Tanıtım

63 5 11
                                    

El yordamıyla bulduğum kapı kolunun avuç içimde hissettiğim soğukluyla irkilerek sahafın kapısını araladım. Yüzüme temas eden sıcak havayla derin bir nefes alarak beyaz baston yardımıyla önümdeki iki basamağı indim ve postallarımın düz zemine temasını sağladım. Verdiğim nefesle kurumuş dudaklarım arasından çıkan buharı göremiyor olsam da birtakım fizik kuralları bunun olması gerektiğini bana çok önceden öğretmişti. 

"Buyrun?" Diyen  tahminimce ellili yaşlarında sesi titrek çıkan bir amca bana hitap ederek konuşmuş olacak ki seslere oldukça duyarlı olan kulaklarım ne bir adım ne de başka bir nefes sesi duyuyordu. Sesin geldiği tarafa yönelerek:

"Merhaba, İsmet Amca sizinle konuşacaktı unuttu sanırım Bahadır ben Türlerin Kökeni, Charles Darwin... bakmaya gelmiştim. Braille Alfabesi olsun yalnız." 

"Haa,  tabi  İsmet bahsetmez mi bahsetti tabi evladım. Ben gözlerini öyle görünce sağlam sandım seni.Bastonu da göremeyince..." Sanırım normal bir insanın gözlerinden hiçbir farkı olmayan gözlerim yerine, kapalı-şaşı-veya yaralı bir göz bekliyordu. Adamın mahcup çıkan sesine karşı zihnimde canlanan insan görünümü kır saçlı burnunun ucunda kahverengi büyük ebatlı bir gözlük taşıyan kısa boylu bir adamdı. Kısa bir süre sonra alt katına indiğimiz sahafta amca kitabı aramaya koyulmuşken bastonu yanımda ki kitaplığa dayayarak elime aldığım kitapları incelemeye başladım. Normal bir yazıyla yazılmış olduğunu anladığım kitabı geri koymak için yine el yordamıyla rafı bulup kitabı yerleştirdim. Bastonumu almak üzere arkamı dönüp attığım adımla burnuma dolan soğuk kokusuyla karışık tarçın kokusu ve ince bir inleme sesi beni geri itti.

"Ahh...Kör müsünüz beyefendi? Üstüme çıksaydınız!"

KÖRKÜTÜKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin