ADANIN GÖZÜNDEN
Yine rezil bir pazartesi sabahına uyanmıştım. Tanrım saat sekiz. Geç kalıcam . hem diz kapakları yırtık buz mavisi kotumu giydim ve üstüne wn sevdiğim kısa siyah tşörtümü giydim. Ve merdivenlerden aşağı indim. İndiğimde kardeşim Sıla kahvaltı ediyordu. Pis kız uyanmis bide beni uyandirmamis. Ödetirim bunu ona. Arkasından yavaşça yaklaştım ve Sılayı gidiklamaya başladim. Sıla kacacak delik ariyordu ama kurtulamazdı elimden.
-Ya tamam bidaha kendim kalkmadan seni uyandıracağım-diye yalvarıyordu. Kıyamadım güzel kardeşime. Güzel derken gerçekten güzel deniz mavisi gözleri ve kumral saçlarıyla büyülordu. E bende fena deyildim. Ela gözlerim ve güneş sarısı saçlarımla elimi sallasam ellisi . Yüksek egomu düşüncelerimde bırak masaya oturdum ve Sılayla kahvaltınizi ettik ve deri montlarimizi giydik. Bu aradaa sıla kot şort ve yarım beyaz tişört giymişti. Botlarımızı giyip çantaalarımızı sırtımızaa taktik ve arabamiza doğru ilerlemeye başladık
