bölüm 8

204 25 55
                                    

Dino Lenda'yı boş hasta odalarından birine sürükledi. Gözü kararmıştı. Ne diyeceğini tam olarak bilmiyordu ama saçmalayacaktı birşeyler.

"Beni buraya neden getirdin dinozor çocuk"

Dino bu kızın etrafında hem mutlu oluyor hemde üzülüyordu.

"Hâlâ anlayamadın mı Lenda. Psikoloji okuduğuna inanamıyorum."

Lenda anlamıyor muydu anlamak mı istemiyordu bilmiyordu ama bu kesinlikle Chan'ı deli ediyordu

"Lenda. Kendini herşeyden çok seven birisinin kendinden çok seni sevmesini anlayamadın mı? Saçma ve komik yaşanmışlıkları olan benim yaptığım en güzel saçmalık seni sevmemdi. Seni deliler gibi sevmem normal mi? Sürekli kalbimi kırsanda sana en ufak nefret beslememem sağlıklı mı? Seni seviyorum Lenda. Bunu anlamaman imkansızdı. Ama sen imkansızı başardın kızım"

Lenda Dino'ya bakarken ne tepki vermesi gerektiğini bilmiyordu. Kalbi alışılmadık bir şekilde hızla çarparken yaptığı tek bir hareket yoktu. İşte bu Dino'yu deli ediyordu. Hızla Lenda'ya sarıldı ve fısıldadı

"Beni sevmeni sağlayacağım Lenda"

Ne yaptığının olumsuz sonuçları aklına gelince korkuyla kızdan ayrıldı ve koşarak odadan çıktı.

Kız ise odada boş boş duvara bakıyordu. İyi hissediyordu ve...

Nedenini bulmuştu. Geriye çözüm kalmıştı. Ama tamamiyle odun bir kız için bu iş biraz zor olacaktı.

&&&

Anastasia uyku sersemi haliyle kafeteryaya inmeye çalışıyordu. Amacı kahve içip biraz olsun kendine gelmekti.

Anastasia kafeteryaya geldiğinde Coups'u birine sarılırken gördü. Uzun saçlı güzel bir kızdı. Kızı tanımıyordu ama onların yaşlarında oldugu belliydi. Kız baya güzeldi.

Uyku sersemliği ile saçmalama durumuna karşı biraz ilerisindeki masaya doğru ilerledi. Açılmamış pet şişedeki suyu aldı once eline döktü ve sonra yüzünü yıkadı.

Yanındaki adam ona kızıp bağırsada şuan umrunda olanlar listesinde en sonda bile değildi.

Gidip bitane su ve kahve aldı. Onlara bakmamaya çalıştı. En sonundan onların arkasında bir yer bulup oturdu.

Onlar ise orada oturup onları izleyen kızdan habersizdi. Arada birbirlerinin kulaklarına birşeyler fısıldıyorlardı. En son sarılınca Anastasia kalbinde bir boşluk hissetti.

"CHOİ SEUNGCHEOL!!"

Coups karısına baktığında onun ağladığını gördü. Önce ne olduğunu anlayamasa da gözlerini yanındaki kız gibi güzel çocuğa çevirdiğinde anlatmıştı.

"BİRDAHA GÖZÜME GÖZÜKME LANET HERİF!!"

Kız kafeteryadan koşarak çıkarken suyunu aldığı adama yeni aldığı suyu fırlattı.

"Başıma açtığın şu soruna bakar mısın? Neden bu kadar güzelsin Jeonghan gerizekalısı"

Jeonghan ağzında tost ile kafasını Coups'a çevirdi.

"Güzel olmak benim suçum değil onunla tanışmamış olmakta suçum değil"

O sırada Amelie orada oturan Coups'u görünce yanına doğru Vernon'u sürükledi.

"Şey... eee... sunbea"

Bu adam veya burdaki insanlardan hiçbiri onlara adlarını söylenememişti ki. Jeonghan onları anlamış olmalıydı ki ayağa kalktı

"Adı Seungcheol ama S.Coups'u tercih eder"

Jeonghan Amelie'ye doğru ilerledi.

"Bende Jeonghan. Peki siz güzel bayan. Siz kimsiniz"

Jeonghan'ın melek görüntüsünün altında tek zaafı kadınlardı. Özellikle güzel kadınlar.

"Ben Amelie. Ve teşekkür ederim"

Her kadın gibi oda etkilenmişti. Güzel ve kibar bir insandan kim etkilenmezdi.

Vernon bu kibar olaya kabaca dahil olmayı seçti. Jeonghan'ın elini sıktı ve sallamaya başladı.

"Bende Vernon. Tanıştığıma memnun oldum güzel bey"

Bunu söylerken sinir bozucu ve tehditkâr bir şekilde gülümsüyordu. Amelie Coups'un yanına doğru ilerledi.

"Bize hastaneyi dolaştırabilir misiniz?"

Coups'un kafasını masaya koymuştu kaldırmadan konuşmaya başladı.

"Şuan biraz çökmüş durumdayım. Ama J7 odasına giderseniz size kesinlikle şu kısa boylu çocuk yani Woozi yardım eder."

Mal gibi durumuna karşı bunları elinden geldiği kadar sakince söylemişti. Mesleğinin getirileri diyelim.

"Tamam"

Amelie ve Vernon Woozi'nin yanına gitmek üzere kafeterya'dan çıktılar. Arkalarında bir adet çökmüş psikolog ve onun sapık arkadaşını bırakarak.

&&&

Wonwoo Anastasia'nın ona vakit geçirmesi için hediye ettiği müzik çalara bakıyordu. Artık iyileştiği için birşeyleri gormezden gelebilirdi. Sonunda kulaklıkları takıp rastgele bir şarkı açtı 'Twenty one pilots-stressed out'

Tam uyumak üzereyken kapının açılma sesini duydu. İçeri tatlı bir kız girmişti. Tabiiki Ae young.

Wonwoo onu istemsizce izliyordu. Boş bakışlarıyla ona bakarken birden aklına ona birşey söylemek geldi. Kessinlikle rezil oldugunu düşünüyordu.

"Merhaba"

Bunu söylemesiyle Ae young'da kendine geldi.

"Merhaba"

Ae young Wonwoo'nun yanına oturdu ve bir çikolata pakedini ona uzattı.

"Bu sefer sadece bitane aldım. Özür dilerim"

Wonwoo ona bakıp güldü.

"Her geldiğinde dolusuyla çikolata getirmek zorunda değilsin çikolata kraliçesi. Neredeyse iki ay oldu ve ben göbek yaptım"

Göbeğini gösterdi ve dehşet içinde bir surat ifadesiyle ona baktı.

"O yaşıyor bence. Baksana canavara"

Ae Young mal mal gülerken ona bakmaya çalışıyordu. Bu ifade iğrenç olmasına rağmen ona harika geliyordu.

"Peki başka ne seversiniz çikolata kralı?"

Wonwoo düşünürmüş gibi yapıp sacma sesler çıkarırken Ae Young onu dikkatlice izliyordu

"Şeker,müzik,manga,müzik,anime,müzik,yemek, müzik"

"Tamam anladım müzik seviyorsun. Baska birşey var mı?"

Çikolata kraliçesi çikolata kralına o soruyu sorduğuna sevinicek miydi? Üzülecek miydi?

"Ve birde seni severim çikolata kraliçesi"

All Over // SeventeenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin