Gökyüzüne merhaba diyelim.Ya da hiçbirşey söylemeyelim o bizi anlar.İşte tam da olmam gereken yerde küçük evimin evreni sığdıran manzarasıyla sarmaş dolaşız.Yapacak bir şey yok,sadece beni kucaklayan yıldızlarıma bakıyorum.
Tristan bir ev seçmemi söylerken şaka yapmamıştı.Boş olan evlerden birkaçını gösterip tercih yapmamı istediğinde kararsızlığım ve ben,acaba hangisinde geçirmeliyim geceyi, hangisi daha unutulmaz olur? Diyerek karar verememiştim.Tristan bunu benim için kolaylaştırıp;
-Sen kesinlikle burada kalmalısın,bana güven"dediğinde hemen girmeliydim bu eve.O andan bu saate kadar çok şey kaçırmıştım.Şu an onu dinlediğim için o kadar memnunum ki...
Birkaç saat önce ...
Anahtarları sahibinden almamız gerektiğini söyledi.Beni ağırladığı eve doğru yürümeye başladık.Evden 2 anahtar ve eşyalarımızı alıp çıktığımızda ev sahibimizi de öğrenmiş oldum.Ailesi de geldiği zaman bu evlerde kalıyormuş Tristan.
"Ara sıra ben de kalıyorum şimdi senin sayende birkaç gün daha kalıcam.Geldiğimiz tüm yolu tekrar yürümek yerine araçla gidebiliriz zaten hava soğudu."
Öylece dururken uzaktan geçen gingera bakıyorduk.
-Buna ne dersin?geri dönmemiz de kolay olur.
-Merak etme hem o kadar yolu başka bir şeyle gidemeyiz"diyerek bana bir dükkanı işaret etti.
İçeri girdiğimizde bulut gibi saçları ve bembeyaz teniyle duran kadın bana bakarak;
-"Ohh yeni biri!Hoşgeldin tatlım biz bu karların arasında yeni insanlara ya da herhangi bir insana çok rastlamayız."diye gülümseyerek beni selamladı.-"Teşekkür ederim".içerde çatırdayan odunlar sayesinde çoktan ısınmaya başlamıştım.
"Sanırım burada da pek sıcak bir yere rastlanmıyor ama burası çok iğiiyii".İçimin titrediğini anladıklarından biraz burada kalıp ısınmamı söylediklerinde geri çeviremezdim.-E bakalım ağaç evlere mi çıkacaksınız?
-Evet Sofi bize iki tane lazım zaten oradan buraya kadar yürüdük.
-Hayatım sen daha önce kullandım mı bunlardan?
-...
Burdaki herşey o kadar sıcak duruyordu ki;Sofinin bulunduğu birkaç fotoğraf,birkaç tablo,üzerinde battaniyeler bulunan geniş koltuklar,yerdeki minicik kedi...Kendimden geçmiştim.Sofi burda kalmamı teklif etse şu koltukta kıvrılır yatardım.
Tristan beni niye dürtüyordu peki?
"Hayatım sen daha önce kullandın mı bunlardan?"
Sofi'nin sesi.
Ahh bana dönmüş bir cevap bekliyordu.
-Lütfen kusura bakma Sofi ben dalıp gitmişim.Aa ve hiç kullanmadım.-"Mm o zaman onu da sen öğretirsin Tristan"diyerek etrafına bakındı." çıkmam lazım artık benim de bir evim var değil mi Yevi ?Kedi sanki anlayarak koltuktan indi.
-İyi akşamlar Sofi.
Ve işte birkaç deneme ve ileri-geriden sonra Tristan'la yola çıkmıştık bile.Neyse ki yolumuz henüz geçmemize izin veriyordu.Evlerimize ulaştığımızda Tristan buradaki eşyaları çalıştırıp kendi evine geçtiğinde işte beni alan o manzarayla başbaşa kalmıştım.
Bu manzarayı izlemek için yatağıma atlamadan önce defterime birşeyler kaydedip üstümü değiştiriyorum.Tristan'ın evden çıkarken bana hazırlattığı sandviçle karnımı doyurunca da artık rahatça seyredebilirim derken yorulduğumu anlıyorum.Havanın karlı ve rüzgarlı olması bize pek birşey yapma imkanı vermemişti.Rüzgara karşı yürümek epeyce vaktimizi almıştı zaten.
Gözlerim açık uyuma ihtimalini düşünürken yorgunluğum tüm yıldızları saymama izin vermiyor...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhumun Koordinatı
RandomKendini hiçbir yere ait hissetmeyen ve bu boşluktan sıkılıp kendini arayan basit bir insan.Belki bizden bir fazla bir eksik yanlarıyla kendi eksiğini tamamlayacak duygular arıyor. Belki bir budist tapınağında ya da belki bir karadeniz köyünde inziva...