Başlangıç

70 4 2
                                    

Merhaba arkadaşlar.
Bu ilk kitabımın ilk bölümü.
Umarım beğenirsiniz. Yorumlarınız benim için çok önemli. :)
Fotoğraftaki Emma.

İyi okumalarrr

Kendime gelmeye başladığımda kafamda garip bir ağrı hissettim. Yattığım yerden doğrulmaya çalışırken ağzımdan "aah!" diye bir ses çıktı sessizce. Teyzem Mary uyanarak yattığı yerden yanıma geldi hızlıca " kendine geldin sonunda! " diyerek bana sarıldı.


Sanırım şuan bir hastanedeydik. Bana ne olmuştu? Tek hatırladığım şey ormanda koşarken bana bir şey çarpmıştı ve yuvarlanmaya başlamıştım. Sanırım yuvarlanırken kafamı bir yere çarpmıştım

"Bana ne oldu? " diye sordum teyzeme. Teyzem gözlerini devirerek konusmaya başladı. "Ormanda ayağın takılmış düşmüşsün sonra da kafanı çarpmışsın". dedi. Ama ben,bana bir şeyin çarptığına emindim. "Teyze ayağım takılmadı bir şey bana çarptı" diyerek kafamı tuttum ama teyzem beni geçiştirir gibi kafa salladı.

" Emma en kısa zamanda burdan gitmemiz gerekiyor" dedi. "Ben de sıkıldım teyze bu hastaneden çıkalım bir an önce" diyerek gülümsedim. Teyzemin de yüzünde acı bir gülümseme vardı. "Hayır bu kasabadan bahsediyorum. Burayı bir an önce terkedip, çok uzaklara gitmemiz gerekiyor".

Şaşkın bir ifadeyle teyzemin suratına bakıyordum. Kalbim sıkışacak gibi oldu nefes alamıyordum sanki. Ağzımdan sadece "neden?" kelimesi çıktı sessizce."Sana bunu daha sonra açıklayacağım Em. Sadece bana güven." dedikten sonra dışarı çıktı.

Benim burda kurulu bir düzenim vardı. Arkadaşlarım,okulum... Ben onları bırakıp nasıl gidecektim? Kovi bensiz ne yapacaktı ? Canım köpeğim benim.

Yağmurlu bir günde canım sıkkın bir şekilde bizim evin arkasındaki ormanda yürüyordum. Birden bir köpek bana doğru koşmaya başladı. Ormanda bir köpeğin ne işi vardı ki ? Ben de korkup kaçmaya başladım ve birden ayağım takılıp düştüm. Köpek tam üzerime atlayacakken açık kahverengi ve küçük bir köpek gelip beni kurtardı.

Anlamadığım bir şey daha vardı. Küçücük köpek nasıl olur da koskoca köpeği korkutup kaçırabilirdi? İste benim Kovi'm o kadar cesur bir köpekti. O günden sonra bizimle beraber yaşamaya başladı.

Ah Coby... Benim masum kıvırcığım. Çocukluk arkadaşımdi o benim.Beraber ağladık, beraber güldük, her şeyimizi beraber yaptık. Bir ara benden hoşlandığını söyleyip yanağıma bir öpücük kondurmuştu. Yumruğumu yedikten sonra aklı başına gelmişti zavallının. Cocuktuk iste. Beraber gülmeyi hoşlantı zannediyorduk.

Emily ise sıra arkadaşımdı benim. Çok iyi bir sıra arkadaşı olduğu icin yıllarca ayni sırada beraber oturduk. Sırlarımızı paylaşmıştık.

Ben onları bırakıp nasıl gidecektim? Tam ben düşünürken teyzem içeri girdi doktorla görüştüğünü ve taburcu olabileceğimi söyledi. Ben de giyinmek için yataktan kalktım. Teyzem dışarda bekleyecegini söyleyerek dışarı çıktı. Üzerimi değiştirip ben de çıktım dışarı. Hastaneden çıktıktan sonra derin bir nefes aldım. "Sonunda temiz hava" dedim kendi kendime ve arabaya bindim. Başım ağrıyordu biraz. Hava geç olduğu için uykum gelmişti. Eve gidene kadar arabada uyukladım.

Eve geldiğimizde teyzem dürterek beni. " hadi uykucu geldik" diyerek gülümsedi. Gözlerimi açtığımda teyzemle yaptığımız o konuşmayı sadece bir rüya olarak düşündüm ve arabadan indim. "Hadi Em simdi yatalım sabah erken kalkacağız" diye seslendi teyzem. Söylenerek odama çıktım. Ne yani rüya değil miydi? Gerçekten gidiyor muyduk? Hem de kimseye veda etmeden,sessizce.

Bordo pijamalarımı giyip kendimi yatağa attım. Arkadaşlarımı düşünürken uykuya dalmışım.

Sabah erken bir saatte teyzemin "Em yeter artık uyan!" sesiyle gözlerimi açtım."10 dakikadır seni uyandırmaya çalışıyorum. Başın nasıl oldu? İyi misin?" Esneyerek "Daha iyiyim" diye cevap verdim.

Teyzem çıktıktan sonra bende banyoya gidip sıcacık suyu açtım ve suyun içine girdim. Sanki uzun süredir duş almıyordum.Sanırım yarım saatten fazla banyoda kaldım. Teyzem kapıya vurdu "Emma Kerry! Hemen o banyodan çık giyin ve aşağı in!" dedikten sonra banyodan çıktım ve odama gittim. Üzerime rahat bir şeyler giydikten sonra aşağı indim.

"Nerde kaldın simdi seninle biraz konuşmamız gerekiyor. Her şeyi anlatmanın zamanı geldi." Teyzeme meraklı gözlerle bakarak karşısına oturdum. Teyzem söze başladı

"Baban ve annen Güneş Kralı ve Kraliçesiydi. Sen daha bebekken Gagori adında bir büyücü seni almak istedi onların elinden. Bu büyücü çok güçlü bir büyücü Em. Baban ve annen seni korumak için savaşırken öldü. Tabi krallık da yok oldu. Savaş sırasında annen seni alıp kaçmamı söyledi. Belli bir yaşa gelene kadar beni öz teyzen olarak bilmeni ve aileni bir trafik kazasında kaybettiğini sanmanı , belli bir yaşa geldiğinde de her şeyi sana anlatmamı istedi. Sadece ikimiz sağ çıkabildik o savaştan."

Teyzemin sözünü kestim. "Ben hala kendime gelemedim ve bir rüyadayım. Birazdan uyanırım."

Teyzem yüzüme bakıp "hayır" anlamında kafasını iki yana salladı. Ne yani benim bu hayatta kimsem yok muydu? Ailem benim yüzümden mi ölmüştü? Neden bir büyücü beni istesin ki ? "O büyücü neden beni istiyordu ?" diye sordum.

"Çünkü sen çok özel bir çocuksun . Annenin ve babanın da özel güçleri vardı, hatta benim de var. Ama sen hepimizden daha güçlüsün Emma. Cuma gecesi ormanda gezerken Gagori seni buldu.

Yıllardır kolyelerimizin anlamını soruyordun. Sen tehlikede olduğun an benim kolyem parlıyor ve yine öyle oldu. Ormana geldiğimde sen yerde yatıyordun. Ben de Gagoriyle biraz savaştım ve kısa süreliğine etkisiz hale getirdim. Seni de hastaneye getirdim. Emma kaçmamız lazım burdan. Yoksa Gagori seni elimden alacak".

Teyzemin sözlerini hazmetmeye çalışıyordum. Benim özel güçlerim mi var? Hem ben bir yere gidemem okulum ve arkadaşlarım burda."Ben hicbir yere gitmiyorum!" diye bağırdım.

Teyzem yani teyzem sandığım insan gözlerimin içine bakıyordu. "Emma sen bana annenin emanetisin. Seni canım pahasına korumam gerekiyor". Bu sözden sonra biraz yumuşamıştım ama yine de gitmek istemiyordum.

Arkadaşlarımı nasıl bırakacağım ? Hem okulum ne olacak ? "Nereye gideceğiz?" diye sordum." Bizim gibi özel güçleri olan insanların bulunduğu bir kasaba var oraya gideceğiz. Orada senin gibi güçlü bir genç var onu bulmamız gerekiyor."

Dedikten sonra yukarı çıktık.
Odama girdiğimde Bavulumu hazırlamaya başladım. İçine ilk önce kıyafetlerimi özenle yerleştirdim. Sonra bana lazım olabilecek eşyalarımı koydum. Ve en sonunda yatağımin başucunda duran Cobby'le çekildiğimiz fotoğrafı koydum.

Canım arkadaşım... Sana veda edemeden gitmek beni çok üzüyor. Belki bir daha seni hic göremeyeceğim. Elveda kıvırcığım,elveda dostum... Gözlerimden yaş aktığını fark ettim. Ve kendime gelip göz yaşlarımı sildikten sonra Bavulumu alıp aşağı indim.

Gündüz ve Gece (güneş ve ay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin