Cody Mack, bacaklarını ileri geri sallayarak Müdür Small' un toplantı odasının dışındaki plastik sandalyede oturuyordu.Toplantı neden bu kadar uzun sürüyordu ki? Genellikle - yanı iki günde bir annesiyle babası okula çağırıldığında toplantılar kısa sürer,"hapis", "oda" ve "artık burama kadar geldi " sözleriyle son bulurdu. Ama anahtar deliğinden gelen seslere bakılırsa bu toplantıda bir sürü uzun cümle kuruluyordu. "En son teknolojiyle yapılan beyin araştırmaları." "Tedavi amaçlı nöroterapiler." "Patentli teknikler." Üstelik içeriden sadece annesi, babası ve müdürün sesleri gelmiyordu. Başka ,kalın bir ses daha vardı.Ne konuşuyorlardı ki bu kadar?
Sandalyeden aşağı kayıp kulağını kapı deliğine dayadi. Tam o sırada kapı açıldı ve Müdür Smallun sekreteri Bayan Robusto dışarı çıktı.
"Bay Mack" ,diye mızırdandı."Bize katılma nezaketini gösterir misiniz?
Cody kadının peşinden içeri girdi. Masada annesiyle babası ve Müdür Smallun yanı sıra Cody nin daha önce hiç görmediği uzun boylu, yaşlı ve ürkünç bir adam oturuyordu.
"Otur Cody" dedi Müdür Small. "Senin problemini çözmemize yardım etmesi için bir eğitim uzmanıni davet ettik."
Cody gözlerini kirpistirdi. "Ne problemi, ne problemi ?"
"SEN problemi".
Müdür Small ayağa kalktı, ama buna rağmen hâlâ kısa görünüyordu. " Anlarsın ya Cody, mesela futbolda üst üste sarı kart gördükten sonra kırmızı kart gelir. Ama ne yazıkki devlet okullarinda böyle olmuyor. Afacanliklarinla herşeyi bozsanda, diğer öğrencilerin öğrenmesini imkânsız hale getirsen de, hatta en iyi ögretmenlerimin erken emekliye ayrılmalarına neden olsan da seni eğitmeye devam etmekle yükümlüyüz."
Ucuz yırttik, diye geçirdi içinden Cody.
"Ama bu sefer çok ileri gittin. Afacanliklarinla ilgili raporlar iki koca klasörü doldurdu. Artık bu kadarı yeter!"
Cody, müdürün azarlarina kulaklarını tikadi. Hep aynı şey oluyordu. Boğazına sanki pamuk tıkanmıştı. Gömleğinin yakası ensesini kaşindiriyordu. Son zamanlarda o kadarda afacanlik yapmadım ki? diye düşündü. Eh, evet şu yangın meselesi vardı tabiii.
Evet bir daha düsununce bu toplantının asıl nedeni kesinlikle yangın olmalı. Öğretmenler odasındaki yangın gerçektende büyük bir utanç kaynağıydi.
Göz ucuyla baktığında ürkünç gorunumlu adamın dudaklarını yalayarak sırıttıgını gördü. Ağzındaki dişlerin sivri takma dişler olduğundan emindi.
Müdür Small "Eee ne diyorsun? " diye kükrediginde Cody irkilerek düşüncelerinden sıyrıldı.
"Cevap ver!"
"Ha?" diye sordu Cody. "Soruyu tekrarlayabilir misiniz?
" Ooof! Ne demek istediğimi anladiniz mi, Dr.Farley?" dedi müdür. "Bu çocuk bizi hiç dinlemez! Onu yola getirmek imkânsız!"
Demek ürkünç Moruğun adı Dr.Farley di.
"Hayır,hayir, hayir," dedi Dr.Farley,gulumserken sivri beyaz dişlerini gostererek. "Cody, her gün ders verdiğim çocuklar gibi, zeki ,yetenekli ve akıllı."
"Hı?" Cody hiçbir öğretmenden böyle şeyler duymamişti.
" Peki ona yardım edebileceğinize gerçekten inanıyor musunuz? " dedi Cody nin annesi.
"Kesinlikle hanfendicigim, Cody e yardımlarımızın sonuçları sizi çok mutlu edecek." dedi Dr.Farley
"Ne yardımı?" diye sordu Cody.
Bu sefer Cody nin babası konuştu. "Oğlum" dedi,"Dr.Farley... şey... senin gibi afacan çocuklar konusunda dünyaca ünlü bir uzmandır. Ve okul yöneticilerin, seni onun özel okuluna gönderme kararı aldılar. Orada en iyi eğitimi alacaksın."
Bayan Mack, gözlerini bir mendille sildi. "Sevgili Cody mız için bunu yapacakmisiniz?"
"Bir dakika bile dusunmeden!" dedi Müdür Small . "Daha da iyisi Cody Dr.Farley nin akademisine hemen başlayabilir."
Cody "bir saniye, bir saniye" derken nefesinin tükendiğini hissetti."Yarın mi?"
"Yarını beklemeye ne gerek var? Onu bu öğleden sonra arabamla götürebilirim." dedi Dr.Farley.
"Bi-Bir dakika bu öğleden sonrami? Şaka yapıyorsunuz değil mi?"
Masadaki büyüklerin hepsi kafalarını iki yana salladı.
Cody nin midesi, sanki hızla aşağı inen bir asansördeymiş gibi alt üst oldu. "Ama bugünlük dersler bitmek üzere. Eve gitme zamanı geldi. Annem yarın sabah arabasıyla beni doğrudan oraya götürse olmaz mı?"
Dr.Farley kıravatanı düzeltti. "Yanlış anladınız, Mack efendi. Afacan Çocuklar için Nanik Akademisi, yatılı bir okuldur. Öğleden sonra evlerinize dönmeyeceksiniz. Diğer öğrencilerle birlikte akademide yaşayacaksınız."
Cody elleriyle kulaklarını kapattı. "Sizi duyamıyorum, la- la- la- laaa..."
Dr.Farley güldü. Kulaklarını kapatmış olmasına rağmen Cody onun, "Ah, genç Cody, şu anda bana inanmıyor olabilirsiniz, ama size söz veriyorum, Nanik Akademisinde kendinizi evinizdeymiş gibi hissedeceksiniz," dediğini duyabiliyordu.
Bayan Robusto araya girdi. " Tabii, kabul ettiklerine dair velilerimizin bir belge imzalaması gerekecek."
Dr. Farley, Cody nin annesiyle babasına birkaç kâğıtla birlikte tüylü kalem uzattı.
Dr.Farley - "Şurayı imzalamanızı rica edeceğim. Bay ve Bayan Mack."
Cody - " Hayırrr! "
Ama bay ve Bayan Mack kağıdı imzalamışlardır. Ve böylece Cody nin annesiyle babası onu Dr.Farley'e teslim ederler. Cody, sadece hazirana kadar değil, sonsuza kadar o okulda kalacağından adı gibi emindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIÇAN BEYNİ FİYASKOSU -1
AdventureOkumak üzere olduğun hikaye tamamen gerçektir. Anneler ve babalar aksini söylese de onlara inanma. Onlar da bu oyunun bir parçası. Afacan çocuklar için Nanik Akademisi gibi bir yerin varlığını öğrenmeni istemiyorlar. Hatta şu anda seni bu türden bir...