Saat 06:10 suları, yine bir operasyon. Etrafımda ordu kampının dışarısından gelen helikopter sesleri ve askeri teçhizatlarını takmaya çalışan arkadaşlarım vardı. Ağustos'un ortasındaydık.Aşırı sıcak ve nemli bu hava insanı boğmaya yeterli oluyordu. Yerimden kalktım ve lavaboya doğru adımladım. Etraf hapşırmama yeterli olacak kadar tozluydu. Elimi musluğa doğru uzatarak suyu açtım. Suyun rengi kahverengiye yakındı, ve çok pis kokuyordu. Ancak buna alışmıştım, yüzümü yıkadım. Ardından hızlı davranarak yatağımın olduğu bölüme doğru ilerledim.Askeri teçhizatlarımı ve kıyafetimi giydim. Etrafı toz kaplamış dolabımdan 'QK-400' taramalı tüfeği belimdeki kılıfa geçirdim. Ardından 'Colt 45' marka tek tabancayı bacağımdaki tabanca kılıfına soktum.1-2 el bombasınıda gövdemdeki kılıflara bağladıktan sonra arkamı döndüm. Bi' koşuşturmacanın başladığını farkettim, koridordan bir ses yükselmişti. Askeri üsdeki en yüksek mertebeli kişinin sesiydi bu. Komutanımız, Charlie Colton'dı. ''Hadi, hızlı davranın hantal herifler!'' diye bağırıp duruyordu. Acilen dışarı çıktık ve üssün bahçesinde sıraya girdik. Pek bahçe denilemezdi buraya, her taraf pislik kokuyordu ve her yer toprak kaplıydı. Sıraya girdikten sonra Komutan Colton başını yukarı kaldırarak ellerini arkaya doğru bağladı, konuşmaya başladı. ''Baylar burası Afganistan ve sizde buraya atanmış özel eğitimli askerlersiniz. Yani her türlü zorluğa katlanabilirsiniz demek oluyor bu.'' sert biri olduğu bağırarak konuşmasından belli oluyordu. Sözlerine pür dikkat kesilmiştik. Kaşlarını çattı, biraz duraksadı ve konuşmasına devam etti. ''Burada cesaretli olan hayatta kalır, eğer cesaretli değilseniz havadaki akbabalara yem olursunuz. '' diye konuşmasını bitirdi. Komutan Colton'ın konuşmasından irkilmiştim. Helikopterlere doğru harekete geçtik ve savaş helikopterlerine bindik. Bir dakika.. bu keşif helikopteri değil, savaş helikopteriydi ve bu helikopterin içinde biz vardık. Bu demek oluyorduki bir bölgeyi hem havadan hem karadan kuşatacaktık. Bu benim ilk ciddi operasyonumdu. Sağ elimi göğsüme götürdüm ve ailemden bana verilen kolyemi çıkardım. Kolyede Amerika'da bıraktığım kız arkadaşımın resmi vardı. O kolyeyi öperek tekrar tişörtümün altına soktum.Bu geri dönülemez bir yoldu.
By Sefa Güneri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Operasyon
ActionBir dakika.. bu keşif helikopteri değil, savaş helikopteriydi ve bu helikopterin içinde biz vardık. Bu demek oluyorduki bir bölgeyi hem havadan hem karadan kuşatacaktık. Bu benim ilk ciddi operasyonumdu. Sağ elimi göğsüme götürdüm ve ailemden bana v...