Ben eve girmiş ve bugün olanları düşünmeye başlamıştım. Benim platonik aşkım bugün bana beni sevdiğini söylemişti resmen. Hemen Berna nın odasına gittim ve bugün olanları anlattım. Bana "peki sen hala onu seviyor musun?" diye sordu. Ben ise bana nasıl bu soruyu sorabildiğini düşünüyordum "ne demek hala seviyor musun ben onu sevmeyi ne zaman bıraktım?" dedim."tamam tamam bir şey demedim sadece şaşırdım demek seni seviyormuş o zaman neden bu kadar beklemiş?" diye sordu "utanmış,çekinmiş,cesaret edememiş e normal ama bende söyleyemedim sonuçta" dedim ama sonuçta o bir erkekti nasıl söyleyemezdi diye düşünüyordum. Günümün nasıl geçtiğini ben anlatmıştım ama Berna hiç bir şey anlatmamıştı. "Berna sen iyi misin? sen hiç anlatmıyorsun gününün nasıl geçtiğini" dedim. Bana üzgün gözlerle baktıktan sonra anlatmaya başladı "biliyorsun kardeşimle aramız hiç iyi değil bu yüzden eve bile gitmiyorum bugün annem aradı Selin burada arkeoloji bölümünü kazanmış ve 2 gün sonra buraya gelecek" dedi. Evet biliyordum araları çok iyi değildi ama bu kadar da üzülmesini gerektirecek ne olduğunu hala anlamamıştım. Biraz daha sohbet ettikten sonra Berna ya bir öpücük kondurup uyumak üzere kendi odama gittim.
Sabah uyandığımda kendimi çok dinç ve çok mutlu hissediyordum. Dışarıdan gelen kuş sesleri adeta güzel bir günün habercisi gibiydi. Hemen yataktan kalkıp pofuduk terliklerimi giyip banyoya gittim ve yüzümü yıkadım. Ayna da kendi yansımama bakarken gözlerimde ki ışıltıyı fark ettim. Bugün ona neler düşündüğümü söylemeye karar vermiştim. Hemen odama gidip dolaptan siyah bir t-shirt ve kırmızı bir etek aldım. Ayağıma dizime kadar olan siyah çoraplarımı giydim saçlarımı at kuyruğu yaptım spor ayakkabılarımı giyip evden işe gitmek üzere çıktım.O kadar mutluydum ki işe ne zaman geldiğimin farkına bile varmamıştım. Ben geldiğimde Enes ve Yiğit çoktan gelmiş kahvaltı yapıyorlardı. Bende hemen yandaki pastahaneden 3 poğaça alıp geldim. Yiğit bana çay getirdi bende gülümseyerek teşekkür ettim. İş bölümü yapacaktık ben ve Yiğit kitapları düzenleyecektik Enes ise yerleri süpürecek ve gelenlerle ilgilenecekti. Hemen sofrayı toplayıp işe koyulduk. Ben kitapları raflardan alıp rafları silmeye başladım Yiğit ise benim raflardan indirdiğim kitapları alfabetik sıraya göre diziyordu. Biz bir yandan rafları düzenliyor bir yandan da muhabbet ediyorduk. Yiğit çok havalı görünen bir tipti insanın yanına yaklaşmaktan tırsacağı bir tip ama ben tam tersi çok sempatik bulmuştum onu. Beni yeni tanımasına rağmen bana çok iyi davranıyordu. Bende onu sanki uzun zamandır tanıyormuş gibi hissediyordum bu yüzden ilk günden çok iyi anlaşmıştık üstelik aynı bölümde okumamızda anlaşmamızı kolaylaştırmıştı. Benden 1 sınıf üstteydi bu yüzden ona ismiyle hitap ediyordum. Bana "burada işimiz bitti istersen Enes e yardım et" dedi. Hemen Enes in yanına gittiğimde o kapıda bir kızla konuşuyordu. Önce müşteri sandım fakat daha sonra konuşmaları duyduğumda hiçte öyle olmadığını anladım. Kız çok güzeldi siyah saçlarını kırmızı yeşil ve mavi renkleriyle adeta coşturmuştu. Yemyeşil gözleriyle edalı edalı Enes e bakıyordu. Enes te konuşurken adeta kızın içine düşüyordu. Ben bu kızı bir yerden tanıyordum ama nereden olduğunu çıkaramamıştım. Kız Enes e "seni unutamadığımı çok iyi biliyorsun neden hala benden kaçıyorsun" dedi. Enes de "ben seni sevmeyi bırakalı çok oldu bunu biliyorsun"dedi. Bende düşünmeye başlamıştım bir erkek böyle bir kızı nasıl sevmezdi. Üstünde ki mavi elbise tenine çok yakışmıştı zaten porselen gibi bir teni vardı. Montundaki salaşlık o na ayrı bir hava katmıştı kapının pervazına tutunarak konuşmaya devam edecekken ben araya girdim. "Enes bir sorun mu var?" diye sordum. Bana döndüğünde yüzü bembeyaz kesilmişti ve benim bir şey duyup duymadığımı merak ettiğinden de son derece emindim. Kekeleyerek "ha.ha.hayır bir sorun yok Sarecim bir kitap sordu olmadığını söyledim kendisi de şimdi gidiyordu zaten iyi günler hanım efendi" dedikten sonra arka tarafa doğru yürümeye başladım. Kız ile baş başa kalmıştık bana "iyi günler" deyip gitti ben ise hala o kızın kim olduğunu hatırlamaya çalışıyordum...
Akşam olmuştu ve artık eve gitme vakti gelmişti ikisine de iyi akşamlar dedikten sonra kitap evinden çıktım. 5 adım attıktan sonra Enes in peşimden seslendiğin duydum. "Sareeeee Sereeeee bekler misin bir dakika" ben hemen durdum ona doğru döndüm bana "eve kadar yürüyelim istersen" dedi. Ben ona sinirliydim ama belli etmedim "teşekkür ederim ama kendim giderim" deyip hızlı hızlı eve yürümeye devam ettim. Eve doğru giderken evde beni büyük bir süprizin beklediğinden habersiz kulağımda kulaklık ve aklımda düşüncelerle solaklarda yürüyordum...
Arkadaşlar oylayıp yorumlarsanız çok mutlu olurum tavsiyelerinizi ve görüşlerinizi bekliyorum :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EZBER BOZAN ♡
Novela JuvenilHayatta hep tercihler yapmak zorunda kalırız ve bu tercihler bizim kaderimizi belirler. Bakalım Sare hayatında ne gibi tercihler yapacak? İlk aşkı Enes mi yoksa onun başını dertten çıkarmayan Yiğit mi? Yoksa bir yabancı mı? Peki bu yeni yabancıda ne...