Artemis Adası

Bölüm 2: İNTİKAM İÇİN

Silas ben gördüm. Ona sinirle bakarken Iris yanıma gelerek " Kim bu adam?" diye sordu. "Babamın avukatıydı." Sınırlı olarak bakışlarımı tekrar ona doğrultuğumda beni fark ederek
"İnci konuşmamız gereken çok şey var. Babanın ölümü yatırımcı camiasında ciddi anlamda kötü etkiler doğurdu." dedi bana. Bunları söylerken iyice sinirlenmiş vaziyette
"Silas, biraz kibar ol. Bundan sonra babamın işlerini ben devralıyorum."dedim. Uşağımız olan Thomas ' a seslenerek bana hem işlerimde hem de babamın bankasını yönetebilecek birini bulmasını söyledim. Sonra Silas 'a dönerek" Artık senin yardımını istemiyorum."
Bana bozularak " Krizden sonra Wall Street'teki birçok tacir gibi kendi canına kıymış...
Ne büyük trajedi." diyerek beni sinirden deli etmeye başlamıştı. "Buna inanmak istemiyorum. Şimdi çık evimden hem de hemen."diyerek merdivenlerden inerek İris'e sarıldım. Gözyaşlarıma hakim olamayıp ağlamaya başladım daha sonra İris'in demesiyle lavaboya gittim. Başımı kaldırdığımda aynada o sakin , güleryüzlü , neşeli kızdan eser yoktu. Gözyaşlarımın onun birinde sinir ve intikam ateşi fışkırıyordu. Babamın krizden etkilenmesinin bir sebebi olmalıydı. Kapı çaldığında bu düşüncelerden sıyrılarak kapıya baktım. "İyi misin?"dedi Iris. "İyiyim ama daha iyi olacağım."dedim. Beraber yemek masasına geçtik. Masaya oturduğumuzda Thomas'ın da bizimle yemesi için ısrar ettim daha doğrusu ben ınat ettim. Çünkü evin içindeki herkes inatçı olduğumu biliyordu. Yemekte sohbet koyulaşınca Thomas 'a dönerek" Thomas bu evde beni en iyi sen tanırsın. Bana bulacağın yardımcı senin tanıyıp güvendiğin birisi olsun." dedim bana çocukken baktığı gibi bakarak "Tamam. Sen nasıl istersen" dedi.Evdeki hizmetçiler masasını toplarken Clara sakinleşmem için bitki çayı yapmıştı. Onu yudumlarken aklıma annem geldi. Onu en son gördüğümde daha 6 yaşındaydım. Acaba beni nasıl oldu da bıraktı? Kendimi geçtim abimi nasıl bırakmıştı? En çok abime değer veriyorlardı. Abim 23 yaşında vefat etmişti. Thomas'ın seslenişiyle birden irkildim. Bana yardımcı bulduğunu söyledi. Yeğeni olduğunu ve güvenilir birisi olduğunu söyledi. Ben de Thomas'a bir saat sonra buraya gelmesini  söyledim. Yukarı odama çıkarken Iris bana " Sen yardımcın ile konuşurken ben uyuyor olacağım. Hem üzerine düzgün bir şeyler giy."dedi. Giyinme odama girip siyah straplez tulumumu ve altına siyah dolgu topuklu ayakkabımı giydim. Sonra saçımı at kuyruğu yaptım. Boy aynasında kendime bakarken kapı zili çaldı. Clara'nın sesini duyduktan hemen sonra kendimi podyumda hissederek yürümeye başladım. Merdivenlerden yavaş inmeye başladım. Sırtı bana dönüktü. siyah takım elbise içerisinde oturuyordu. Geldiğimi fark etmemiş olmalı ki yaptığım ilk tablomu inceliyordu. Biraz öksürdükten sonra arkasını dönerek "Kusura bakmayın. Geldiğinizi fark etmemiştim." Ne kusuru noksansız yaratılmışsın demek vardı.Neler saçmalıyorum ben dedim kendi kendime. " Önemli değil.Adım Pearl. Pearl Wallace. " o deniz mavisi gözlerinde boğuluyordum resmen. Clara'yı gördüğümde bugünkü yaptığı bitki çayından istedim. Bana bakarak " Adım Brandon Allen. Amcam sizin yardımcıya ihtiyacınız olduğunu söyledi. Size nasıl yardımcı olabilirim?" dedi.

"Öncellikle Bay Allen-" 

"Brandon demeniz yeterli" diyerek lafımı kesti. "Peki Brandon. Yapacağımız her  şey ikimizin arasında sır olarak kalacak. Şimdi senden şunu istiyorum.Yer altındaki birkaç mafya var. Onlar beni tanır. Benjamin'in kardeşi Pearl geri dönüyor dersen gerekli olan her şeyi vereceklerdir sana." dedim. Artık abimin yerine geçebilirdim. Tam o sırada Clara çayları dağıttı. Bana yandan bakarak " Neden mafya ile muhatap olacaz?" diye sorunca sinsi bir gülüş atarak " İntikam için"

Başa sarıyor hayat, baştan koşuyorum
 Ucu gözükmeyen yokuşunda

 Ve hayat, intikam istiyor ruhundan bir parça

Yanan kor ateşten
Tutsaklık haram olur ateşe

İntikamsız yaşanan bir ömürde

(orhyderler)