Ölüm doğumumuzu sınırlar ; beşik aslında önceden mezara yerleştirilmiştir

3.1K 138 24
                                    

2.bölüm
Başımın arkası oldukça ağrıyordu.
Mutfağa uzanan koridor da öylece yatıyordum. Hangi ara buraya gelmiştim, hiçbir fikrim yoktu. Neo olmuştu dün gece ? Beni buraya getiren sebep neydi ? İçimde tarif edilemeyen bir his vardı. Bu ismi verilemeyen daha hissedilemeyen bir histi sanki. Bir ismi yoktu bu ismin. Ne öfke , ne acı , ne hissettiğimi bile bilmiyordum. Aciz durumdaydım. Arkamda binlerce soru işaretleri ve kafamın arkasının acısını geride bırakarak ayağa kalktım. Banyoya yöneldim ve yüzümü yıkadım. Solan da ki koltuğa oturdum ve içli bir of çektim. Annemin öleceğini doktorlar tahmin etmiş söylemişlerdi. Acı ile uyanıp tekrar acı ile gözlerimi kapatıp uyuyordum. Hayat resmen annemin avuçlarımın arasından alıp bana yalnızlığı hediye ediyordu. Öleceğini bilsem bile içim parçalanıyordu işte. Bunları düşünürken o gün annemin öldüğü ve benim onu evde bulduğum gün aklıma gelmiş , o günü aynı acıları , aynı hisleri yine hissetmemi sağlamıştı.
"FLASHBACK"
" Defne çarpışan araba da oldukça dikkatli bir şofördün ha. Şuna baksana nasıl da kaşlarını çatıyorsun."
Melisa'nın telefonuna çektiği fotoğrafa bakıp gülümsedim. Kızlarla bugün oldukça eğlenmiş , hatta eğlencenin dibine vurmuştuk. İçimde tarif edilemeyen bir huzursuzluk vardı YİNE. Onlar gibi bende gülüyordum ama içimde ki o hisse galip gelemiyordum. Telefonumun çalan sesi ile kızların yanından kalkmak için aradığım bahaneyi buldum. Ekranı kaydırdım ve aramayı yanıtladım.
" Defne sen misin ?"
Telefonda ki ses tanıdık geliyordu ama çıkaramıyordum.
" Evet benim." Dedim sesime endişe ve pardon sizi tanımıyorum tınısı ekleyerek.
"Defne ben Semra teyzen yan komşu"
"Ha evet hatırladım Semra teyze, ne oldu sesin kötü geliyor. Ağlıyor musun sen ?"
"Kızım annen... annen..."
"Semra teyze annem ne ?" Farkın da olmadan sesimi yükseltmiştim. Ama o kelimeleri şuan duymak istemiyordum. Şuan , bugün... yani... ben... hazır değildim işte!!!
Evet hiç hazır olmayacaktım ama şimdi de hazır değildim işte !!!
Alt dudağımı dişledim ve dua etmeye başladım. Bir yandan da ahizede ki sesi dinliyordum.
"O öldü"
Gözyaşlarım gözlerimden akarak bağımsızlığına kavuşurken ben olduğum yere çökmüştüm. Hayır şimdi olamazdı, olmamalıydı...
Daha annemi üniversiteme götürecektim. Annecim bak artık İlahiyat öğrencisiyim diyecektim.
Kızlar yanıma koştururken bana ne olduğunu soruyorlardı. Ne cevaplayacak halim nede mecalim vardı. Ben ağlıyordum...
Sadece sessizce köşeme çekilmiş ağlıyordum...
Kızlar bir taksi çevirdiğinde kollarımın altına girerek bana kolaylık sağlamışlardı. Eve girdigim de ölümün o kasvetli havası insanları ve etrafı sarmıştı. Koşarak içeri girdim ve annemin cansız bedeni ile ağlamam daha da şiddetlenmişti. Annemin ruhu vücudundan çıkmış dolayısıyla buz gibiydi bedeni. Soğuk ellerini ellerimin arasına aldım ve adeta mırıldanarak" Anne affet , affet! Bilseydim , bugün öleceğini...
Bilseydim...
Gitmezdim ki...
Ama bilinmezdi zaten öyle değil mi ?!
Annem kanserdi ölecekti...
Biliyordum...
Ama yine de ağır gelmişti işte yüreğime...
Babamdan sonra ağır gelmişti...
Düşüncelerimle boğuşurken ağlamam daha da hiddetleniyordu.
Tektim işte yalnızdım artık !!!
Ağlıyordum, annemi geri getirecekmişcesine , kalbimi söküp atmak, bu acıyı susturmak istermişcesine ağlıyordum...
*
Annemi defin etme zamanı gelmişti artık. Çok kalabalık değildi cenazesi. Zaten kimsemiz yoktu ki !!!
İmamın merhumu nasıl bilirdiniz sesi ile düşüncelerimi dağıttım.
"İyi bilirdik" Üç defa bu soru ve cevap tekrarlandı ve işte annem bu dünyada ki herşeyim son yolculuğuna uğurlanıyordu...
*
Düşüncelerimi dağıttım ve gözlerimden akan pınarları sildim. Marmara üniversitesi İlahiyat fakültesi'ni kazanmıştım. Ama buna sevinecek bir ailem yoktu benim etrafım da.
İşte"benim kızım" diyecek gözlerinde sevincinden dolayı parıltılar göreceğim bir babam yoktu.
Olmayacaktı.
19 yaşında bir genç kızdım artık. Ayakta durmayı öğrenmeliydim.
Ama Özgüvenim yoktu , cesaretim yoktu...
Korkmuyordum , korkmayacaktım.
Allah birdir öyle değil mi ? Rabbi'min varlığı içime huzur doldurmuştu. Hiçbirşeyim yoktu ama HERŞEYİM vardı...
Buğulanan gözlerimi sildim ve kahvaltı hazırlamak için mutfağa yöneldim. Mutfağa tam girecekken kapı zilini duymam bir oldu. Homurdanarak kapıya doğru ilerledim ve tanıdık bir ses ismimi söylüyordu. Kapıyı merakla açtım ve...
Kendimden geçtiğimi fark ettim.
Zorlanarak gözlerimi açtım ve çok başka bir yerdeydim.
Neler oluyordu ???

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 25, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Zıt İki İnsanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin