Herşeyden Habersiz

12 0 0
                                    

Meraba. Aslında nasıl başlasam pek bilemedim. 15 yaşındayım. İki kardeşiz, bir ablam var. Annem babam ve dedemle birlikte kasaba gibi bir yerde yaşıyoruz. Babaannem vefat edeli 5 yıl falan oluyor. Bu yüzden dedemde bizle beraber. Kasaba demiştim ya bu nedenle tarımla uğraşıyoruz. Tarla çapa işleri falan. Yazın ailemle birlikte çalışır, kışın okula giderim. Pek seyahat etmeyiz. Tek gittiğim yer kendi şehrim diyebilirim.Ekonomik durumumuz normal, çok paramız yok ama kendimizi geçindiriyoruz. Babamın adı Kazım, annem Şermin,dedem Hüseyin. Ablam var demiştim bide oda Gonca. 5 kişilik çekirdek sayılabilecek bir ailede büyüdüm. Bende Yağmur. Annemlerin ablam doğmadan önce 2 çocuğu daha varmış ,yani olacakmış.Ama doğmadan ölmüş ikiside. Evlendiklerinde babamda annemde 24 yaşındalarmış. Annemin doğum yılı bile pek kesin değil. 12 kardeş olduklarından doğru yazdırılmamış hiçbirinin doğum tarihi. Ama biz onu nüfustaki gibi kabul ediyoruz. İkiside 1971 doğumlu. Yani şuan 44 yaşlarındalar. Babam çok yoksul bir ailede büyümüş. Okula gidecek çantası bile yokmuş. Babası yani dedem yer içer eve gelmezmiş pek. Zaten 17 yaşında 27 yaşında bir kadınla evlendirmişler onuda. Kendi daha çocukken bakılmaya muhtaç çocukları oluvermiş. İkiz kardeşini ondan hep üstün tutmuşlar. Annesi 2 adamla evlenmiş, babası onlara hiç bakmamış, cenazesi olana kadar öz babasıyla hiç konuşmamışlar bile.Kendi ne yaşadıysa çocuklarında onu yaşatmış. 3 çocuğu olmuş. 2 kız 1 erkek. 2 tane halam var yani. Babamı çocukken hep dövermiş. Babaannemide. Annemse huzurlu durumu iyi bir ailede büyümüş. Kimseye muhtaç değillermiş. Güzelmişte. Kasabadaki herkes onun çalışkanlığınada iyimserliğinede hayran kalırmış. Çok isteyeni olmuş. Ama çalıştığı için büyük dedem izin vermemiş evlenmesine. Almanyadan şehirlerden istemeyen kalmamış. En sonunda babama vermişler. Bi kasabaya. Tek evin tek oğlu demişler. Bir yuva kurmuşlar böylece. Tabi ben yoktum o zamanlar. Annemin anlatmasıyla biliyorum. Çok sıkıntı çekmiş. Kendi evinde bolluk içinde yaşarken, buraya gelince yiyecek yemek bulamaz olmuş. Kışın babamlar kırathaneye giderler oda evde tek kalırmış. Mahelledekilerin renkli televizyonları varken onların siyah beyaz olandan bile yokmuş. Biz doğunca büyüyünce biraz biraz rahatlamaya başlamış. Babaannem yumurta süt vermezmiş hiç anneme. Kendi alır saklarmış. Ben hiç süt görmeden büyümüşüm mesela. Suyu bulamaç yapıp içirirmiş bana. Zaten hastalıklı bir çocuk olarak büyümüşüm. Bronşit varmış bende. 2-3 yaşımda salıncaktan düşüp bacağım kırılmış. 6 yaşımda halada hatırlarım bacağımda çıkan bene benzer bi şey yüzünden ameliyat olmuşum oldum daha doğrusu hayal meyal aklımda. Ablam çok zayıf doğmuş. 1 haftaya kalmaz ölür demişler. Allaha şükür halen yaşıyor. Bide ameliyat olduğum için falan biraz nazlı büyümüşüm. Ne istesem yaparlar falan öyle değil ama evin çok konuşan konuştuğunda pek laf edilmeyen delisiymişim kısaca. 6 yaşımda anasınıfındayken bacağım çok kanardı. Bi yere değer değmez. Pantolonum kanlar içinde kalırdı hep. En sonunda olmayacağını anlayıp doktora götürmüşlerdi. Şehrin merkezinde ameliyat olmam gerektiğini söylemişti doktor. O zaman nerde para. Babamda dedemde karşı çıktılar. Annem ağlamıştı. Bende anlamamıştım ne olduğunu ama sırf annem ağlıyor diye sulanmıştı gözlerim. O gün annem çok yalvarmıştı doktora. Ameliyatı bulunduğumuz hastanede yapması için. Doktor zorla falan deneyebilirim diyip kabul etmişti. Gerçek adımı bile bilmiyordu doktor. Sağlık karnemiz olmadığından teyzemin kızının karnesiyle doktora gitmiştim. Ameliyat günü beni soyup Bi adamın kucağına vermişlerdi. İlk kez Orda bu kadar çok utandığımı hatırlıyorum. Çıplaktım. Üstüme ameliyat elbisesini Vermişlerdi ama garip hissetmiştim. Sonra beni Bi odaya almışlardı. Işıklı tuhaf makinelerin olduğu biryer. Ameliyat odasıymış. Sonraki zamanlarda anladım bunu. Koluma şeffaf bir kablo takmışlardı. O şeffaf kablonun içinden beyaz bi sıvı aktığını görmüştüm en son. Sonrasını hatırlamıyorum. Bir baktım bi odadayım. Yatıyodum. Tek başıma. Annem yoktu. Kalkmaya çalıştım. Bacağımın acıdığını hissetmiştim. Bez falan sarılıydı. Kan almıştı. Biraz sonra annem geldi yanıma. Anlattı bana. Ameliyat olmuştum. Çoktan bitmişti bile. Çocukluk ya ameliyat olmayı çok güzel birşey sanırdım. Okulda arkadaşlarımız hiç ameliyat olan varmı deyince gururla parmak kaldırır söylerdim. Saf ve temiz olduğumuz tek yıllardı. O günden sonra bana biraz daha ilgili davranmaya başlamışlardı. Dedemden aylığını almaya giderken
hep muz isterdim. En sevdiğim meyvedir. Ve de en pahalı meyvelerden biri. Durumumuz iyi değildi söylemiştim. Sırf ben aydan aya istiyorum diye Bi iki tane alırdı. İşten kaçtığımızda küfür ederdi bizi bağırırdı ama çok sırtında taşımıştır beni. Ayaklarına alıp yürüttüğü. Severdim onunla çocuk gibi oynamayı. Hiç bişeyin farkında değildim tabi. Annemi çok severdim. Babamdan nefret ettiğim zamanlar bile olmuştur. Annemi döverdi çünkü. Ağıza alınmayacak küfürler ederdi. Biz büyüyene kadar Dayanabildi zaten kadında. Babaannemide hiç sevmezdim oda anneme kötü davranırdı. Yıllar önce vefat etti zaten. Yatalak olmuştu. Annem baktı yine. Altını bile annem değiştirirdi. Ölünce hiç üzülmedim desem cani karşılarlar herkes ama üzülmedim. O öldükten sonra öyle böyle durumumuzu düzelttik Biraz. Eski püskü bir evimiz vardı gecekondu gibi. Yeni bir ev yaptırdık. O zamanın parasıyla 60 milyara mal olmuştu. Senelerce bu borcu ödedik. Çalıştık. Diğer insanlardan daha az yedik. Şimdi bu haldeyiz. Okuyoruz ablamla. Tek umudumuz okul. Tek umudumuz bu yerden kurtulmak...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 20, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bir Avuç MutlulukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin