpınmaya devam ederken.

Evet!sonunda aklıma gelmişti.
Hemen ayağımı burkmuş gibi yapıp yere hafifcene bıraktım kendimi ve acıyla sızlandım.

Kahverengi gözlerin anında bana dönmesi bir oldu.

"Ahh lanet! "

Diye söylendi,

"ayağımı burktum görmüyormusun yardım et"

Diye cevapladım.

"Düz zeminde ayağını burkanıda ilk defa gördüm doğrusu"

Sızlanmaya devam ettim,

"Sızlanma,şimdi bir ayağına bakacağım sakın kacmayı aklından bile geçirme fena olur"

Diye karşılık verip gozlerini ayağıma yönlendirdi.
Numara yaptıgımı anlarsa biterdim.

"Neresi?"

"Burası işte"
Diyip bileğımi gosterdim.
Yakınlaştı ve pantolonumun paçasını azicik yukarı kaldırdı,tam ağzını açıp birşey diyecektiki firsat vermeden koluna yapıştım.Evet ısırıyordum.

Fakat o anda bi acı hissettim boynumda ve gozlerim kararmaya başladı ve sanırım başarısız olmuştum

Gözlerimi açtığımda bi sandalyenin üstündeydim.
Kalmak istedim ama ellerim bağlıydı.
Etrafa baktığımda kocaman odada tek başıma olduğumu farkettim.
Burası çok karanlıktı ve odadaki tek camdan gelen ışıktan olduķça tozlu olduğu gözüküyordu,Neresiydi burası Allah aşkına?

Sesimi yüksek çıkarmaya çalışarak bağırdım,ama kimse gelmedi,tekrar tekrar bağırdım, yine ne gelen vardı nede tek bir ses. Sanırım yalnızdım burada.

Ne diye çektimki maskesini, şu düştüğüm hallere bak..
Diye söylenmeye başladım içten içe.

Zaman geçmiyordu,belkide geçiyordu saatten bile haberim yoktu bu karanlık odada.

Gozlerimj kapatıp uyumayı deniyordum o sırada kilit sesi peyda oldu kulaklarıma,hızla gözlerimi açıp kapıya baktım.

Bu o manyaktı,o kahverengi gözlerdi.

"Ne istiyosun benden,kaç gündür buradayım?"diye sordum.

"İki gündür buradasın ve seninle ne yapıcağımı daha karar vermedim"dedi.

Bu sözü ürkmeme neden olmuştu.
Ayrıca iki gün,tam iki günmü geçmişti?

"Muhabirsin seni bırakırsam herşey sona erer" diye devam etti.

"Sona ericek olan şey ne"diye soru yönelttim.

"Görevim"dedi.

"Bu yüzdenmi saçımı kesmek istedin"dedim.

O da;

"Evet.Sen benim yeni görevimdin ama yüzümü gördün artık esirimsin"dedi.

"Lütfen bırak beni kimseye birşey anlatmam"dedim.

Cevap vermedi.

"Ellerimi çözermisin?"dedim.

"Kaçmaycağına söz ver"dedi.

Bende olumlu anlamda kafamı salladım.

Manyakta emin olamayarak yanıma geldi ve ellerimi çözdü.

Bileklerim  iki gündür bağlı olduğundan olsa gerek çok acıyordu.

"Kalk gidiyoruz"

"Nereye?"
dedim.

"Şimdilik evime gidicez ve senin hakkında karar verene kadar sende benimle kalıcaksın"dedi.

Tamam demekten başka çağrem olmadığı için
"Tamam" dedim.

Dışarı çıktığımızda onun olduğunu tahmin ettiğim siyah arabaya bindik.
O sürücü koltuğuna binmişti,bende arka koltuğa.Yüzünde yine  ağzını örten maskesi vardı.Niye taktığını sormadım. Zamanla öğrenirdim zaten.

Kısa bir yolculuktan sonra araba 4 katlı bi binanın önünde durmuştu.

Arabadan indip binaya doğru yürüdük bina boş gibiydi ben yukarı çıkıcaz sanarken bodrum kata inen merdivenlerden indik.
Bir kolidor çıktı karşımıza.
Kolidorun sonuna doğru ilerliyorduk,

Ve sonunda o kolidor bitmişti,karşımızdaysa bir duvar vardı.

Ben;

"Nereye duvar var görmüyomusun"dedim.

Cevap vermedi.

Ona baktığımda yan duvardaki düğmelere basıyodu, sahiden orada düğmelerin ne işi vardı?

Duvar sanki otamatik bir kapıymış gibi açıldı.

Ve bir kapı daha çıktı önümüze,kim oldugunu bilmediğim yanimdaki bu adam cebinden anahtarları çıkardı ve kapıyı açtı.

İçeri girdiğimizde evi inceledim.
Ortada L şeklinde koltuk vardı karşısında da büyük bir televizyon.
Evde daha çok siyah beyaz yer alıyordu.
Tavan ve yerler beyaz,duvarlar siyahtı.
Evi incelerken o  yanıma geldi ve;

"Ben bi duş alıcam akıllı dur"dedi.

Bende "Tamam" dedim.

Salonda tektim.O kapıyı gördükten sonra kaçamıycağıma emindim.

Umarım beni bulabilirlerdi.

Karsımda duran L seklindeki koltuğa oturdum ve düsünmeye başladım.
Bu adam kimdi? ,Neden beni buraya kadar getirmişti?, Benden ne istiyordu?

Bu tip düşüncelere dalmışken o geldi, üstünü değiştirmişti mor bir kazak ve altına siyah bir pantolon giymişti, açıkçası mor gerçekten de çok yakışmıştı.Sahi ismi neydi ki?
Seslenirken ne diyeceğimi şaşırıyordum.

İsmin ne ?
Diye soru yönelttim karşımda bana bakan adama.

"Hızlı" dedi.

Afalladım,bu olamazdı değilmi?bu nasıl olurdu?Hızlının benimle ne işi vardıki?
Sahi ne kadar da aptaldım hiç düsünmeden maskesini indirmiştim.
Doğal olarak o da beni kâçırmıştı.
Ne yapacaktı?
Bırakıp gidecek hali yoktu.

"Öğrendin işte artik umarım rahat durursun ve aptallıklara bir son verirsin"

Diye devam edip beni düşüncelerimden uyandırdı.

Kafa sallamakla yetindim.
Ne yapacaktım, bundan sonra ne olacaktı hiçbir fikrim yoktu.
Çok halsiz kaldığım için gözlerimle savaş içerisindeydim.

Hızlı bey de gelip L koltuğun diger ucuna oturmuştu ve bağzı belgeleri inceliyordu.

"Uyumak istiyorum,nerde uyuyacağım?"

Diye sordum.

Başıni kaldırmadan;

"Üst katta,sağ tarafta olan ilk oda hariç hepsini kullanabilrsin"

Diye yanıtladı.

Bende cevap vermeden üst kata çıktım.Sol tarafta ki ilk odaya girdim ve karşımdaki siyah çarşafla kaplanmış çift kişilik yatağa kendimi bıraktım.

Ne olacaktı?, Ne yapacaktım? düşünmeye mecalim kalmamıştı, tek istediğim uyumaktı,uyumak üzere gözlerimi kapattım.

Umarım beğenirsiniz.Yazmayalı uzun zaman olmuştu.Yorum yaparsanız sevinirim yalnışlarımı öğrenmiş olurum hemde,vote vermeyi de unutmayın^^

❤❤❤💐

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 13, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KALP SEVİNCEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin