SONSUZ SONLAR.

62 4 0
                                    

SAVAŞ VE NAZLI

Evet yine savaş ve ben son duraktayız. Ama sanki bu durak bugün daha bir son..

NAZLI
Evet Savaş'ı son durağa çağırmıştı son kez konuşmak için. Hava soğuktu iki elini alıp göğüs hizasında kavuşturup durağın kenarında bekliyordu. Sakin miydi? tabi ki Hayır çünkü Savaş'a son vedasını yapacaktı. Tam konuşacaklarını düşünüyordu ki Savaş'ın ona doğru ilerlediğini gördü. Elleri titriyordu evet. Ürkek bir Ceylan gibi sonra içinden "SACMALAMA SAKİN OL VE HERSEYI SOYLE" diye geçirdi. Cesaretini toplamış ve soğuk kanlı gözüküyordu.

SAVAŞ
Nazlı'ya doğru yavaş adımlarla ilerliyordu. Biraz umursamaz birazda endişeli bir tavırla. Yanına vardığında evet Nazlı konu nedir? Neden apar topar çağırdın beni? Dedi. Nazlı'ya bakarak

NAZLI
Uzun uzun savaşa bakarak sözlerine başladı. Önemli bir konu Savaş o yüzden çağırdım.
S: Dinliyorum o halde...
N:"Seni son kez görmek ve artık bu acıya bir son vermek istiyorum" dedi. Ne kadar bunu demek istemesede.!
S:"Pekala son verelim bakalım. "Diye vurguladı umursamaz tavırla.

NAZLI
Evet bugün son kez seni görüyorum ve duygularımı sana son kez açıyorum Savaş artık yokum ben seni seviyorum sevmiyorum diyemem ama yeterli bu kadar acı ben dersimi aldım. Seni unutucam kolay olmaz biliyorum ama olması gereken buu

SAVAŞ

Tamam da beni neden buraya çağırdın ki bunlar için ben bunları zaten sana söyledim. Demişti.

NAZLI
Daha bitmedi Savaş sus ve dinle. Bundan sonra karşıma çıkma bu durkta görmek istemiyorum seni. Asla denk gelme bana yardımcı ol ve benden uzak dur. Hani her zaman seni görmek ümidiyle çıktığım sokaklarda var ya işte bir daha seni o sokaklarda görmemek ümidiyle. Hoşçakal. Sevgilinlede mutluluklar.

Dedi arkasını dönüp giderken Savaş şaşırmış ve afallamıştı Nazlı ağlıyordu o yüzden arkasına dönmedi hiç. Savaş kolunu tutup gitme demek istedi ama yapamazdı.

1 AY SONRA
Evet Nazlı okula yetişmek için hemen çantasını aldı ve evden çıktı bir aydır Savaş'ı görmüyordu durakta. Oldukça cesur ve yürekliydi ta ki durağa gelene kadar. Her zaman durakta en köşeye oturup otobüsü beklerdi. Bugün ise yerinde başka biri oturuyordu ses etmeden yanından geçerken biri kolundan tutmustu. Başını çevirdi ve şok olmuştu neden mi? Çünkü kolunu tutan Savaştı.

SAVAŞ

Nazli konuşmamız gerek dedi. Nazlı'nın şaşırdığının farkındaydı.
N:Konuşacak birşey yok Savaş
S:Hayır var Nazlı lütfen beş dakika yeterli.

NAZLI
Tamam diyecekken otobüsün geldiğini gördü ve benim gitmem gerekiyor dedi.

S:Peki o halde akşam yaşam parkında bekliyorum seni her zaman ki saatte lütfen gel anlatacaklarım var dedi.
Nazlı hiç birşey söylemeden otobüse bindi ve okula gitti. Vee nihayet akşam olmuştu Nazlı ben onu çağırdım geldi şimdi sıra bende dedi kendi kendine ve yola koyuldu.
Yanına geldiğinde tek cümle kurması yetmişti.
N:Fazla vaktim yok acele et.
Savaş ellerini dizine vurarak banktan kalktı ve "pekala" diyip duraksadı. Nasıl anlatacağını nereden başlayacağını bilmiyordu.
Nazli hemen sert bir ifadeyle "Hadi konuş" dediğinde Savaş harekete geçti.
S:"Özür dilerim!"
Nazlı şaşırmıştı bunca yolu sadece bunu söylemek için gelmiş olamazdı. Hiç birşey söylemediğini gören Savaş "Birşey demiyecek misin? " dedi.
N:Ne dememi bekliyosun ki?
S:Senden bir cevap bekliyorum Nazlı olumlu veya olumsuz sadece bir cevap. Oysaki o cevabın olumlu olmasini o kadar istiyordu kii.
Nazli soğuk kanlılığıyla "özrün reddedildi" dediğinde Savaş biraz şaşırmıştı doğrusu. Çünkü Nazlı ona karşı ilk kez bu kadar sertti.

S:Nazlı lütfen bana böyle davranma canım yanıyor diyince Nazlı hemen cevabını verdi Savaş'a "sende benim canımı yakmıştın."
Savaş bu cevabı bekliyordu ve Nazlı'nın haklı olduğunu biliyordu.

SAVAS
Bak Nazlı biliyorum çok hata yaptım inan böyle olmak zorundaydı. Yoksa neden sana acı çektirmek isteyeyim ki? Lütfen beni affet ben hala senin sevdiğin Savaş olarak kalmak istiyorum.!

NAZLI
Anlamıyosun Savaş sen artık eskisi gibi değilsin benim değilsin anladın mı? Benim için mi en yakın arkadaşımla çıkıyorsun böyle mi canımı yakmak istemiyorsun?
Ben en zor zamanlarında hep yanındaydım neden bu kadar acımasız oldun neden? Şimdi anladın mı özrünün neden reddedildiğini?

SAVAŞ
Nazlı hepsi bir oyun inan bana. Onu sevmiyorum seni seviyorum ve hala eski Savaş'ım ben. Sadece şuan böyle devam etmesi gerekiyor. O kadar. !

Neden bu oyunu oynuyordu ki savaş? Nazlı'nın en yakın arkadaşını sevmiyorsa neden onunla çıkıyordu?

NAZLI
Savaş böyle olması gerekmiyor bunu sen bu hale getirdin oyun olsa bile sen hala ona aitsin ve ben buna dayanamam anladın mı şimdi? Ben burdan gideceğim ve bir daha benim karşıma çıkmayacaksın anlaşıldı mı?

Savaş tek kelime ile cevap verdi "Hayır"

Nazlı "o zaman neden böyle olması gerekiyor açıkla." Diyordu ama Savaş açıklayamıyordu ne yazık ki.

Gözleri dolan Nazlı'ya baktı Savaş.
Onun böyle canın yanması onuda canını yakıyordu. Nazlı'nın soğuktan buz tutmuş ellerini ellerinin arasına aldı.
"Böyle olması gerek çünkü bunu baban istedi. Senin için bunu yapmak inan çok zordu ama nedeni bu baban"

Nazlı ellerini Savaş'ın elinden hızla çekip kahverengi olan paltosundan bir kağıt çıkardı.
"Babam mı Savaş bukadar kötü yalancı olman çok büyük bir hata" elindeki Dna testini Savaş'ın göğsüne fırlattı.
Savaş göğsünde olan kağıdı alıp okudu.
Nihat bey Nazlı'nın babası değildi.
Ama o adamın Nazlı'ya kızıymış gibi davranması çok tuhaftı

Bunun yüzünden Nazlı'dan uzak durmasını söylemişti.

"Nazlı yemin ederim baban söyledi yani Nihat olucak adam eğer senden uzak durmazsam seni götürecek ve bir daha geri getirmeyecekti. Korktum" dedi gözlerinden akan yaşları elinin tersiyle silerken "sensizlikten korktum"
Nazlı derin bir nefes alıp Savaş'a sarıldı " ben daha çok korktum hem sensizlikten hemde sana ait olan sevgimden" Şavas Nazlı'nın uzun saçlarını okşadı.
"Seni seviyorum çirkin"
Dedi.

Nazlı da " seni seviyorum" dediğinde dudakları birbirini bulmuştu.
Parkın Nazilinde kalan iki aşığımızın hikayesi yeniden canlanmışti.
Ve aşk herşeye rağmen onlarlaydı.

IMERA FERAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin