Uyandığımda saat bayağı geç olmuştu. Asıl uyku saatime iki üç saat kalmıştı. Bir daha zaten uyuyamazdım. Bu gece sabahlıyacaltım. Kıyafetlerimi değiştirip aşağı indim. Karnımda ziller çalıyordu. Babam televizyon izliyordu.
"İyi uyudun mu?."
"Evet ama bir daha uyuyamam."
"Karnın aç mı?"
Tabii ki de açtı. Sabahtan beri bir lokma bir şey yememiştim.
"Evet çok acıktım. Mutfağa gidiyorum."
"Tamam."
Buzdolabını açtım. Nur Teyze ben yemedim diye bana yemek ayırmıştı. Pilav ve nohut en sevdiğim ikiliydi. Onları çıkarttım ve ısıttıktan sonra bir güzel yedim.
"Baba dışarı biraz hava almaya çıkabilir miyim?"
"Akşam akşam olmaz."
"Baba lütfen."
Dedikten sonra kedi yavrusu gibi bakış attım.
"Ama öyle bakma kıyamam. Tamam çık ama bir saat sonra geliceksin."
Bu bakış her zaman işe yarıyordu.
"Tamam baba çok teşekkür ederim."
Dedikten sonra yanağına bir öpücük kondurdum. Gerçekten Ankara'yı çok merak ediyordum. Üzerimde bir pantolon gömlek ve hırka vardı. Soğuk olduğu için hırka almıştım. Saçlarımı da at kuyruğu yaptım. Babama görüşürüz deyip çıktım. Sahile doğru inmeye karar verdim. Çünkü sahilleri çok severdim. Sahilde gezerken bankta oturmuş dalgın dalgın denizi izleyen benim yaşlarımda bir erkek gördüm. Çocuk gerçekten çok yakışıklıydı. Sormadan yanına oturdum.
"Merhaba. Böyle denizi izlemek ne kadar güzel. Bende bir derdim olduğunda hep böyle yaparım."
Biraz bekledikten sonra cevap verdi.
"Derdim falan yok benim."
Deyip gitti. Soğukluğunun,çatık kaşlarının ve deniz mavisi gözlerinin içinde kaybolmuştum. Onda farklı bir şeyler seziyordum. Anlayamadığım anlatamadığım şeyler o çok farklıydı.
Saatime baktım çok geç olmuştu. Babam bir saat izin vermişti. Koşa koşa eve gittim. Yoksa babam çok fena söylenirdi. Eve geldiğimde tam bir saat olmuştu. Hiç geç kalmamıştım.
"Baba ben odama geçiyorum."
"Tamam. Kızım."
Odama geçtikten sonra üstümü değiştirdim. Kulaklığımı takıp müzik dinlemeye başladım. Müzik duygusaldı. Böyle şarkılar uykumu getirdiği için dinliyordum. Bir an önce uyumak istiyordum. Ama hiç uykum yoktu. Gökyüzüne baktım. Bir sürü yıldız vardı. Gökyüzünü izlemeyi çok severdim. Uykum olmadığında hep gökyüzünü izlerdim. Küçükken hep hayaller kurardım. Yıldızların üstünde gezinirdim. Ayın üstünde kayardım. Bir anda uyku çökmeye başladı. Çok dalmıştım kapımın tıklatıldığını bile fark etmedim. Babam bağırınca anladım.
"Kızım girebilir miyim?"
"Gel. Baba."
Babam geldiğinde ona sımsıkı sarıldım. Kafamı göğsüne yasladım ve gözlerimi kapadım.
