"TANIŞMA"

174 4 1
                                    

"Yeter artık!" diye haykırdım.

"Sen ne yapıyorsun farkında mısın? Hepimizin hayatını bir çöpe çeviriyorsun, sonra hiç bir şey yokmuş gibi hayatımıza devam etmemizi bekliyorsun! Aynı evde ayrı odalar da yaşamaya çalışıyoruz, bunun nasıl bir şey olduğunu düşündün mü hiç!?"

İçimden geçen tonlarca küfrün ağırlığında bir an ezileceğimi düşündüm. Neyse ki gözyaşlarım bu sefer benden yanaydı göz pınarıma hücum edip nefretimin soğukluğunda buz tutmuştu. Geçmiş olaylar gözümün önünden bir film şeridi gibi geçerken, içimin acıyla burkulduğunu fark ettim. Sanki kocaman bir dev aynası havalanıp kalbimin üstünde parçalanmıştı.

Babamın yüzüne baktım, gözlerinin içine kadar yokladım. Yüzünde sevginin gram kırıntısı yoktu, ne şefkat ne endişe. Yüzünde yıllanmış kırışıklıkların arasından göz çevresinden dudağının kenarlarındaki çizgilere uzunca baktım. Çok gülen insanlarda olan bu çizgiler bana babamın hiç bize gülmediğini fark ettirdi. Daha alışık olduğum başka çizgiler vardı iki kaşının arasında bana paralel uzayan iki çizgi... Kızdığında ortaya çıkıyordu ve zaten kaşlarını çatmadan konuşmazdı. Babamla konuşurken kızmasını sağlayan şey doğduğumdan gelen pişmanlık mı yoksa konuştuğum şeyler mi bilmiyordum zaten o anlarda buna pek takılmıyordum. Gözlerini kısıp ona kısa diklenişimden sonra afalladığını fark ettim, çok kısa sürdü ardından iki dudağı bir şey söyleyecekmiş gibi havalanırken kulaklarımı ellerimle kapatmak gibi bir fikir geldi, onu duymak istemiyordum. Bunun aptal bir acizlik olacağını düşünüp bu fikri kafamdan kovdum. Sonrasında da babamın havayı yuttuğunu fark ettim zaten. Sesli aldığı 1,2 nefes dışında bana " siktir git odana" derken yüzünde kas oynamıyordu. Alaycı tavır takınan gülüşüm içimden geçenleri destekler gibiydi "Aman canıma minnet."

Odama girip kapıyı sertçe kapatırken, bir elim kapının yanında ki ışığı yoklarken karanlığı sevdiğimi farkedip bu fikirden uzaklaştım. Yatağıma oturup karşıdaki boy aynasından kendime baktım. Camımın önündeki sokak lambası içeride loş bir ışık bırakıyordu. Eğilip kırmızı topuklu ayakkabılarıma baktım, bütün oda bu ışıkla siyah-gri renge bürünürken kırmızılığından hiç bir şey kaybetmemiş tüm ateşiyle gülümsüyor gibiydi. Çıkarıp fırlattım bir kenara. Üstümde ki elbisenin fermuarı sırtımda olduğu için çıkarırken az kalsın tırnağımı kırıyordum, tanrım Aysar olmasaydı şu aptal elbiseye gözümün ucuyla bile bakmazdım. Neyse ki partide fazlasıyla kompliman almıştım, herkes çok şık göründüğümü söylerken "bana mı dedin" gibisinden fırlattığım keskin bakışların onlar üzerinde bıraktığı etkiyle iyice şımarıyordum. Elbisemi yatağın üstüne bırakıp çıplak bedenime göz gezdirdim. Göğsümün altında söndürdüğüm sigara izleri ilk kez şaşırttı beni, ben nasıl bunları yapmıştım. Bu düşünceleri attım kafamdan, şu ışıkta göğsümün altı delikmiş gibi görünüyordu buna gülümsedim kaç kişi vücuduna böyle bir imza atardı ki. 

Ben buyum işte, hep buydum.

İnsanları sürekli küçümseyen, bakışlarıyla onları kamçılayan, kalbini göğüs kafesinden koparıp atan, işveli cisveli konuşup insanlarda etki uyandıran, attığım soğuk kahkahalarla buza çeviren, vücudumda bulup biriktirdiğim ateş topunu insanlara fırlatan, onları yakan, onları Roma'ya gömen...

Ben Eva. Doğduğu gün annesini kaybeden 18 yaşında genç bir kız.

15 yaşındayken şizofreni tespiti konulduysa da şimdi bipolar bozukluğa sahip bir ruh hastası.

3-5 tek dışında kullandığım tozlar damarlarımda gezinirken ne kadar da güzelim.

Şunları kendime gösteren cesaretimi şu dakikalarda alkışlarken gülüşüm kahkaha halini almıştı. Birinin kapının önünde durduğunu farkettim ki evimizin parkesi tahtadan olduğu için en ufak yürüyüşte ciddi anlamda ses çıkarıyordu. Babam olduğunu tahmin etmem zor olmadı bu evde babamla ikimiz yaşıyoruz. Bir 3 dakika boyunca gülüşümü dinledi tahminen, Ardından eli kapının kolunu yokladı açacak gibi olup bir an bundan vazgeçmiş gibi geri çekildi ayak sesleri uzaklaşırken çantamdan sigara paketim le çakmağımı çıkardım. Paketten bir sigara çıkarırken 3 tane sigaramın kaldığını görünce duraksadım, camın karşısındaki kendi yaptığım siyah dantelli saate baktım, 22:45. Biri gitti şimdi kaldı 2, oo kesinlikle yetmez fırla bakayım markete evacık.

GÜNAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin