"Bencil zengin ve iğrenç insanlar! "
Kahretsin! Bu adam benim paramı daha vermedi. Hemen bişeyler yapmam gerekiyordu. Ayağımla tek harekette eline vurup elindeki silahı yere düşürmesini sağladım.
"Sen ne yapıyorsun adi pislik. Bu adamı öldüremezsin! Daha para mı vermedi!"
Ahh zengin züppeler yalnızca kendilerini düşünürler. Bizlerin halinden anlayamazdı elbette. İri gövdeli adam dönmüş bana bakıyordu. O kadar sinirliydiki gözlerinden adeta ateş fışkırıyordu . İri ve mavi gözleri kıpkırmızı olmuştu. Ondan korkmuyordum. Hem ne yapabilirdi ki? Bende aynı şekilde gözlerimi onun gözlerine dikerek meydan okuyordum.
"Seni sürtük! Ne yaptığını zannediyorsun he?! Paran neyse öderiz. Çık şu lanet odadan!"
Yapabildiği bumuydu yani? Sadece bir korkak gibi başından atmak. Paran neyse öderizde neyin nesiydi? Hayat kadını muamelesine dayanamayıp göğsüne bir tekma daha attım. Ne yaptığımı zannediyordum?!! Şimdi benim kemiklerimi teker teker kırıp elime vericek. İşte şimdi bok çuvalına dönecektim. Dört duvarın içinde iri gövdeli adama meydan okuyordum. Birazdan komaya girecektim. O sendelerken gözlerimi kapattım. Rüya olmasını o kadar isterdim ki? Gözlerimi açtığımda koca adam irkilmis derin nefesler alıyordu. Tanrım gerçekti oradaydı karşımda. Yoksa bendemi kendi ölümümü kendi ellerimle hazırlamak istiyordum? Nede olsa kaybedecek hiçbir şeyim yoktu!
"Hergün senin gibi pisliklerin bokunu temizlemekten sıkıldım. Bide yetmiyormuş gibi paramı veren adamları öldürüyorsunuz! Yeter leş faresi! Sizin derdiniz ne he?! Senin ablan sürtük olmasaydı bu adam hergün kapısında anırmazdı. Rahat bırakın bunağı. Yoksa sizi fena benzetirim!"
Kendimi fazla kaptırmıştım. Ablasına sürtük mü demiştim? İşte şimdi işim bitmişti. Tanrı günahlarımı affetsin. Ben artık ölüydüm.
Biraz bekledikten sonra kendine geldi ve yavaş adımlarla yaklaşmaya başladı. Öylece dikilmiş ölümümü bekliyordum. O kadar yaklaşmıştıki nefesini yüzümde hissediyordum. Yüzünde sinirlendiğine dair bir belirti yoktu. Kalbim hızla çarpıyordu. Ona birşey belli etmemeye çalışıyordum. Elini belimde hissettimki aniden geriye doğru sendeledim. Ölümü beklerken ne yapıyordu bu böyle? O kadar sinirlenmiş olacakki önce beni ayartıp sonra leş çuvalına döndürecekti. Pislik! Belliki zekiydi.
Ben geri adım attıkça dahada yaklaşıyordu. Bir kere daha adım atacaktımki sırtım duvara yaslandı. İşte şimdi boku yedim. Hareket edemez halde duruyordum. Koca gövdesi görebildiğim yer kadardı. İki elimi göğüsüne koyarak ittirdim. Sırıtarak yüzüme baktı ve kulağıma usulca yaklaşıp;"Daha önce hiçbir sürtük beni reddetmedi. Bu tavrın hoşuma gitti. Beni sana daha çok çekiyor küçük hanım."
Dedi fısıltılı bir sesle.
"Adi pislik."
Diyerek ona sert bir bakış attım.
"Sen iğrenç herifin tekisin!"
Diye devam ettim. Kahkaha attı iri adam. Ve yerdeki silahı almak için dönecekti ki..
İyi seyirler kıymetli okurlar..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMİLY
Teen Fiction"HERŞEYİNİ KAYBEDEN İNSANDAN KORKUN!" Hergün sokakta yaşayan bir delinin ağzından bu cümleyle uyanıyordum. Herşeyini kaybeden bir insandan neden korkulsun ki ? Zaten herşeyi kaybetmiş . Aklımdan hiç çıkmıyordu bu cümle. Ailem beni terk etmiş daha bi...