-4-

56 4 2
                                    

Buğlem'in ağzından.. 

Serra'yla olan konuşmamız ve Şeyda denen kızla tartışmalı tanışmamızın üzerinden 2 gün geçmişti. Bu iki günde Serra'yla aramızın iyi oluşu , küçük sürtük çetesinin bana bulaşmayışı ve diğer oda arkadaşlarımla iyi geçinmem sonucunda olaysız ve sakin geçmişti.

Şimdiyse  ben , Serra  ve Melis derse girmeye hazır bir şekilde olduğumuz halde bir türlü uyanmayan Gülçin'i uyandırmaya çalışıyorduk.

'' Ulan kaçta yattı bu ? Ne  uykuymuş arkadaş , bir uyanmadı gitti'' dedi Melis. Kız haklıydı , ayılar bile bu kadar uyumuyordur.

'' Şşşşştt ! Gülçin ! Hadi kalk artık ya , kahvaltıyı da kaçırdık senin yüzünden!'' Serra da bıkkın bir şekilde Gülçin'i dürterek konuşmuştu , ama ne fayda ! Uyanmıyordu bir türlü !

Melis yavaşça bana döndü ve ellerini omuzlarıma koyarak hafif hafif sarsmaya başladı ;

'' Son umudumuz sensin yavrum , hadi bitir şu işi'' bunları derken yapma bir ciddiyetle konuşması komikti.

'' Ne yapabilirim ki ? O kadar dürttük , bağırdık , anca homurdanıp geri uyuyor. Elimden ne gelir?''

'' Of ! Yap bir şeyler işte Buğlem! '' Serra da Melis'e katılınca , el mahkum düşünmeye başladım.

Su döksem ? Olmaz , temizlemekle uğraşamayız.

Yataktan düşürsek? O da olmaz uyanınca sülalemize söver.

Hmmm , başka ne yapabilirim?

'' Var mı bir şeyler aklında?'' Melis'e yanıt olarak heyecanla kafamı onaylar biçimde salladım.

Dedem gibi yapacaktım!

Kızlardan da hınzır ve heyecanlı kıkırtılar işitince planımı uygulama aşamasına koydum.

Sesimi kalınlaştırmaya özen göstererek bağırdım ;

''Koğuş kalk! Sıraya geç , sağ baştan say. Tembel tenekeler sizi!Hadi, kalk, kalk,kalk !''

Sonda gaza gelip ellerimi de sertçe çırpmıştım.

Ve planım işe yaramıştı , Gülçin anlık heyecanla yataktan zıpladı ve ayağına dolanan çarşafla yeri boyladı. Bu da yetmezmiş gibi çarşaftan yarım bir şekilde kurtularak ayağa kalkıp , asker selamıyla ;

''Buyurun komutanım!'' demişti.

Gülçin hariç hepimiz kahkahalarla gülerken , Gülçin şakayı kavramış olacak ki oflaya oflaya banyoya girdi.

Kahkahalarına son vermeye çalışan Melis ise  konuşmaya başlamıştı.

'' Aferin kız !! Nereden geldi aklına bu ?!''

Ben de tebessüm ettim '' Dedem  Alzheimer hastası ,  yılda 1-2 aylığına bizde misafir olur kendisi. Hastalığın getirisiyle unuttuğu çok şey var. Eh , yaşlı tabi bir de. Bazen kendini subay olarak bazense eski bir savaş gemisinin kaptanı sanıyor. Dahası da var tabi. Ben küçükken de bizi böyle uyandırırdı. Oradan esti aklıma.'' dedim.

Serra da '' Ha , şimdi çıktı kokusu.'' diyerek kıkırdamıştı.

Gülçin de bu sırada okul formasını giyip saçlarını yapmıştı.

Hemen yatağımın üzerindeki çantamı kaptım ve çıkış için bir nevi adımda bulunmuştum.

Kızlarla beraber koridorda ilerlerken aklıma ilk dersin ne olduğunu sormak geldi.

'' Melis , ilk ders ne ?''

Melis bir an düşündükten sonra '' Ayyy , kesinlikle bu okulda  göreceğin en sıkıcı ders. Matematik.'' dedi.

ZAMANSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin