Ziyaretçi 1.Kısım

Ziyaretçi(I) - Bölüm 0

Amerika Birleşik Devletleri, Texas'ın Dallas eyaleti, Ulusal Molekül Hızlandırıcı Laboratuvarı. Otuz kilometre uzunluğundaki molekül hızlandırıcı, buharlaşma tabanlı Hawking radyasyon teorisine dayalı bir mikro kara delik oluşturma deneyine hazırlanıyordu.

Aslında hazırlıkların iki yıl önce tamamlanmış olmasına rağmen, bilinmeyen büyük risk sebebiyle onay alınamadığı için durdurulmuştu fakat geçen ayın sonunda Uzak Doğu sektöründe olanlardan dolayı yeniden başlatıldı.

Dev bir patlama Kore yarımadasının güney ucundaki askeri limanda konuşlanmış olan filoyu ve oradaki görevlileri bir anda yok etti. Basit bir olay değildi fakat büyük bir krize sebep olacak kadar önemli bir şey de değildi.

Bu, tahribatın seviyesi sebebiyle değil, bir katliam aracı olabileceği içindi.

Milli Savunma Bakanlığı'ndan bilim adamları arasındaki şiddetli bir tartışmadan sonra, patlamanın madde dönüşümünden kaynaklandığı belirlendi. Üç yıl önce bilim adamlarının sadece küçük bir kısmı bunu destekliyorlardı ama bu sefer araştırmacılar arasında fikir birliği sağlandı.

Daha önce böylesine bir olay olmamasına rağmen kullanılan deneysel cihaz sayesinde imha reaksiyonu tekrar gözlemlenebildiği için patlamanın büyüklüğüne bakarak, enerjiye dönüşen madde miktarının bir kilogram civarında olduğunu tespit etmeyi başardılar.

Bunu açıklamak gerekirse, uyduların kaydettiği "Dev Patlama" ile ne deneysel koşullar altında gerçekleştirilen imha reaksiyonunun ayırt edici özellikleri birbiriyle eşleşiyordu ne de herhangi bir nükleer bomba kalıntısı tespit edilebilmişti. Diğer bir değişle sebebi ne olursa olsun, ister büyü ister yeni bir teknoloji, birisi yüksek enerji patlamaları oluşturabilen daha önce kullanılmamış bir yöntem geliştirmişti.

Bu sonuç Ulusal Molekül Hızlandırıcı Laboratuvarı yetkililerini harekete geçirdi.

Eğer bu büyüyle yapılmış olsaydı kimsenin bunu taklit edemeyeceği gerçeği ile yüzleşmek zorunda kalırlardı. Her ne kadar büyünün kendisi sistematik olsa da sonuçta insan genlerinin baskın özelliğidir.

Ancak bu fenomenin ilk başta nasıl sağlandığına dair herhangi bir bilgileri olmadığı sürece karşı önlem almanın hiçbir yolu yoktu.

Bir kez düşman kendilerine yöneldiğinde onlar için geriye kalan tek yol tamamen yok oluş.

Bu tehlike hayatlarını kâbusa çevirebilirdi.

Patlamanın meydana getirdikleri, madde ve enerji dönüşüm sisteminin anahtarları, onların idrak edebileceğinin çok daha ötesindeydi. Neyse ki, mikro kara delik oluşturma ve buharlaştırma deneyi sayesinde olay kusursuz bir şekilde yeniden canlandırılabildi.

Böylece deney sırasındaki maddenin enerjiye dönüşümünde gözlemlenen etkiler, teorik kanıtın belkemiği oldu. Mikro kara delik deneyi zaten bu teorilerin meyvesini alabilmek için tasarlanmıştı. Bu durumda asıl mesele "Dev Patlama" ile deneysel verilerin nasıl birbirine ters düştüğüydü.

Ulusal Molekül Hızlandırıcı Laboratuvarının bilim adamlarının tahminine göre, her ne kadar deneysel Hawking ışınımıyla mükemmel bir şekilde eşleşmiyorsa da, hala teorik hesaplamalardan tamamen farklı bir sonuca ulaşılabilme ihtimali bulunuyordu.

Özetle, "Dev Patlama" ile aynı karakteristik özelliklere sahip bir patlama oluşturulabilme ihtimali sıfır değildi.

Bu çürük ihtimalin böylesine tehlikeli ve riskli bir deneyi yeniden hayata geçirmek için yeterli olmuş olması Ulusal Molekül Hızlandırıcı Laboratuvarı üst düzey yöneticilerinin ne denli çaresiz olduklarını açıkça gözler önüne seriyor.

Onlar bilinmeyen tehlikeleri görmezden geliyor olabilirler.

Fakat böylesine bir kararın sonuçları sadece kendilerini değil, tüm dünyayı büyük bir belanın içerisine sürükleyebilir.

Şimdiye kadar tespit edilemeyen bu felaket aslında çok yakındaydı...