VK-3

3.8K 203 21
                                    

multi media sığırımız. Vote ve yorumları unutmayalım iyi okumalar :*

Allah'ım neden bunca insan varken ben rezil oluyorum. Neden yani?

Çığır adındaki çocuk kartını masaya bıraktıktan sonra eski yerine -benim yanıma demiyorum çünkü moralim bozulacak- geçmedi. Bende olsam bende geçmezdim şimdi. Off annesi de bu ismi düşünürken çok uğraşmış mı? Hepsi annesinin suçu ve ya bu ismi koyan her kimse onun suçu. İnsan düşünmez mi benim çocuğumla sığır diye dalga geçerler diye değil mi ama?

Ben düşüncelerimle boğulurken
"Polen Başal." Denmesiyle "Hı?" Dedim. Herkes gülmeye başladığında yoklama da benim adımın söylendiğini anladım. Ve... Polen Başal yine rezil olur.

Yanımda anıran kıza baktım.
"Daha komik bir şey görmek ister misin?" Kız kafasını evet anlamında salladığında "aynaya bak." dedim. Kızın yüzün yavaş yavaş solarken dil çıkarıp giriş kartımı masaya bıraktım.

Geri yerime geçerken kız bana ters ters bakıyordu. Bir salak ben ve Sahil'e bakıp "Hani kardeş değildiniz soyadlarınız aynı?" Diye bir soru attı ortaya. "tesadüf." Diye cevapladım.

Hoca iki tane takıp yaptı. Beni de pasöre koydu. Ben ve pasör olmak? Duvar bile benden iyi voleybol oynuyordur. Sarışın bir kız saçını savurduktan sonra bana bakıp "Sen salak mısın yoksa komiklik olsun diye mi yapıyorsun?" Diye laf attı. Ona sırıtarak bakıp "Ben de beyninde göğüslerin gibi silikon mu diye düşünüyordum. İkimiz de ne düşünceliyiz değil mi?" Kız morardığında Sahil hariç herkes gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmıştı Çığır bile. Onun morarmasının üzerine zafer kazanmışçasına gülümsedim. Sen kim oluyorsun da Polen Başal'a laf atıyorsun?

Düdüğün çalmasıyla top tam bana geldi vuracakken aptal sarışın bana çelme taktı ve kendisi topa vurdu. Ben ise yerdeydim. Başka bir kız topu karşıya gönderirken ezilme tehlikesi geçirdim. Hoca bana "Hızlı ol, hemen ayağa kalk!" Diye bağırırken mızmızlanarak ayağa kalktım. Sonra da "Bu yaptığı faul!" Diye bağırdım. Herkes oyuna öyle bir odaklanmıştı ki beni fuymadılar bile.

°●°●°●°●°●°●°●°●°●°●

Benim yüzümden bizim takım kaybetmişti ve takımdaki kızlar bana öldürücü bakışlar atıyordu. Aptal sarışın Çığır'a beni gösterip "Ya bunun yüzünden kaybettik! Geri zekalı! Aptal! Oynamayı bilmiyorsan neden geliyorsun?!" Diye bağırdı.

Bir tarafım boşver bunun demesiyle mi aptal olunuyor dese de benim için önemsiz birisi olsa da benim hakkımda böyle konuştuğu için üzülmüştüm. Beni Çığır'a rezil ediyordu. Tam ben cevap verecekken Çığır, aptal sarışına dönüp "İşin içinde bir ödül bile yok, bir oyun için bu hakaretler çok fazla Çağla." Dedi.

Elimi bir dakika yaptıktan sonra boğazımı temizledim ve konuştum. "ilk olarak voleybol oynamayı bilmiyorum diye geri zekalı diye birşey diyemezsin. Beni tanımıyorsun bile. Asıl bu yaptığın geri zekalıca." Tamam, derslerim kötü olabilir ama olabilir. Daha önve hiç kendimi denemedim bu yüzden bilmiyorum. Sınavlarda hep kopya çektiğim için derslerim orta.

Elimi iki yapıp gösterdim. "2. Olarak sarışınlar aptal olur. O yüzden sensin aptal." Sonra da üç yapıp gösyerdim. "3. Olarak voleybolu öğrenmek için geldim." Saçımı arkaya attıktan sonra "Son olarak." Dedim ve haraket çektim. "Bu sana girsin." Deyip yanlarından ayrıldım. Ayrılmadan önce Çığır'ın gülme sesini ve Çağla denen aptal sarışının "terbiyesiz!" Diye bağırdığını duydum.

Voleybol şortum çok kısa olduğu için soyunma odasına gidip altımı değiştirdim. Normalde ben öyle kısa giyinmeyi takan kızlardan değildim ama annem çalıştığı için ve bizi eve bırakamayacağı için dolmuşla gidecektik ve yurdumuz erkeklerini tanıyoruz. Sadece onlar da değil bir de cıkcıklayan teyzeler var. Boşuna sinir sistemimi bozmaya gerek yok.

Soyunma odasından çıktıktan sonra Sahil'e çıktığımı belirten bir mesaj attım.

2 dakika sonra Sahil yanıma geldi.

Karşıyaka dolmuşu nihahet geldiğinde sıkış tepiş bir dolmuşla karşılaştık. Sahil'e "Parayı sen öde!" Diye bağırdım. Tabii kendi sesimi bile zor duydum. Yanımda bir bebek zır zır ağlıyordu. Şeytan diyor suratına bir tane çarp. Konuşmayı bilmiyorlar anca ağlıyorlar. Yiyip içip kaka yapmaktan ve ağlamaktan baika birşey yapmıyorlar. O yüzden bebeklerden nefret ediyorum. Tabii bazen de yanaklarını avuçlarımın içine alıp sıkasım geliyor o ayrı konu. Oksijenim giderek azalıyordu ve eve gelmemize daha çok vardı.

Teyze koltuğa yayılmış camdan dışarıyı izliyordu ve cam da kapalıydı. "Teyze, camı açsana!" Diye bağırdım. "yok, bana çarpıyor." ben sana bir çarpacağım şimdi.

Nihayet eve yaklaştığımızda "Müsait bir yerde!" Diye bağırdım. Şoför duymadığı için gitmeye devam ediyordu. Hadi bakalım! Şimdi de yürüyeceğiz. Tekrar bağırdığım. Ama yine sonuç aynı. "müsait bir yerde!" Diye ciyakladığımda uyuyan bebek sesime uyandı ve ağlamaya başladı. Şoför nihayet dolmuşu durdurduğunda. İnsanları iterek aşağı indim.

Dolmuş tekrar ilerlerken birşey eksik gibi geldi. Çantam burdaydı, Sahil burday- Sahil!

Gözden kaybolan dolmuşa bakıp dizlerime vurdum. Sonra hızlıca çantamdan telefonumu çıkartıp Sahil'i aradım. Telefon çalarken bir yandan da Sahil'e sövüyordum. Telefon 5. çalışta açıldı ve Sahil'in uykulu sesi geldi."Alo?"

"Geri zekalı!" Diye bağırdığımda yerinden sıçradığına emindim. Hayır o gürültüde, o sıcakta nasıl uyumuştu aklım ermiyordu.

"Nerdesin?!" Diye bağırdım tekrar.

"Dolmuştayım." Diye mırıldandı.

"Allah'ım ya!" Diye bağırdıktan sonra sesimi alçaltıp "Sahilciğim, bir camdan dışarı bakar mısın, bizim eve yaklaşmış mısın?" Dedim.

Bir dakika sonra "Siktir!" Diye bağırdı. Hışırtı sesinden sonra birisinin "bu gençler iyice terbiyesizleşti." Dediğini duydum. Sonra da Sahil'in "inecek var!" Diye bağırmasını.

Voleybol Katili -Ara Verildi-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin