1/1

2.8K 316 158
                                    



Louis her zamanki gibi salonda oturmuş kitap okuyordu. Harry ise yukarı kattaydı. Louis, onun ne yaptığını bilmiyordu. Louis sıkıntı ile ayağa kalktı ve elindeki kitabı koltuğa fırlattı. Açıkçası okumak onu sıkmıştı. Yavaş adımlar ile mutfağa girdi ve kendine bir bardak su doldurdu. Tek dikişte koca bardağı bitirdikten sonra bardağı masaya koydu ve merdivenlere dönüp yukarı kata çıkmaya başladı. Harry 'yi merak ediyordu.

Sonunda ona çok uzun gelen merdivenleri bitirdiğinde koridorda göz gezdirdi. Çalışma odasından gelen hafif gitar sesini duyunca adımlarını oraya ilerletti. Çalışma odasının kapısını açınca Harry 'yi yerde, etrafı sayfalarla dolu bir şekilde elinde gitarı ile oturuyor halde gördü. Ona gitar çalmayı Niall öğretmişti ve Harry son zamanlarda çok fazla alıştırma yapıyordu.

Louis ona sırıttı ve odaklanmaktan onu fark etmeyen sevgilisine doğru ilerledi. Karnına yasladığı gitarının üzerinden eğilmiş, yerdeki beyaz sayfaya bir şeyler yazıyordu. Louis tam karşısında durdu ve ona bakmaya başladı. Fakat Harry onu fark etmemiş gibi yazmaya devam etti. Louis sırıttı ve eğilip oğlanın ensesini öptü. Harry ani bir şekilde yerinden sıçradı ve Louis 'ye döndü. Louis onun bu haline güldü. O çok tatlıydı.

"Hey bebeğim." Harry gülerek gitarı bıraktı ve Louis 'yi kucağına çekti. Louis ve seksi vücudu açıkçası gitardan daha çok ilgisini çekmişti. Harry eğilip dudaklarını genç oğlanınki ile birleştirdi. İkisi de bir süre öyle kaldılar. Ayrıldıklarında Louis fısıldadı. "Burada yine ne yapıyorsun?" Harry gülümsedi ve eğilip bir kez daha Louis 'yi öptü.

"Sadece yazdığın şarkı sözlerine birkaç şey ekleyip biraz nota çalışıyorum." Louis ona güldü. Onun bu azimli halleri kendisini öldürüyordu. O çok tatlıydı. "Çok fazla çalışıyorsun." Diye fısıldadı başını Harry 'nin boynuna gömerken. "Yeterli değil." Bu Louis 'yi gülümsetti. Son iki gündür Harry burada uyuya kalıyordu ve Louis onu yatağa taşımak için şekilden şekle giriyordu. Kıvırcık saçlı oğlan o kadar odaklanmıştı ki çalışmaya, bazen sınırı aştığını fark etmiyordu. Şimdi olduğu gibi. "Yeterince iyisin Harry."

Ama Harry başını sallayarak onu yalanladı. "Hayır, daha iyi olabilirim." Louis gözlerini devirdi. Harry ve şu hırsı bir gün kendisini öldürecekti. Bir şeyi kafasına koydu mu yapıyordu. Aslında bu iyi bir özellikti ama her zaman yetersiz olduğunu düşünmesi Louis 'yi kızdırıyordu. O yetersiz değildi. O mükemmeldi.

"Önemli olan bu değil Harry. Sen herkes için mükemmelsin." Harry 'nin nefret mesajlarını kafasına taktığını biliyordu. "Onlar için değil, senin için yeterli olmak istiyorum. "Louis güldü. Harry onun için mükemmeldi. "Sen zaten benim için yeterlisin." Kalçasını hafifçe kaldırdı ve dudaklarını kıvırcık saçlı olanınkilere bastırdı. "Mükemmelsin." Ardından geri çekildi ve tam kasıklarına oturdu. Harry derin bir nefes alıp başını geriye attı.

Louis onun bu haline güldü. En küçük şeyden etkileniyor oluşu kendisini güldürüyordu. Fakat Harry 'nin bu tahrik olabilirliğini seviyordu. Louis onu biraz zorlamaya karar verdi. Harry 'nin boynuna bir öpücük kondurdu. Şimdiden hızlanan nefeslerini hissedebiliyordu. Bu onu gülümsetti. Harry üzerinde bıraktığı etkiyi hep çok sevmişti.

Ardından daha morluğu geçmemiş aşk ısırığını tekrar öptü. Geçmesine izin vermemek adını orayı birazcık dişledi. Harry 'nin elleri kalçasına gittiğinde sadece tahrik olayının yanlış yerlere gittiğini fark etti Louis. Bununla gülümsedi ve hemen dudaklarına bir öpücük kondurup ayaklandı. Harry aniden gelen boşluk hissi ile afallamışçasına etrafına baktı. Louis onun bu halinin ne kadar sevimli olduğunu düşünmeden edemiyordu. Başını kaldırıp Louis 'ye baktı. "Beni bu halde bırakacak mısın?" Dudaklarını büküp yavru köpek bakışı yapınca Louis ağlamak istedi. Çok şirin gözüküyordu.

"Sana birkaç saat çalışma izini veriyorum Styles. Eğer iki saat sonra aşağıda olmazsan akşam salonda yatarsın." Harry gözlerini büyüttü. Salonda yatmak demek, akşam Louis 'ye dokunamamak demekti. Harry hızla başını salladı. "İstersen hemen bile gelebilirim." Louis ona gülümsedi. "Çalışmana devam et Styles." Ardından ona öpücük atarak kapıdan çıktı ve aşağıya indi.

Merdivenlerden neşe ile indikten sonra kendini koltuğa attı. Tam elini kitaba uzatmıştı ki, kitabın üzerindeki o şeyi gördü. Louis ağzından kaçan küçük çığlığa engel olmadı. Kitabının üzerinde bir örümcek vardı! Koşarak mutfağa kaçtı ve mutfağın kapısını aralık kalacak şekilde örttü.

Böylece sekiz bacaklı ve tüylü iğrenç varlığın nereye gittiğini görebilirdi. Görmek istediğinden değildi ama yerini bilmesi ona avantaj sağlardı. Ne yapacağını şaşırarak elini telefonuna uzattı ve Harry 'ye mesaj atmaya karar verdi. Tam o sırada örümcek hareket etmeye başladı ve Louis kapıya yapıştı. Örümcek kitaptan inip salonun kapısının yanında durduğunda Louis kendisine olan yakınlığı nedeniyle neredeyse ağlayacaktı.

Hızla Harry 'nin adını rehberinde buldu ve mesaj kısmını açtı.

Louis: Harry salon kapısının yanında örümcek var. Lütfen onu öldürebilir misin?

Louis: Harry lütfen?

Harry cevap vermediğinde öfkelenmeye başladı. Tanrı Aşkına bu çocuk telefonuna bakmıyor uydu?

Louis: HARRY.

Fakat Harry cevap vermeyince bayılacak gibi hissetti. Onu bu gece yanında yatırmayacaktı. Hayır, bu olmayacaktı. O sırada gelen mesaj sesi ile telefonunda döndü.

Harry: Harry gitti. Harry öldü. Sıradan sen varsın. xx Örümcek

Louis yanaklarının öfke ile kızardığını hissetti.

Louis: BENİMLE OYNAMA STYLES

Öfke ile telefonunu bırakırken merdivenden inen ayak seslerini duydu. Ardından bir çarpma ve dış açının açılma ve kapanma sesini duydu. Sonra ise mutfak kapısı açıldı. Harry pis bir sırıtma ile kendisine bakıyordu. "Onu dışarıya attım. Şimdi dışarıya çık Louis." Louis ona kızgın bir bakış atıp tedbirli adımlar ile salondan içeriye girdi. Pekâlâ, örümcek yoktu.

Harry arkadan kendisine sarılınca öfke ile kollarını çekti. "Bana dokunma Styles." Harry kıkırdadı. "Hadi ama bebeğim, sadece şaka yapıyordum." Louis şımarık bir tavırla burun kıvırdı. "Bu gece benle uyumayacaksın." Harry gözlerini büyüttü. "Ne!" Ardından dehşete düşmüş bir şekilde karşısındaki oğla baktı. "Ciddi olamazsın!" Louis tekrar şımarık bir tavırla başını salladı. "Ciddiyim." Harry ona yalvarır gibi baktı. "Louis sana iki gündür dokunmuyorum bu gece de bir şey olmazsa artık sağ elimle anlaşacağım." Louis gülmemek için direndi ama Harry onun dudağının kenarındaki kıvrılmayı görmüştü.

"Bu gece bana dokunamazsın Styles." Harry bakışlarını saatine kaydırdı. Hala öğlendi. Harry yüzündeki oyuncu sırıtışla Louis 'nin üzerine yürüdü. "Madem gece sana dokunmam, o zaman şimdi dokunurum." Louis şaşkınca kaşlarını kaldırdı. "Sonuçta hala öğlen." Ardından oğlanı sırtına attığı gibi merdivenleri çıkmaya başladı.

"HARRY EDWARD STYLES İNDİR BENİ!"


Spider || Larry Stylinson [One-Shot]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin