Alarmın çalma sesiyle uyandım. Üstümü değiştirdim. Çantamı koluma taktım. Tam çıkarken...
"Kızım kahvaltı yapmayacak mısın?"
"Yok. Baba okulda atıştırırım bir şeyler."
"Peki kızım iyi dersler."
"Saol baba görüşürüz."
Evden çıktım ve servise bindim.
"Günaydın Samet Abi."
"Saol Ayla hadi geç otur."
Şoförle çok iyi anlaşırdık. Samet Abiyi çok severdim. Ama on beş gün sonra onu da göremeyecektim. Bi tek Nur Teyze bizimle gelecekti.
"Hadi geldik. Gençler."
Herkes görüşürüz Samet Abi dedikten sonra servisten birer birer indi.
Sınıfa girdiğimde herkes birbirine kağıt silgi falan fırlatıyordu. Bir tanesi kafama denk gelince...
"Kim attı bunu kafama."
"Ben attım kızma sinirli sarışın."
Kim olacak tabii ki de Burak bende ki de soru (APTAL AYLA).
"Tamam önemli değil."
Yerime oturdum ve öğretmenin gelmesini bekledim. Çok geçmeden Coğrafya Öğretmeni içeri girdi.
"Merhaba arkadaşlar bugün kü konumuz Dünya'nın yedi harikası."
Dünya'nın yedi harikası mı? Sekizinci harikanın sen olmadığı kesin.
Derste Gizem ve Burak'a not yazdım:
Teneffüste okulun arka bahçesinde buluşalım çok önemli...
Zil çaldı ve arka bahçede buluştuk.
Konuşmaya başladık.
" Arkadaşlar on beş gün sonra Ankara'ya gidiyoruz. O yüzden sizinle vedalaşmak istedim."
"Ayla nerden çıktı şimdi bu neden gidiyorsunuz?"
"Babamın işi yüzünden gidiyoruz"
"Ya Ayla gitme."
"Mecburum."
"Seni çok özleyeceğiz."
Hepimizin gözünden birer damla yaş aktı. Böyle olmasını bende istemezdim.
"Bende sizi özleyecegim bende sizi."
