Gecenin alaca siyahı. Bir sahilde, iki kişiyiz. Deniz siyah. Gökyüzü siyah. Ateş başı, o yemyeşil. Kızıl saçlarıma vuran yeşil ateş gözlerine yansıyor. Yeşil gözlerine kızıl saçlarım yansıyor. Sen bana bir şiir okuyorsun, içim gidiyor.
Bana mübeccel anlattı, ben dinledim düşsel leşleri,
Anlattı ben de dinledim on ikisi de deli olan kardeşleri.
Şair şairken yazdı bu şiiri düzayak hânesinde,
Bir şiir gelişti ve gece o Ceneviz Kerhanesi'nde.
Galata Çin'de değil, şâirin içindekinin,
Çiçek pasajında çiçekçi dükkanı var Milinski'nin.
Bir şiir biliyorsun, ayakta bira içebilir,
Bir şiir nerden baksan şâirini seçebilir.
Üç Galata gecesi diyorum, gözleri âhu,
Milinski söylesene, peki bu güzel avrat otu da kim yahu?
Kayıkta kızcağızı boş bırakmamışlar bir an,
Bu kahır o çiçek bahçelerine yaraşmaz Ivan.
Şairin uzak ablasızlığı ve içinde denizin,
Bacakları mübeccelin ve gül lekeli bi' benizin.
Şair: " Zırlamadan anlat! " dedi. (anlat!)
Anlat kimlerin yüreğinde kız kulesi gibi grev çivileri var...
Geceleri Galata'da gülerken bacaklarımız uzamış.
Alıştık artık ölüme...
Diyeceğim şu Ivan Milinski;
Ölüm için ayırdık geceleri gülerken,
Galata'da...Son kez tekrarladın, "Anlat kimlerin yüreğinde kız kulesi gibi grev çivileri var..."
O gece ilk kez üşüdüm. Kanım üşüdü. Kanım denizi özledi. Elimizde bir keski vardı; deştik şiir borularını, her yer şiire bulandı. Kanım denizi özledi, sarıldık. Ellerim kızıl, siyah yeşil yağlı boyalı. Kirpik uçlarını yeşile, yüzünü siyaha boyadım. Gözlerin? Gözlerin zaten yeşil. Saç uçlarımızdan siyah dizeler aktı bileklerimizdeki kızıla inat. Kim bilir ne okunmamış şiirler döküldü bu denize, içimin depremsiz denizinde yüzen filikalardan. İşte şimdi kavuştuk seninle Galata. İşte şimdi Kız Kulesi oldum yüreğimdeki grev çivilerimle. Yüzdük. Buralar benim denizim. Sen bilmezsin. Sarıldık. İlk kez o zaman öptün beni. Son kez o zaman.. Yüzdük, yüzdük. Lakin hiçbir yere varamadık. Sen her kulacında içimin denizlerini kat eden Galata oldun, ben öylece duran Kız Kulesi. Kavuştuk ve öldük. Biblo şairlerine inat sen Galata oldun, ben Kız Kulesi. Sonra sonsuza dek mutlu öldük..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
öncelikle
Non-FictionÖncelikle, siyah sayfadaki yeşil yazılardır bunlar. İçimin yangınları kül oldu, ben de o küllerle şiirler yazdım. Anlatamayacak kadar güçsüz oluşumdan sıyrılarak yazıyorum bu satırları. Bin kez daha vurulacak içimdeki iki kurşun arasında kalmış beş...