"Herşeyin tamam mı? Eksik birşey var mı Kumsal? Bu kadar yüke ne gerek vardı? Dönem arasında alırdın."
Annem cümleleri o kadar ard arda ve heyecanla kuruyordu ki, tamamiyle herşeyimi bırakıp gitmek istiyordum.
"Lazım olacak anne."
Kaşlarını çatarak büyük bir of çekti.
"Hepsi mi!"
"Evet hepsi! Hepsini kullanacağım, bu kremi de, bu çantaları da, işte şu yüzükleri ve bu şampuanı da!"
"Ne halin varsa gör, mahvolacaksın bunları taşırken!"
Omuz silktim. Çokta umrumda değildi.
Bu arada, İstanbul'da yaşıyoruz, ailem ve ben.
Üniversite için İzmir'e gidiyorum, yeni bir hayata adımımı atmak için sabırsızlanıyor muyum, hayır. Evden ayrılacağım için mutsuz muyum, ona da hayır. Ne düşündüğümü, ne hissettiğimi bile bilmiyorum. Öyle bir boşluktayım..."Acele et Kumsal,çıkmamız gerekiyor, taksi aşağıda!"
"Geliyorum!"Önde babam, arkada ise ben ve annem.
Babam taksi şoförüyle memleketten, havadan sudan bahsederken, annem hala birşeyim eksik mi onları kontrol ediyor. Ben ise camdan dışarıya dalmış, İstanbul'un havasını ciğerlerime dolduruyorum. Her yeri iyice tarıyor gözlerim, belleğime an be an kazıyorum. Özleyeceğimi itiraf etmiyorum kendime ama, özleyeceğim.***
İzmir'deyim. Okulun açılmasına bir hafta var. Uzaktan bir akrabama yerleştim şimdilik, ev bakınıyorum. Ama bir türlü bulamadım, internet sitelerinde dolaşmaya başladım, bir ilan gözüme ilişti,
"3 kızız, bir bayan arkadaş daha arıyoruz"
İlanın altında yazan numarayı aradım hemen. İnce, tiz sesli bir bayan açtı.
"Alo?" Dedim sessizce, "ev arkadaşı için aramıştım da ben..."
"Evet, merhaba hanımefendi. Yalnız şuan otobüsteyim, İzmir'e varmadım henüz. Akşam 7 gibi uygunsa görüşebiliriz."
"Tamamdır" dedim ve telefonu kapattım. Şimdi sırada görüşmeyi beklemek vardı...•••
Mesaj ile konuşup anlaştığımız bir cafeye gitmek için yola koyuldum. Buraları pek fazla bilmediğim için nedense her adımım ürkek ve yavaştı. "Eylül Cafe" işte oradaydı, açık havada kare şeklindeki ağaçlarla kaplı bir zemin üzerine iskemleler ve masalar konmuştu. Onları gördüm, 3 kişiydiler. Yanlarına doğru yürüdüm ve yanlarına oturdum. Öpme faslı falan olmadı gayet soğuktular, sarışın olan biraz daha samimiydi. Söze atladı.
"Merhaba ben telefonda görüştüğün Dilek, hoşgeldin. Bunlarda İrem ve Şevval."
"Merhaba" dedim gülümseyerek. İrem gözleriyle beni süzüyordu. Tuhaf bir bakışı vardı. Şevval ise konudan muaf gibiydi.
"İrem ev arkadaşımız, Şevval ise yakın bir arkadaşımız. O bizim evde kalmıyor." dedi Dilek gülümseyerek.
İrem hafif topluydu, esmerdi ve kaşları çatık gibiydi, uzun ve kalındı. Ellerini dizlerinin üzerindeki çantaya koymuş, sadece beni süzüyordu.
"Diğer ev arkadaşımız nerede?" dedim.
"O memleketinde, haftaya gelecek. Daha ona fikrini soramadık. Telefon ettik ama, siz bir görüşün karar veririz dedi."
"Anladım.." dedim, ses tonumu elimden geldiğince nazik tutuyordum, çünkü bir eve ihtiyacım vardı.
Şevval bana gülümsedi.
"İstanbul'dan geliyorsun değil mi? Bölümün ne?"
"İngilizce Öğretmenliği" dedim.
"Aa güzelmiş, biz konservatuar okuyoruz. Ben ve İrem dansta, Dilek de ses eğitiminde."
"Ne güzel." dedim. "Çok şanslıyım, severim müziği."
İrem sert kaşlarıyla ilk konuşmasını yaptı.
"Yalnız şunu da bilmeni isteriz, müzisyen olduğumuz için bizim eve girip çıkan çok oluyor. Dilek'in grubu var. Sahne alıyorlar. Evde çalışıyorlar bazen, erkek arkadaşlarımız da var. Arada gelip kalıyorlar. Tabi ki çok sık değil hiç birimiz istemeyiz bunu. Senin erkek arkadaşın var mı?"
Hiç gülümsemeden kurmuştu bu cümleleri.
"Hayır yok, ilk kez buradayım. Sorun değil benim için, gelebilirler. Rahatsız olmam." dedim.
Dilek gülümsedi. "Güzel o halde. Akşama tekrar haberleşiriz olur mu? Diğer arkadaşımızla da konuşalım."
"Tabi." dedim ve vedalaştık. Bende misafirliğime geri dönüp, haber beklemeye başladım. Bakalım beni neler bekliyordu...••••
Arkadaşlar hikaye tamamen gerçektir. Kendi hayatımı sunuyorum sizlere. Olduğu gibi, tüm içtenliğimle. 1 yıl boyunca neler yaşadığıma, hikayeme sizleri davet ediyorum. Herkesin pay çıkaracağı bir hikaye bu. Dönüm noktamı oluşturan bir 1 yıl. Hayatıma hoşgeldiniz, keyifli okumalar dilerim...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öfkenin Rengi
Teen Fiction"Burada ölmek istemiyorum, hayatım bu şekilde devam etmemeli, kendi zihnimde tasvir ettiğim yaşam değil bu. Tam bir cehennem!" Herşey yolunda gidiyorsa eğer, bir terslik çıkması çok yakındır. Önce yavaşça kokusunu alırsın, sonra genzin yanmaya başla...