Cesaret ve Gerçek

8 1 0
                                    

Bazen hic olmadigimiz kadar cesur hissederiz kendimizi. Sanki boyle bize ucurumdan atla deseler atlayacakmisiz gibi.. Peki ya bu cesareti bize verenler kim. Bunu hic dusunmeyiz. Akisina birakiriz cogu zaman. Oyle garip tatli ve bazende kotu seyler vardirki hayatta dusunmeye zamanimiz olmaz.. Mesela ask.. Öyle asklar vardirki adini ask sandigimiz ucurumlardir. Gozumuzun onundeki gercekleri siyah bir perdeyle kapatir. Iste o zamanlarda elimize kocaman sivri bir makas alip kesmeli, parcalamaliyiz o perdeyi. Karsimiza cikan ne mi olur? Tabiki gercek. Gerceklerden kacmamaliyiz hicbir zaman. Cunku nekadar kacarsak okadar yalana kosmus oluruz. Peki ya yalan? Onlar sadece kuçuk, hayatın pembe sakaları dıyebılırsınız, yada kendınızı böyle kandırırsınız.. Söleyeyim dostlarım, yalan bir köprüdür aslında... Her yalanında köprünün sonundan birer birer tahtalar eksilir. Sonuna geldiğinizde eğer karşıya atlayamazsanız köprünün tam ortasında kalır, ilerideki güzellikleri göremezsiniz. Tabi bir yolu var.. Yaptığınız her iyilik, hissettiğiniz her güzel his sırtınıza saplanmış olan uzun bıçaklara beyaz tüyler ekler. Eğer o tüylerden bir kanat yapmayı başarırsanız, karşıya havada süzülerek geçebilirsiniz. Ve işte bunlarının hepsinin sonucu, kocaman kanatları olan bir melek oldunuz...
İşte bizler hayatta ya melek yada şeytan sayılacağız, bu yüzden attığımız her adıma, her söze dikkat edelim. Bu sizi bir melek yapıcak, hatta belki bazılarınızı yapmıştır bile? Belki de bazılarımızın görünmez kanatları vardır? Onları göremeyiz ama hissedebiliriz. Sevdiklerinizin, arkadaşlarınızın, aşık olduğunuz kişinin kalbini dinleyin.. Karşınızda ya beyaz kanatlı bir melek, yada kalpsiz bir şeytan göreceksiniz...

İsimsiz DüşüncelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin