P: Ashton
P: Ashton?
Ash: Ne var, Persephone?
Ash: Ne istiyorsun?
P: İyi misin?
P: Dersten sapsarı bir yüzle ayrıldın
P: Ayrıca gözlerin kızarmıştı
P: Bir de sinirli gibiydin
P: Sadece merak ettim
P: Yani
P: Etmeliyim, değil mi?
P: Sonuçta bir geçmişimiz var
Ash: Ve geçmişte kalacak
Ash: Mutlu musun şimdi?
Ash: Peşini bırakıyorum
Ash: Siktiğimin "kovala-kaçsın" şeyinden yoruldum
Ash: Ve beni merak etme
Ash: Çünkü sen
Ash: Kalpsizin, acının ve kötülüğün kendisisin
Ash: Ben ise sefil bir hadesim